Serdivan’a taşınalı 20 yıl olmuş.

1997’nin Mayıs ya da Haziran ayı idi.

Eşimin de görev yaptığı Sakarya Anadolu Lisesi öğretmenlerinin kurduğu kooperatif sayesinde başımızı sokacak bir konut sahibi olmuştuk.

Apartmanın bulunduğu sokakta birkaç hane daha vardı.

Bir tarafımızda çok büyük bir kavaklık, diğer yanımızda ise uçsuz bucaksız yeşillik.

Hafta sonları birkaç futbol sahasına dönüşen yeşillikte top koşturan gençler, araçlarının gölgesinde piknik yapan, eğlenen insanlar.

Manzaramız buydu…

Sonra deprem oldu.

Önce Vali ve yardımcıları için prefabrik site kuruldu yanımıza.

Makarnacılar sitesi…

Ardından futbol sahalarının olduğu bölgeye prefabrik konutlar kurulmaya başlandı.

Yenileri geldi peşi sıra, bölge geçici barınma merkezine dönüştü.

Gerekliydi ve rahatsız etmedi.

İlişkiler insana özgüydü, çevreye duyarlı kalındı.

Deprem ve sonrasında yaşananlar unutulmasın diye prefabriklere giden sokak boydan boya çınar ağaçlarıyla süslendi.

Ve hayat normale dönmeye başladı.

Çok doğal olarak güvenli yapılara talep arttı.

Önce rüzgarda çıkardığı sesleri dalga sesini andıran, sahildeymişiz hissini uyandıran kavaklık gitti. 

Akıllı-akılsız evler yapılmak üzere her yer kazıldı. Bu evlerin bir kısmı tamamlandı, bir kısmı yıllardır inşaat halinde.

Kısacası o güzelim arazi, bir yanı lüks villalar diğer yanı ise konut mezarlığına dönüştü.

Geçici barınma merkezine dönüşen bölgeye gelince…

Kalıcı konutların tamamlanmasının ardından burada yaşayanların büyük bölümü yeni evlerine taşındı. Deprem korkusunu atlatamayanlar bir süre daha dayanıp buralarda kaldı. Boşalan konutların bir kısmı, özel amaçlarla kullanıldığı gerekçesiyle şikayet konusu oldu.

İşlevini tamamlayan konutların bir bölümü, yeni yerleşim merkezinden D-100’e açılacak Çevre Yolu nedeniyle yıkıldı. Kalanlar ise Serdivan Belediyesi’nin AVM projesiyle tamamen kaldırıldı.

O uçsuz bucaksız yeşillikten geriye Serdivan Stadı, AVMnin yanı ve sonradan Sosyete Pazarı adıyla inşa edilen kapalı pazar yeri kaldı. 

Sözünü ettiğim bölge, Arabaacıalanı Mahallesi’nin nefes aldığı tek yeşil alandı.

‘Alandı’ diyorum, çünkü artık yok.

Maçlar dışında sabah-akşam spor yapanlarla dolan Serdivan Stadı, gençlerin, ailelerin çimenlerinin üzerinde keyif yaptığı Fikir Sanat Merkezi’nin önündeki yeşil alan ile planetaryumun arkasındaki yeşilliğin yerinde koca bir şantiye kuruldu.

Her nedense ‘AVM’nin dibinde ihtiyaç duyulan yeni bir AVM’ inşaatı nedeniyle, büyüklüğü 52 dönüm olan bu alanın tamamı yok edildi.

Çocuk oyun grubunun yanında küçücük bir alan kalmıştı, orası da yeni AVM’deki dükkanları satacak ofis inşaatıyla katledildi.
O günleri hatırlatsın diye dikilen çınar ağaçları bile yıldan yıla bir bir eksilmeye başladı.

Söylemek istediğim çok şey var ama çok öfkeliyim, dozu aşmaktan çekiniyorum.

Söyleyemediğim için de 20 yılda tanık olduğum değişimi yazıp, içimi döktüm. 

Bölgede yaşayanlara hiçbir şey sorulmadan yeşilin katledildiğini ve bunun bir ticari başarı, vizyon proje olarak gözümüze sokulmak istendiğini, bir de içi yananlardan dinleyip bilin istedim.

Hepsi bu, okuduğunuz için teşekkürler…