MEDYAYAZAR - Sakarya Kent Çalışma Derneği'nce düzenlenen ve İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şubesi salonunda gerçekleştirilen  'Sağlıkta Özelleştirme ve Şehir Hastaneleri Modeli' konulu panelde konuşan Prof. Dr. Kayıhan Pala,  Kamu Özel İşbirliği ile yapılan Şehir Hastaneleri’nin, sürdürülebilir bir model olmadığını söyledi. Pala, bu modelin ilk uygulandığı ülkelerden İngiltere'nin ve Kanada'nın sistemden vazgeçtiğini,  ancak Türkiye'de farklı söylemlerle çok iyi pazarlandığını kaydetti. 

Söz konusu modelin Dünya Bankası tarafından 1990'lı yıllarda dayatılmaya başlandığını ifade eden Pala, başlangıçta hastaneden yararlananların katılım payı ödemesini öngören Dünya Bankası'nın 2000'li yıllara gelindiğinde klasik devlet hastanelerini önce özerkleştirilmesi, ardından şirketleştirilmesini daha sonra da özelleştirilmesini önerdiğini ifade etti. Dünya Bankası'nın, 2002 özel raporunda kamu hastanelerine özel sektörün katılımıyla ilgili seçenekler bölümünde, bugünkü şehir hastaneleri modelinine vurgu yapıldığını vurgulayan Pala, AKP'nin iktidar oluşu ve Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın uygulanmasıyla bugünkü noktaya gelindiğini anlattı.

Şehir hastanelerinin maliyetlerinin yüksek olduğunu, kent merkezlerindeki hastanelerin kapatıldığını, hastanelerin şehir dışına yapıldığını  vurgulayan Pala, "Yurttaşların hizmete erişimle ilgili yalnızca uzaklıkla ilgisi olmayan aynı zamanda ulaşım maliyetinin yüksekliği, hem de gidip gelmenin zorluğu yüzünden özellikle kronik hastalıklarda tedavinin aksatılmasına ilişkin problemler var" dedi.

YÜKSEK MALİYET

Kamu Özel Ortaklığı modeli ile Sağlık Bakanlığı bütçesinin rehin alındığını, bütçenin yüzde 60'nın  kira bedeli olarak ödendiğini iddia eden Pala, yatak başına düşen kapalı alan miktarının, yatak sayısının çok yüksek olduğunu, bunların verimsizliğe yol açtığını, yatak başına metrekare maliyetinin de çok yüksek olduğunu dile getirdi. Pala, "Kalkınma Bakanlığı 2016 raporunda. bu hastanelerin maliyeti 10 milyar dolar, bunlara 30 milyar dolar kira ödeyeceğiz diyor. Ancak gerçek maliyetler çok yüksek" diye konuştu.

Şehir Hastaneleri için ödenen 1 yıllık kira bedeliyle  o hastanedeki yatak sayısında yeni hastaneler kurulabileceğini  belirten Kayıhan Pala, şehir hastanelerinin yatak sayısını artırmayı amaçladığı iddiasının da doğru olmadığını savunarak, "Deniliyor ki, Türkiyede yatak sayısı az ve bu hastaneler Türkiyeye ek 40 bin yatak sağlayacak. Yüksek Planlama Kurulu kararlarında çok açık şekilde karşımıza çıktığı gibi hastaneler ve hasta yatakları kapatılarak bu hastanelerin açılmasına izin veriliyor" ifadelerini kullandı.

ACİL HASTALAR ŞEHİR HASTANELERİNE

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. sinan Adıyaman da, şehir hastanelerinin çözüm değil aksine sorun üreten yapılara dönüştüğünü belirttti. Adıyaman, hastanelere belirli oranda doluluk sözü verildiğini, bu yüzden acil hastalar başta olmak üzere genel olarak hastaların şehir hastanelerine yönlendirildiğini belirterek, “Öyle ki, örneğin Ankara'da Mamak'taki bir acil hasta ambulansla en yakın hastaneye gideceği yerde, en yakındaki 2-3 hastaneyi geçip en uzaktaki şehir hastanesine yönlendiriliyor. Bu akıl almaz yöntem çok ciddi bir sağlık sorunu” dedi. 

Sakarya Kent Çalışma Derneği Başkanı Av. Zafer Kazan da, şehir hastanelerinin tedavi amacı değil, rantı amaçladığını söyledi. İstanbul Boğazı'ndaki üçüncü köprüyü örnek gösteren ve "Köprü açıldığında üzerinden geçtiğimizde gördük ki, o köprü insanlar geçsin diye değil, rant için yapılmış" dedi. 

Panel için salonu tahsis eden İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hüsnü Gürpınar'a teşekkür eden Zafer Kazan, etkinliğin sonunda panelistlere plaket sundu.

PALA'NIN SUNUMU

Paneli izleyemeyenler için ​​​​​Prof. Dr. Kayıhan Pala'nın bugünkü başlıkta daha önce yaptığı sunumu