Yaklaşık 22 yıldır Serdivan’da yaşıyorum.
Şimdi yaşadığım evin bulunduğu sokakta hayvan besleyen aileler vardı.
Hiç unutamam…
İlk taşındığımız günlerdi ve çok ciddi mide rahatsızlığı geçiriyordum. 
Komşularımızdan biri bizden nane şekeri istedi. Birkaç gün sonra bir karışım getirip, bunu sabah akşam yememi önerdi. Bizden istediği nane şekerini manda sütüyle karıştırmış, koyu bir çözelti elde etmişti.
Yanlış anlaşılmasın, mide rahatsızlığı olanlar, ‘nane şekeri karışımlı  manda sütü içsin’ demiyorum. O sütün komşularımın ahırında yaşayan hayvanlardan sağıldığını anlatmaya çalışıyorum.
Büyükşehir Yasası ile ahırlar yok oldu.
O sokakta şimdi araç parkından dolayı zor yürünüyor.

Değişim hayvancılığın bitmesiyle sınırlı kalmadı.
Serdivan Sakarya’nın sebze deposu; kenti besleyen beldelerden biri olarak bilinirdi.
Depreme kadar da bu özeliğini sürdürdü.
Sonra o büyük felaket ve ardından gelen yoğun yapılaşma…
Ekili araziler hızla sitelere dönüştü.AVM’ler, kafeler, lokantalarla dolu tüketim kenti oldu.
Hizmet sektörü gelişti, tarımsal üretim azaldı.
Tarım artık Serdivan’da sitelerin bittiği noktadan sonra yapılıyor; Selahiye, Kazımpaşa, Aralık, Çubuklu,Beşevler bölgesinde…
Sapanca Gölü  tarafında ise biraz meyve ve süs bitkiciliği…

Bu anlattıklarım, ekilen alanların giderek azalması herkesin bildiği, konuştuğu bir konu…
Nitekim 31 Mart Yerel Seçimlerinde adayların beyannamesinde de yer aldı.
CHP’nin adayı Zafer Kazan, tarım aleyhine işleyen sürecin kırsal kalkınma hamlesi ile değişeceğini belirtmiş ve ‘Kırsal Kalkınma Bürosu’ kuracağını ilan etmişti.
Kazan,  “Biz Serdivan’ın tarım topraklarını geleceğin arsaları olarak görmüyoruz, bununla birlikte çiftçimizin kazanamadığı için tarım topraklarını ekmekten vazgeçtiğinin de farkındayız. Bu nedenle hem tarımla uğraşan vatandaşımızın geçinebilmesi, kentte yaşayanlarında ucuz gıdaya erişimi için belediye bünyesinde bir Kırsal Kalkınma Bürosu kuracağız ve bu Sakarya’da bir ilk olacak” demişti.

AKP’li Yusuf Alemdar da bu konuda çeşitli kereler konuşmuş son seçimde de vaatlerde bulunmuştu.
Örneğin Eylül 2009’da, belediye başkanlığının ilk yılında İHA’nın servis ettiği bir haberde şöyle diyor Alemdar:
“Serdivan ilçemizi bir yanıyla eğitim, sağlık turizm yöresi, diğer yanıyla da çok verimli tarım arazileri nedeniyle organik tarım üssü yapmak için çalışmalarımız devam etmektedir.” 
Son seçiminden önce, yani ilk sözünden 10 yıl sonra da şöyle bir ifadesi var: “Belediyeler sadece yol, asfalt, kanalizasyon yapmıyor. Üreticiye de destek olmak zorunda. Bu anlayışla biz de üretimden satışa kadar üreticinin yanında olacak bir proje ortaya koyuyoruz. Üreticimize her türlü desteği sağlayacak Organik Köy Pazarı projesini hayata geçireceğiz.”

Ne var ki,  Alemdar’ın belediye duvarına yazdırdığı yeni logo üstte söylediklerini desteklemiyor. Rengarenk logonun her harfini, Serdivan’ı yansıtan görsellerle süslemiş.  Doğal güzellikler, Tarihi Beşköprü, yamaç paraşütü, konut siteleri, araç ve motosiklet yarışları hepsi var ama üretimden yana hiçbir şey göremiyorsunuz. Tarım zaten yok.

Yukarıdaki fotoğrafı çekerken, ‘Tarımdan vazgeçmiş’ dedim.
Yanımdaki arkadaşımın yorumu ise şöyle oldu: ‘Sanmam, tarım kalmadı ki koysun. Belki utanmıştır.”