Hanım Koçyiğit’in kaleme aldığı ve kısa bir sürede ikinci baskıya giren bu fantastik roman çıkış noktasını Lilith mitinden alıyor.

Kutsal kitaplarda yer almasa da mitolojide ve birçok kadim inanışta, Adem’in ilk eşi olarak Lilith’ten bahsedilir. Yaygın olarak bilinen inanışa göre; aynı topraktan yaratılmış olmalarına rağmen Lilith’ten Adem’e biat etmesi istenir. Kabul etmeyince cennetten sürülür ve gözden düşer.

Bu romanın ana karakterlerinden biri olan Elké de, Lilith’e yapılanları kabul etmeyince lanetlenir ve yeryüzüne sürülür. Birçok kültüre ait söylencede, lohusa kadınlara musallat oluşuyla bilinen bu doğa üstü varlığın, bir dağ köyünde ortaya çıkışı ve yeni doğan bir bebeğin peşine düşmesiyle başlayan hikâyesi; sürükleyici kurgusu ve akıcı dili ile okuyucuya doyumsuz bir serüven vaat ediyor. Büyülü gerçeklik tadındaki romanda gerçek hayatın içine dalan Elké ile onun gazabından korunmaya çalışan bir ailenin nesiller boyu süren mücadelesi anlatılıyor.

Yolların, sürgünlerin, yoksulluğun, ayrılıkların ve ölümlerin araya girdiği bu ölümcül kovalamacaya, Elké’nin binlerce yıl öncesinden hasımları da katılıyor. Elké: Ateşle Mühürlenen’de; bin yılların yorgun bilgileri, şifacılık, cennetten kovulmuş melekler, doğaüstü olaylar ve karşılaşmalar, kuşaklar boyunca süren ailelerin serencamları, Türk, Kürt ve Ermeni halklarının iç içe geçmiş, dil ve din farklarının da ayıramadığı ortak kültür ve tarihleri de anlatıya eşlik ediyor.