6 kişinin “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla yargılandığı Gezi davasında sona gelindi. Yarın görülecek dava öncesi Evrensel'e konuşan dava avukatlarından Köksal Bayraktar, dava süreci boyunca pek çok hukuksuzluk yaşandığını belirterek “Bildiğimiz yargılama sistemi içerisinde bulunmuyoruz” dedi. Dava kapsamında yargılanan Avukat Can Atalay ise, “Gezi’yi savunuyoruz. Gezi bu memleketin eşitlik, özgürlük, adalet umudu” dedi.

3 KİŞİYE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ

Gezi eylemlerinin organize edilmesi, sürdürülmesi ve finansının sağlanması iddiası ile 16 kişi hakkında açılan davaya yarın devam edilecek. Celse arasında mütalaasını açıklayan (6 Şubat 2020) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, cemaat savcıları tarafından açılan soruşturmada elde edilen telefon kayıtları gibi tartışmalı kanıtlarda da ısrar ederek, davanın tek tutuklu ismi Osman Kavala ile Yiğit Aksakoğlu ve Yüksek Mimar Mücella Yapıcı’nın "Gezi direnişi’ni organize ve finanse edip hükümeti şiddet yoluyla devirmeye" giriştiğini iddia ederek ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi. Savcılık, dosyada yargılanan Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin de "bu suçun işlenmesine yardımcı oldukları" gerekçesiyle 15 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti. Yurt dışında bulunan sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora ve İnanç Ekmekçi’nin dosyalarının ayrılmasını isteyen savcıya göre bu isimler de ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen isimlerle aynı eylemlere imza atmıştı.

SAVUNMANIN DELİLLERİ ALINMADI

Dosya avukatlarından Köksal Bayraktar görülecek duruşmaya ilişkin bilgi verdi. Bayraktar, “Savcı, esas hakkındaki mütalaayı okuyacak ama hakim ‘Biz mütalaayı herkese dağıttık, okunmasına gerek yok, esas hakkındaki mütalaaya karşı diyeceklerinizi söyleyin’ de diyebilir. Ancak hakimin yapmadığı bir şey var: Tarafların yani biz savunmanın delillerini almak. Bunu yapmak zorunda ama yapmadı. Dolayısıyla biz de duruşmada onu söyleyeceğiz” diye konuştu.

Bayraktar, mahkemenin yargılama sürecinin başından itibaren usule uygun davranmadığını belirterek “Şimdi ceza yargılamalarında önce sanıkların ifadesi alınır, arkasından katılan tarafın sözleri alınır ve delillerini ortaya koymaları istenir. Sonra da savunmanın delileri ortaya koyması beklenir. Bundan sonra mütalaanın istenmesi gerekir. Ama biz daha delillerimizi ortaya koymadan mütalaa açıklandı. Yani deliller toplanmadan savcı görüşünü bildirdi demektir bu. Ceza Muhakemesi Kanunu’na aykırılık var burada” dedi. Bayraktar, bunun savunma hakkının kısıtlanması anlamına geldiğinin altını çizdi.

"TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİ Mİ?"

Yargılama süreci boyunca yaşananları hatırlatan Bayraktar, “Tahliye yönünde karar veren mahkeme başkanı değişti, üye değişti. Yeni mahkeme başkanı Gezi’den görüntüler izletti duruşmada. Tanık Murat Papuç avukatlardan kaçırılarak dinlendi ve daha pek çok şey. Bildiğimiz yargılama sistemi içerisinde bulunmuyoruz, bizim özlediğimiz, zaman zaman uygulanmasını gördüğümüz yargı bu değil. Yargı bu değil. Yani bu konuda çok ağır yorum yapılabilir, bunu yapmak istemiyorum. Türkiye bir hukuk devleti mi acaba, bunu düşünüyorum ben” ifadelerini kullandı.

"KARAR ÇIKMAMALI DİYE UMUYORUM"

Osman Kavala hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) "Derhal salıverilmeli" kararı olduğunu da hatırlatan Bayraktar, “Mahkeme, AİHM’nin kararına uymuyor. Müvekkilimiz Osman Kavala AİHM’ye aykırı bir şekilde tutuklu. Böyle bir şey olamaz” dedi.

Her duruşmada olduğu gibi Osman Kavala’nın tutukluluğunun sonlanmasını isteyeceklerini söyleyen Bayraktar, "Karar çıkmasını bekliyor musunuz?" sorusuna ise, “Hayır, çıkmamalı, çıkmamalı diye umuyorum” yanıtını verdi.

"GEZİ; EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK, ADALET UMUDUDUR"

Dosya kapsamında 15 yıldan 20 yıla kadar hapsi istenen Avukat Can Atalay, “Biz Gezi’yi savunuyoruz, Gezi bu memleketin eşitlik, özgürlük, adalet umudu olduğu için, Türkiye’de demokratikleşme olacaksa bunun en önemli kaynaklarından biri Gezi olduğu için Gezi’yi savunuyoruz. Duruşmalar boyunca kendi şahsımızla ilgili neredeyse hiçbir şey söylemedik. Gezi’nin toplumsal, siyasal, ahlaki ve hukuki bakiyesi her neyse onurla taşıyoruz ve taşımaya devam edeceğiz” diye konuştu.