Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Sakarya Tank-Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesinin iptali istemiyle Danıştay’da açtığı davanın reddedilmesinin ardından bu kez başvurusunu Anayasa Mahkemesine taşıdı...

HKP'den yapılan yazılı açıklamada, şu bilgiler verildi:

ANAYASA MAHKEMESİNE TEDBİR TALEPLİ BAŞVURU YAPTIK

       Danıştay 13. Dairesi, Partimizin davacı olduğu Sakarya Tank-Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesinin iptali talebimizle açtığımız davada, önce yürütmenin durdurulması talebini reddetmiş, daha sonra da davayı esastan reddetmişti.

Bu karara karşı temyiz yoluna başvurmamız üzerine de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu temyiz talebimizi, HİÇBİR GEREKÇE BELİRTMEDEN reddetmişti.

Ne var ki Danıştay İDDK bu kararı 6’ya karşı 9 oyla verebildi.

6 üye, gerçekten kamu hukukunu, memleket hukukunu ve bağımsız Türkiye’yi savunarak, özelleştirme işleminin anayasaya, yasalara, kamu yararına aykırı olduğu yönünde güçlü şerhler düşmüşler ve özelleştirmenin iptaline karar verilmesi gerektiğini ifade etmişlerdi.

Bu kere, Özelleştirme işlemi yasal dayanaktan yoksun olarak, cumhurbaşkanlığı kararı ile yapıldığından; Cumhurbaşkanlığı, Özelleştirme Yüksek Kurulu yetkisini bir genelge ile kullandığından ve en önemlisi, Milli Savunmaya dönük özel yasalar ihlal edildiğinden, Danıştay nihai kararına karşı bu kez TAM KANUNSUZLUK hali, HUKUK DEVLETİ ilkesi ihlali ve Etkili Hak Arama Hürriyeti ihlallerine dayanarak ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURDUK.

Mesele tüm memleketi etkilediğinden ivedi olarak TEDBİR kararı verilerek Özelleştirme işleminin iptalini talep ettik. Partimiz avukatları bugün Anayasa Mahkemesine başvurumuzu sundular.

Başvurumuzda da belirttiğimiz gibi -her ne kadar bugün için tahakküm altına sokulmuş olsa da- “Türk Silahlı Kuvvetleri, Anayasal bir güç olup, anayasanın da, hukukun da, ülkenin de varlık yokluk organıdır. Bu organın bir uzvunun özelleştirilmesi, anayasal bir hukuk devletinin olmadığı, piyasalaştırılmış ve giderek ordusuz kalmış, hukukta tarifi olmayan bir amorf devlet, “olmayan devlet” yapısı oluşturur. Kaldı ki vatandaşların, beşeri yaşam ve toplumsal kurumların korunmadığı, ya da bu koruma görev ve yetkisinin kamusallığı yok edilerek devlet dışı özel kişilere, özellikle de yabancı ortaklı özel kişilere devredildiği ülkedeki devlet sosyal bir devlet değildir.”

Kaçak Saray, AKP’giller ve Parababaları erken bayram etmesin; Mustafa Kemal geleneği tüm Kuvayimilliye mallarımızı geri kazanacaktır. Bu TSK’de de başarılacaktır. Er ya da geç!