Yeni eğitim öğretim yılının ilk zili 11 Eylül’de çalacak ve milyonlarca öğrenci okula dönecek. Okulların açılma süresi yaklaştıkça velileri de okul masrafı telaşı sardı. Bir tarafta okul ücretleri diğer tarafta kırtasiye masrafları, servis parası derken bol sıfırlı rakamlar ortaya çıkıyor. Öte yandan özel okul işletmeleri kendilerine getirilen yüzde 65 zam sınırı yüzünden zarar ettiklerini iddia ediyorlar. Bu denklemin başka bir yerinde olan öğretmenler de maaşlarından şikayetçi. İster kamu çalışanı olsun ister özel okul öğretmeni herkes dertli.

Gazete Oksijen'den Talia Boşnak'ın haberine göre, Öğretmen maaşlarını devlet ve özel diye ikiye ayırmak gerekiyor. Kamuda çalışan öğretmenlerin, kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olmak üzere üç çalışma biçimi var. Temmuz ayında gelen zamlardan sonra, kadrolu bir öğretmenin maaşı aylık 26 bin 654 TL oldu. Görevde 3 yılı tamamladıktan sonra kadroya geçebilen sözleşmeli öğretmenler aylık 21 bin 500 TL kazanıyor. Üçüncü olarak da ücretli öğretmenler geliyor; Türkiye genelinde Eğitim-Sen verilerine göre yaklaşık 90 bin öğretmen ücretli ders veriyor ve en zor koşullara da onlar sahip.

"1 Mayıs’ta Taksim’de olmak her işçinin, emekçinin hakkıdır" "1 Mayıs’ta Taksim’de olmak her işçinin, emekçinin hakkıdır"

Öyle ki geçen yıl saat başına aldıkları ücret 50 TL idi. Bu yıl bu ücret, yüzde 20 zam yapılarak 60 TL’ye çıktı. Bu şekilde haftada en fazla 30 saat ders veren bir öğretmenin eline aylık 7 bin 200 TL geçiyor. Tabii ders saati azaldığında aldığı ücret de düşüyor. Üstelik sigortaları da 30 gün üzerinden hesaplanmıyor. Mevzuatta uygulanacak formül şöyle açıklanıyor: “Sosyal güvenlik prim ödeme gün sayısı, bir ayda öğretmenin verdiği ders saati toplamının 7.5 saate bölünmesi suretiyle hesaplanır.” Bu formül uygulandığında haftada 30 saat ders veren bir öğretmene 16 prim günü yazılıyor.

Buna resmi tatil, bayram ya da kâr tatili gibi durumlar denk gelirse bu 16 gün daha da azalıyor. Peki özel okullarda durum nasıl? Türkiye’de toplam 14 bin 179 özel okul bulunuyor. İstanbul’da ise bu sayı 4 bin 68. Bakanlığa bağlı 1 milyon 139 bin 673 öğretmenin yaklaşık 170 bini özel okulda öğretmenlik yapıyor. Ve özel okul öğretmenleri de neredeyse asgari ücret düzeyine inen maaşlarından şikayetçi. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın 10 bin 704 öğretmenle yaptığı anket çalışmasının sonuçları bu tabloyu gözler önüne seriyor. Araştırmaya göre, yeni eğitim öğretim yılında öğretmenlerin yüzde 56’sı 15 bin TL’nin altında maaş alacak. Bu yüzden öğretmenlerin yüzde 58’i mesleğini değiştirmeyi düşünüyor.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Başkanı Eren Edebali, 2010’ların başına kadar özel okul öğretmeninin aldığı maaşın, kamuda çalışan bir öğretmenin aldığı maaştan üç kat fazla olduğunu söylüyor: “İlk başta maaşlar cazipti. Çünkü MEB’deki taban maaş uygulaması özel okul öğretmenleri için de geçerliydi. Ama 2014 yılında 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda değişikliğe gidildi. Taban maaş uygulaması kaldırıldı ve özel okul öğretmenleri iş kanununa bağlandı. Böylece asgari ücretin yolu açıldı. Özel okul öğretmenleri ek ders ücreti almadan, haftada bazen 40 saat çalışıyor. Öğrenci başına yıllık ortalama 250-300 bin TL ücret alan bazı okullar öğretmenine asgari ücret veriyor.”

İstifayı baştan imzalıyorlar

Edebali sadece maaşların değil, sözleşmelerde kurumların yaptığı usulsüzlüklerin de altını çiziyor: “Özel okullar yasal olarak öğretmenlerle bir yıllık sözleşmeler yapıyor. Ama öğretmen ağustos ayında sözleşmeyi imzalarken aynı zamanda bir sonraki haziran ayı için de önden bir istifa dilekçesi imzalıyor. Böylelikle, kurum sene sonunda kendisini işten çıkarabiliyor, yazın maaş vermiyor, sigorta ödemiyor ve öğretmenin tazminat hakkı elinden alınmış oluyor. Bir diğer usulsüzlük de, öğretmenle asgari ücretin 2 bin TL fazlası gibi bir ücretle sözleşme imzalanıyor. Ardından hesaba yatırılan bu 2 bin lira elden geri alınıyor.”