Bianet'ten Evrim Kepenek'in haberine göre, Doç. Dr. Eylem Atılgan, İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki “Kadına Yönelik “Erk”ek şiddetiyle mücadele” sempozyumunda 1978’den 2015’e kadar verilmiş kararlarda haksız tahrik indirimi verilmiş davaları incelediğini belirterek, bunlara ilişkin vardığı sonuçları anlattı. Atılgan'ın sunumundan detaylar şöyle:

  • “Haksız tahrik indirimi, bir erkeklik indirimidir. Bunun da cezasızlık olduğunu biliyoruz. Bunu bilmek için alternatif medyaya şöyle bir iki gün bakmak yeterli.
  • “Ama ben bunu sosyal bilimlerin metoduyla söyleyebilmek için 1978’den 2015’e kadar verilmiş kararlarda haksız tahrik indirimi verilmiş davaları inceledim. Hazırlık soruşturmasındaki belgeleri, tutanakları inceledim. Bu araştırmadan çok sonuç çıktı ancak bugün burada anlatmak istediğim erkeklik indirimi eril hukuk türünde bir cezasızlık.
  • “Duruşma tutanakları terlemez denir. Ama bence terliyorlar gözyaşları da var kan da var. Kadın cinayetlerinde savcılıkta, sorgu ifadelerinde karşımıza çıkmayan erkeklik savunmasını mahkeme tutanaklarında görüyorsunuz.
  • “Fail erkekler, ölmüş, kendisini savunmayacak konumda olan kadınların kendilerine 'Sen de erkek misin? Erkeksen gel' dediğini söylüyor. Ya da cinsiyet geçiş sürecinde olan birini öldüren fail 'bana cinsel ilişki teklif etti trans çıktı ondan öldürdüm' diyor. Transfobik cinayet aslında. Buradan sonrasında artık tutanaklarda gördüğümüz şey erkeklik savunması tutanağa girdiği andan itibaren yargıçlar ve failler arasında farklı bir dil ortaya çıkıyor. Bu görünür hale geliyor.
  • 'İşbirlikçi/suç ortaklığı erkekliği'
  • "Hegemonik erkeklik teorisinde yargıçlar ve failler arasındaki bu ilişkiye işbirlikçi erkekliği deniyor. Ben buna suç ortaklığı diyorum.
  • "Hegemonik erkekliği besleyen en çok yargıçların ortaya çıkardığı pratiklerdir. Çünkü onlar, kimi erkekliklerin kadınlar ve çocuklar üzerinden söz söyleyebileceğine, onlara ne yapabileceğine karar veren noktadadır”