Koronavirüs salgınıyla mücadele için alınan önlemlerin gevşetilerek, 1 Haziran’da “normalleşme” döneminin başladığı Türkiye’de, Ağustos ayında vaka sayısındaki hızlı artış endişelere neden oluyor.

20 Mayıs’taki açıklamasında “ikinci dalga beklemiyoruz” diyen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ağustos ayı başında günlük vaka sayısının binin üzerinde olduğuna dikkat çekerek, temaslı kişilerin pozitif vakaya dönüşme oranının Mayıs’a kıyasla 1,3 kat arttığını duyurdu.

Bakan Koca, Twitter hesabı üzerinden vatandaşlara dönük uyarılarını sıklaştırırken, İçişleri Bakanlığı da “maske ve sosyal mesafe kuralının” uygulanıp uygulanmadığına ilişkin denetimlerini yoğunlaştırdı. Ancak Türkiye'de vaka sayılarında hedeflenen gerileme bir türlü sağlanamıyor.

“Halk değil hükümet tedbirsiz” 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) çatısı altındaki tüm tabip odaları COVID-19 testlerinin yaygınlaştırılmasını talep ederken, Ayasofya Camisi’nde Cuma namazına katılan AKP’li vekil Hacı Bayram Türkoğlu’nun kendisine son bir ayda yedi kez test yaptırdığını duyurması sağlık meslek örgütleri ile muhalefetin sert eleştirilerine yol açtı.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, salgının ilerlediğini belirtirken, “1 Haziran sonrasında zaten yetersiz olan test sayıları da, tedbirler de azaltıldı. Vakaların hızla ilerlemesinde halkın tedbirsizliğinden çok hükümetin tedbirsizliği rol oynuyor” dedi.

1 Haziran’dan sonra 243 hastaneyi kapsayan anket çalışması yapan SES, hastanelerin yüzde 51’inde vaka sayısının arttığını, pandemi hastanelerinde bu oranın yüzde 65’e yükseldiğini belirledi.

Kara, DW Türkçe'ye “Hastanelerin sadece yüzde 46’sında güncellenmiş risk değerlendirme ve acil durum planları yapılmış” derken, sağlık personeline rutin testlerin yapılmamasını eleştirdi. Kara, “51 sağlık emekçisi COVID-19'dan hayatını kaybetti. Hükümet bunu umursamıyor. Ama bir vekil, kendine defalarca test yaptırabiliyor. Bu kabul edilemez” çıkışında bulundu.

"Yaşanan çifte standart ortada”

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Gülgün Kıran, AKP’li vekile hastalık belirtisi göstermediği halde bir ay içinde yedi kez test yapılmasının,  üç dört günde bir test yapıldığına işaret ettiğini dile getirdi. 

Kıran, “Bir vatandaşa semptom gösterse bile test yapılmazken, bir vekile hangi kritere göre test yapılmıştır bunun açıklanması şarttır. Yaşanan çitfe standart zaten ortadadır” dedi.

Özellikle sağlık personeline test yapılmasının toplum sağlığı için hayati önemde olmasına karşın bunun gerçekleştirilmemesini eleştiren Kıran, “Meslektaşlarımızın yüzde 67’sine test yapılmamış, yüzde 27’si sadece bir kez test yaptırabilmiş. Bir vekile bir ayda yedi kez test yapılıyorsa, tarama testlerinin kimlere, hangi koşullarda hangi sıklıkla yapıldığını sormak zorundayız” görüşünü dile getirdi.

Hükümetin normalleşme kararının hemen ardından AVM’lerin, turistik tesislerin açıldığını ve Ayasofya'da 350 bin kişinin katılımıyla namaz kılındığını hatırlatan Kıran, “Vakalar artarken, vatandaşı tedbirsiz ve özensiz ilan etmek tamamen sorumsuzluktur. Hükümet, derhal salgınla ilgili gerçek verileri açıklamalı ve ciddi bir salgın yönetimi planı yapmalıdır” uyarısında bulundu.

Özel: Salgın yönetiminde de eşitlik yok

Hükümetin salgın yönetimi muhalefetin de sert eleştirisine neden oluyor. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Bir vekile defalarca test yapılması, salgın yönetiminde şeffaflığın olmadığı gibi eşitliğin de olmadığını gösterdi” dedi.

Özel, vatandaşların COVID-19 vaka temaslı olduklarını bildirmeden test yaptıramadıklarını, vekillerin ise istedikleri anda yaptırabildiklerine dikkat çekerek, “Elbette siyasetçilerin çok temaslı, çok yer değiştiren kişiler oldukları belirtilip birden fazla test gereğinden söz edilebilir ama test yaptırmak bireysel tercihlere bırakılmamalı. Bilimsel kriteri söylenir, ona göre test yapılır. Bir vekile ayrıcalık tanınması hem etik değil hem de meclisin itibarı açısından kabul edilebilir değil” eleştirisi getirdi.

Özel, Cumhurbaşkanlığı ve ona bağlı kurumlarda çalışan yaklaşık 40 bin civarındaki personele üç günde bir test yapıldığı haberlerinin ortalıkta dolaştığına ve bunun da hiçbir şekilde yalanlanmadığına dikkat çekti. 

Özel, “Hangi kriterlerle, kimlere ne kadar test yapıldığının açıklanması salgın yönetimindeki sorunların giderilmesi ve toplum sağlığının korunması açısından hayati önemdedir. Hükümet, gerekeni yapmalıdır” çağrısında bulundu.

"Bulaşın artmasına neden oldular” 

Bir dönem Sağlık Bakanlığı müsteşarlığı görevinde de bulunan İYİ Partili Aytun Çıray, “Vatandaşlarımızın çoğu daha bir kez bile test yaptıramamışken, bir vekilin bir ayda yedi kere test yaptırdığını açıklaması skandaldır, kınıyorum” çıkışında bulundu.

Çıray, Sağlık Bakanlığı ile bakanlığı talimatlarıyla yönlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salgını başından beri kötü yönettiği görüşünde. “Vatandaş tatile gitsin diye vergileri indirdiler, uçak bilet fiyatlarını düşürdüler, bulaşın artmasına neden oldular” diyen Çıray, Ayasofya’da 350 bin kişinin katılımıyla namaz kılınmasının da bulaşın artmasında ciddi rol oynadığını söyledi.

Çıray, “Bu kafayla giderlerse ve tedbirleri ciddi şekilde almazlarsa önümüzdeki günlerde sağlık sisteminin aciller, yoğun bakımlar bölümünde bir çöküş yaşama ihtimalimiz çok yüksek” öngörüsünde bulundu.