Atılgan, yaptığı yazılı açıklamada, 1992 yılında Birleşmiş Milletler’de “Uluslararası Engelliler Günü” ilan edilmesinin üzerinden geçen 26 yılda, kaldırımlarda göstermelik engelli çizgileri ve rampalarının dışında bir değişiklik olmadığını öne sürerek, “Engelliler sadece her yıl 10 Mayıs Engelliler Haftası ya da 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde hatırlanıyor. Oysa ki; ülke nüfusunun onda biri olan 8,5 milyon engelli yurttaşlarımız ve aileleriyle birlikte 25 milyon insanın öncelikli talepleri eğitimde, ulaşımda, iş bulmada eşit haklarının yanı sıra kent politikalarında söz ve karar sahibi olmaktır” dedi. 

Atılgan, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Yapılan uygulamalar engelli yurttaşı hayata ve toplumsal yaşama kazanan değil “miş-mış gibi” uygulamalardır. Engelliler için istihdam politikalarının oluşturulması en önemli sorunlardan biridir. İş bulma olanaklarının sınırlı olması ya da yaratılamaması koşullarında da devlet iş olanağı yaratılana kadar devlet tarafından engellilik tazminatı verilmelidir. İş bulmada, toplu taşıma ve ulaşımda engellilere öncelik ve kolaylıkların sağlanması gereklidir. 

Yerel seçim tartışmalarının başladığı bu günlerde yaşanılabilir bir kent başta engellilere göre planlanmış bir kent yaşamı ile mümkündür. Bu nedenle sorunları yaşayanlar engellilerdir. Yerel ve merkezi kararlarda engelli örgütleri ve onların talepleri dikkate alınarak hayata geçirilmelidir. 

Emek partisi olarak diyoruz ki; 

Engellilerin, haklarıyla birlikte özgür ve güvenli yaşayabilmeleri için, en başta da siyasi yaşama katılmaları gerekmektedir. Bekleyen değil, talepleri için mücadele eden ve bunun gerçekleşmesi için kendisini hem yok sayan, hem de engelli olmasına sebep olan bu sermaye düzenine karşı siyasi yaşama katılmaları önemlidir. Eğitim ve sağlığın parasız olduğu eşit, özgür ve demokratik kanalların başta engelliler olmak üzere tüm toplum kesimleri ve işçi emekçilere açık olacak bir ülke için zihinlerdeki engellerimizi aşarak yeni ve yaşanılabilir kentleri ve ülkemizi birlikte kuralım.”