Çocukların cinsel istismar failleriyle evlendirilmesi halinde "cinsel istismar failine af " olarak adlandırılan yasa tartışmaları tekrar gündemde.

Türkiye Psikiyatri Derneği, "evlilik affı" olarak bilinen yasa tartışmalarına tepki göstererek bir açıklama yayınladı ve "Çocukların kendilerine tecavüz eden kişilerle evlendirilmeleri ağır bir çocuk hakkı ihlalidir" dedi.

"Çocuk Haklarını Uygulama Uygarlaşma Yolunda Geriye Gidiyoruz" başlığıyla sivil toplum kuruluşlarının imzasına açılan  açıklamada özetle şu ifadeler yer alıyor:

"Psikososyal boyutlarıyla çok ciddi riskler taşıyor" 

"2005 yılında Türk Ceza Hukuku Reformu ile engellenen kız çocuklarının kendilerine tecavüz eden kişilerle evlendirilmesine ilişkin düzenleme günümüzde yeniden yasal ve psikososyal boyutları ile çok ciddi riskler taşıyan ve çocuk haklarına tümüyle aykırı bir durum olarak önümüze çıkarılmıştır.

Çıkarılmak istenen bu yasal düzenleme, topluma bir çözüm yolu olarak sunulmakta, koruyucu, onarıcı bir yasa imiş gibi bir algı yaratılmaktadır.

Erken yaştaki kız çocuğunun imam nikahı altında, kendinden yaşça büyük erişkinlerle bir araya gelmeye zorlandıkları evliliklerde, 'bu yasa yolu ile cezaevindeki 'koca' af ile çıkacak, aile bütünlüğü yeniden onarılmış olacak' gibi bir açıklama getirilmekte, burada kız çocuğunun bir yakınmasının bulunmaması, ailenin rızasının olması affın gerekçeleri olarak ileri sürülmektedir.
Yapılan araştırmalar, ülkemizdeki erken yaş evliliklerinde, çocukların %30'undan fazlasının yetişkinlerle imam nikahı ile evlendirildiklerini ve bu durumu ailelerin rıza ve onayı ile olduğunu açıklamaktadır."

"Değersizlik duygusu, öfke, benlik saygısında düşme"

Psikiyatristler, kız çocuklarının kendilerine tecavüz eden kişi ile evlendirilmeleri halinde ortaya çıkabilecek sorunları şöyle sıraladı:

  • Kız çocuğunun evlendirilmesi, onu en temel haklarından biri olan eğitim hakkından yoksun bırakma demektir.
  • Yine kız çocuğunun kendisine tecavüz eden kişi ile evlendirilmesi, onda değersizlik duygusu, benlik saygısında düşme, öfke, dışlanmışlık ve terk edilmişlik duygularının ortaya çıkmasına neden olur, kendini çıkmazda hisseder.
  • Erken yaş evliliği temelde çocuğa yönelik bir zorbalık, açık bir çocuk hakkı ihlalidir.
  • TCK 15 yaşını tamamlamamış olan çocukların cinsel ilişki konusunda geçerli bir rızaya sahip olmadıklarını belirtmektedir.
  • Kendilerinden yaşça büyük erişkinlerle imam nikahı ile karı-koca ilişkisi içine itilen çocuklar, kendilerine tecavüz etmiş olan kişiler ile evlendirilen çocuklar, bu süreçte edilginleştirilirler; duygularını bastırırlar, bu bastırılmış duygular, ilerde kendilerine ve başkalarına yönelik öfke nöbetleri, intihar yönelimleri ve depresyon gibi ruhsal sorunların ortaya çıkmasına neden olur.
  • Erken yaş evlilikleri ya da kendilerine tecavüz etmiş olan kişi ile evlendirilme sonrası oluşan gebeliklerde ''çocuk anne'' bu durumu benimseyemez, doğan bebeklerde, sağlıklı anne bebek bağlanması olamaması nedeniyle, bağlanma sorunları ve gelişimsel aksaklıklar ortaya çıkar.
  • "Çocuklarla evlenmek bir suçtur ve bu suçu işleyen ve bu suça katılan tüm yetişkinler ceza almalıdırlar" diyen Türkiye Psikiyatri Derneği, aileler ve devlete düşen görevler konusunda ise şu uyarılarda bulundu:

"Yasa tasarısı kendi içinde çelişkiler içeriyor"

Ailelerin görevi: Kız çocuklarını korumanın tek yolunun onları geleneksel baskılarla erken yaşta kendilerine tecavüz eden kişiler ile evlendirmeleri olmayıp, çocuklarını korumanın asıl yolunun onları eğitmek, gelişimlerinin önünü açmaktan geçtiğini kavramaları, bu konuda bir bilinç geliştirmeleridir.
Bu yasa tasarısı ile getirilmek istenen bu düzenleme bütünüyle kendi içinde çelişkiler içeren ve kabul edilemez bir durumdur.

"Çocuk koruma sistemi güçlendirilmeli" 

Devletin görevi: Çocuk hakları doğrultusunda çocukların zararına işleyen geleneksel uygulamaları ortadan kaldırmak ve çocuklara ilişkin yasaları oluştururken, çocukların yüksek yararını gözetmek ve öncelemektir. Evlilik, bu çocuklarımızın korunması için bir çözüm olamaz. Çözüm, çocuk koruma sisteminin güçlendirilmesinden geçmektedir. Cinsel istismara uğramış, erken yaşta gebe kalmış kız çocuklarını ve bebeklerini koruyan, destekleyen ve bu tür durumların yaşanmasını önleyecek sosyal politikaların ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu da devletin başlıca sorumluluklarından biridir.
 

Açıklamayı imzalayan STK'ler: Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Ankara Şubesi, Türkiye Çocuk Ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Ergen Sağlığı Derneği, Travma Çalışmaları Derneği, Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek İçin Ortaklık Ağı, Türkiye Psikiyatri Derneği, World Human Relief, Toplum Ruh Sağlığını Geliştirme Derneği, Uçan Süpürge Vakfı, Hukukçu Hekimler Derneği, Psikiyatri Hemşireleri Derneği, Kadın Sağlığı Hemşireliği Derneği, Çocuk Hemşirelei Derneği Ankara Şubesi, Karadeniz İlleri Kadın Platformu Trabzon Derneği, Yargıçlar Sendikası, Aydın Kadın Efeler Derneği, Adalet Sistemi Uzmanları Derneği, Gaziantep Klübü Derneği, Gaziantep Yesemek Rotary Klübü, Gaziantep Eczacılar Odası, Gaziantep İpekyolu Rotary Klübü, Zeugma Kültür ve Sanat Derneği, Gaziantep Anadolu Lisesi Mezunları Derneği, Gaziantep Müze Dostları Derneği, Gaziantep Kadın Sağlığı Derneği, Toplum Eğitimi Derneği, Gaziantep Kültür Turizm Derneği, Girişimci Kadınları Destekleme Derneği, İnşaat Mühendisleri Odası, Eğitim-iş Sendikası, Gaziantep Şahinbey Lions Klübü, Muhasebeciler Birliği Derneği Gaziantep Şubesi, Atatürkçü Düşünce Derneği, Türk Anneleri Derneği, Türkiye sakatlar Derneği Gaziantep Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Gaziantep Şubesi, Alleben Rotary Kulubü, Denizli Soroptimist Kulübü.