Türkiye'de yetkililer, deprem bölgesindeki asbest tehlikesini ısrarla küçümser ya da inkâr ederken, DW Türkçe'nin özel araştırması, asbestin yaşam alanlarına yayıldığını ve Hatay'daki tehlikenin görmezden gelinemeyecek boyutta olduğunu ortaya çıkardı.

DW muhabirleri, Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nden uzman bir ekiple bölgeden örnekler toplayarak Türk Akreditasyon Kurumu'na (TÜRKAK) kayıtlı bir laboratuvarda ilgili standartlara uygun olarak asbest analizi yaptırdı.

Kentte gözle görülen plansızlığın halk sağlığını tehdit ettiğine dair meslek örgütlerinden yapılan uyarılar, uzun süredir kamu yetkilileri tarafından dikkate alınmıyordu. DW Türkçe'nin DW Çevre Departmanı ile ortaklaşa yürüttüğü araştırma, ilk kez, yıkıntı atıklarında bulunan asbestin yayıldığının tespitini yaptı.

Sonuçlar, Hatay'da asbestin toprak yüzeyine, bitkilere ve yaşam alanlarına bulaştığını, rüzgar ve araçlar vasıtasıyla Gaziantep çarşısına kadar taşınabildiğini gösteriyor.

Araştırma sonuçlarına göre, depremle sarsılan bölge, şimdi de yeni bir afete dönüşebilecek ciddi bir halk sağlığı kriziyle karşı karşıya. Bölgede bulunan veya bölgeyle temas eden yüz binlerce kişi risk altında.

İzmir'de sınır davasını Çiğli kazandı İzmir'de sınır davasını Çiğli kazandı

Kentte şimdiden akut rahatsızlıklara yol açan toz, içeriği nedeniyle uzmanların uzun süredir uyardığı ciddi bir tehdite de kapıları aralıyor. Bu tehdit, etkileri yıllar içinde ortaya çıkan asbest. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre "kesin olarak kanserojen" olarak sınıflandırılan asbest, mezotelyoma yani akciğer zarı kanseri dahil birçok hastalığa yol açabiliyor.