Ortalık ‘’namuslulardan ‘’geçilmiyor. Eylül’ün yaşadığı vahşet karşısında bağırıp çağırmalar, olayı kendi siyasi hedefleri için malzeme yapıp idam isteriz diye gezinenler. 

Daha önce de belirtmiştim. Siz bataklığı kurutmaya niyetli falan değilsiniz. Bütün amacınız sivrisineklerle uğraşmak, böylece sinek ilacı satıp para kazanan esnaf gibi her acının üzerinden kendinize yeni rantlar, yeni çıkarlar peşindesiniz. 

Yoksa kadın örgütlerinin, eğitimcilerin binlerce kere söylediklerine kulak kabartırdınız. En azından Ensar Vakfı’nı korumazdınız. 

TRT’ye ilmi kendinden menkul, cinsel fantezilerini din kisvesi altında sunanları çıkarmazdınız. 

İstismarcıları koruyacak kanunu gecenin bir yarısında geçirmeye çalışmazdınız.

‘’Babanın kızına şehvet duyması günah değildir’’ diyen bir kurum hala açık ve pek çok bakanlığın bütçesinden daha fazlasını hortumlarken hala doymuyor daha fazlasını istiyor. 

Hiç suçlu aramayın hepiniz aynaya bakarsanız asıl suçluyu orada görürsünüz. 

Çocuklarımızın acıları üzerinden siyasi hayaller kuracak kadar insanlığınızı terk etmiş durumdasınız. 

Ya sosyal medya üzerinde hönkürüp duran mahallenin namus bekçilerine ne demeli? Yolda gördükleri kadınlara yiyecek gibi bakıp kafalarından binlerce fantezi geçiren, kendisine inanıp seven biriyle birlikte olduktan sonra ‘’kusura bakma ben bakire olanla evlenirim’’ diyerek tüm dünyasını alt üst etmeyi kendine hak görüp, bir de ‘’ çapkınlıklarını’’ kahve masalarına meze yapacak kadar küçülürken, oğlunun ‘’milli ‘’olması için onu geneleve götüren babalar, biriciğininin peşinde kaç kızın olduğunu günlerde ballandıra ballandıra anlatan anneler mi bu acıyı hissediyor. Bırakın artık riyakarlığı, hepimiz çürüdük. İnsanlıktan en ufak bir şey kalmadı içimizde, eğer mağdur bir iki yaş büyük olsaydı, ‘’orada ne işi vardı’’dan’’ neden bağırmadı’’ya kadar bir dolu bahane ile  yapılana mazaret bulmakta hiç utanmayacaktık. 

Ya ‘’hukuk’’adına yaşanan garabete ne demeli? 

Eğer kamuoyu baskısı yoksa hangi suçlu hak ettiği cezaya çarptırıldı? İyi niyet, tecavüz tam gerçekleşmemiş, zaten akli dengesi yerinde değilmiş indirimleri kimlere uygulanıyor bu ülkede?

Aynı şeyleri yazmaktan ben utandım da sizler riyakarlığınızdan utanmadınız. 

Şimdi çıkıp ortalıkta bir kaç gün bağırıp, sonra bataklığınıza geri döneceksiniz, ta ki yeni bir acı tekrar yüzünüze çarpana kadar. 

Bu ülkede hiç birinize değil sadece o çocuklara acıyorum böylesine riyakar büyüklere mahkum oldukları için.

Hep söyledik, yine söylüyoruz cezaların artması bataklığı kurutmaz. Eğitim sisteminden başlayarak,

“mış” gibi yaparak değil, köklü yenilikler yapmadan, “namus” ve toplumsal cinsiyet  algısını değiştirmeden, ataerkil sistemi yıkmadan bu soruna kesin çözüm bulamazsınız. Basına yansıyanlar buzdağının üst kısmı, asıl korkunç gerçek hala görünür değil. 

Eğer bu suçla mücadele de samimiyseniz, kadın ve çocuk hakları ile ilgili kuruluşalara kulak vermelisiniz. Başkaca çıkışımız yok.

Not: Bu yazı hazırlanırken Leyla’nın cansız bedeninin bulunduğu haberi düştü, o masum gözler hepimizin kabusu olacak ve gölgeleri peşimizi asla bırakmayacak.