Oxford Üniversitesi – Reuters Institute for Study of Journalism (Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü) tarafından yayınlanan araştırma, Türkiye’de medyada otosansürün ulaştığı boyutları gözler önüne serdi. Araştırma, OHAL’in ilanıyla birlikte insan hakkı ihlallerinde yaşanan artışa zıt biçimde basında ihlal haberlerinin azaldığını ortaya koydu.

Gazeteci Kemal Göktaş’ın yürüttügü araştırma, 10 Aralık 2017 ile 13 Şubat 2018 arasında 133 gazeteciyle yapıldı. Google soru formu üzerinden yaklaşık 300 gazeteciye gönderilen ankete 10 Aralık 2017 ve 13 Şubat 2018 tarihleri arasında 133 yanıt geldi.

İŞSİZ KALMA KORKUSU

Gazetecilerin sadece üçte biri insan hakları ihlali haberi yaparken kendini özgür hissettiğini, üçte ikisi sıklıkla veya her zaman özgür hissetmediğini belirtti.

İnsan hakları ihlallerine ilişkin haber yaparken yargılanmaktan korkmadığını söyleyen gazeteci ise yok: Yüzde 43.6’sı bu korkuyu çok sık, yüzde 31’i sık, yüzde 14’i bazen, yüzde 10.5’u ise nadiren korktuğunu belirtti. Hak ihlali haberi nedeniyle işini kaybetme korkusu hükümet yanlısı medyada yüzde 81. İşsiz kalan gazetecilerin yeni iş ararken insan hakkı ihlaline ilişkin haber yapmış olmalarının iş bulmalarını olumsuz etkileyeceğini düşünenlerin oranı yüzde 97 oldu.

BİRİNCİ NEDEN POLİTİK BASKI

“İnsan hakkı ihlalleriyle ilgili haberlerde oto-sansür ne sıklıkla yapılmaktadır?” sorusuna yüzde 32.3 ‘çok sık’, yüzde 41.4 ‘sık’, yüzde 13.5 ‘bazan’, yüzde 9 ‘nadiren’ ve yüzde 3.8 ‘hiçbir zaman’ yanıtını verildi.

Gazeteciler, insan hakkı ihlalleriyle ilgili haberlere engel olan nedenleri ise şöyle sıraladı: Yüzde 95.5 politik baskı, yüzde 74.4 medyadaki sahiplik yapısı, yüzde 64.7 yargı baskısı, yüzde 59.4 işini kaybetme korkusu, üzde 37.4 editoryal baskı, yüzde 18 kamuoyunun negatif tepkisi  ve yüzde 18 habercilerin ihlal haberlerine ilgisizliği.
(Kaynak: gazeteduvar.com.tr)