AİHM’nin 17 yargıçlı Büyük Dairesi önünde gerçekleşen duruşmayı Mahkeme’nin Yunan başkanı Linos-Alexandre Sicilianos yönetti. Yaklaşık 3,5 saat süren duruşmaya HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, aralarında Ayşe Acar Başaran ve Feleknaz Uca’nın da bulunduğu HDP milletvekilleri ve Avrupa Parlamentosu Kürt Dostluk Grubu’na mensup bir grup Avrupalı parlamenter de katıldı.

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yanında davaya müdahil olan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic de duruşmaya katılıp, sözlü mütalaa sundu.

Demirtaş’ın avukatları, grafiklerle yaptıkları sunumlarda, müvekkillerinin gözaltına alınıp yargılanmasının siyasi gerekçelere dayandığı tezini işledi. Demirtaş hakkındaki geçici gözaltı ve tutukluluk kararlarıyla ilgili gerekçelerin "tamamen yoktan yaratıldığını" savunan avukatlar, Demirtaş hakkındaki iddianamelerde yer alan "terör örgütü yöneticisi" iddiasıyla ilgili hiçbir kanıt bulunmadığı savunmasını yaptılar.

Türk hükümetinin avukatları ise kendilerine ayrılan bir sürenin önemli bölümünü, Demirtaş’ın AİHM önünde açtığı davanın kabul edilemez ilan edilmesi konusunda mahkeme heyetini iknaya ayırdı.

Türk hükümetinin Alman avukatı: İç hukuk yolları tükenmedi

Türk hükümeti adına savunma yapan Alman avukat Stefan Talmon, Selahattin Demirtaş konusunda Parlamenterlerarası Birlik önünde de bir başvuru olduğunu, bu nedenle AİHM’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kuralları çerçevesinde bu davaya bakamayacağını savundu. Talmon ayrıca, Demirtaş’ın "iç hukuk yollarını tüketmeden" AİHM’ye başvurduğu için şikayetinin reddedilmesi gerektiği tezini işledi. 

Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanı Hacı Ali Açıkgül, Demirtaş’ın avukatlarını davayı "AİHS temelinde görülmekten çıkarıp, Türk iç siyaseti hakkında bir davaya dönüştürmeye çalışmakla" suçladı. Demirtaş’ın geçtiğimiz yıllarda medyada yayımlanan kimi röportajlarında halkı "her türlü imkanı kullanıp" eyleme çağırdını söyledi.

Mijatovic'den sert mütalaa

Duruşmada söz alan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Mijatovic ise geçici gözaltı sürelerinin uzunluğunun Türkiye’de kronik bir sorun haline geldiğini belirtti. Savcıların dosyaları "yeterince analiz etmediğini" ifade eden Mijatovic, birinci derece mahkemelerin de Anayasa Mahkemesi içtihadını uygulamadıklarına vurguda bulundu.

Türkiye’de yargı bağımsızlık ve tarafsızlığının "bozulduğunu" dile getiren Mijatovic, yargının "muhalif sesleri susturmak amacıyla kullanıldığı" mesajı verdi.

Bu durumun "Türk toplumunun tüm katmanlarını ürküttüğünü" savunan Mijatovic, sözlerine "Türkiye ve Türk adaletinin AİHM’nin rehberliğine ihtiyacı var" cümlesiyle son verdi.

AİHM yargıçları taraflara özellikle Türkiye’deki terörle mücadele yasaları ve parlamenter dokunulmazlığıyla ilgili sorular yönelttiler.

AİHM Büyük Daire kararının gelecek yıl başlarından önce açıklanması beklenmiyor. Büyük Daire’den çıkacak karara itiraz hakkı bulunmuyor.