CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, ekibinin hazır olduğunu belirterek, "Donanımlı ekiple Türkiye'yi bir yılda düze çıkaracağız. Hukuk, adil mahkemeler, yatırım, üretim, bereketli topraklar, bacaları tüten fabrikalar ve çağdaş hesap veren yönetim, geleceği kurgulayan eğitim, bunları yapabiliriz. Çiftçiye mazot 3 lira, fındık 15 lira olacak. Asgari ücret 2 bin 200, en düşük emekli maaşı bin 500 lira olacak" dedi.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Adapazarı Demokrasi Meydanı'nda halka seslendi. İnce konuşmasına başlarken, gömleğine bulaşan mürekkepten bahsederek, "Tam otobüsten ineceğim, milletvekili arkadaşlardan biri 'Gömleğinde leke mi var'? dedi. Son anda fark ettim, mürekkep kalem akmış. Bende, 'bir fizikçide olacak leke, mürekkep kalem lekesidir, başka olmaz' dedim. Bir çakma ekonomist var ya, diplomasız ekonomist, ona Sakarya'dan bir şey söyleyeyim. İlk Nobel ödülünü alan ekonomist değildir, bir fizikçidir. Gözümün önünde 80 yılı, 81 yılı Sakarya'da muavinlik yapıyoruz. Yalova'da küspeyi satıyoruz. Şeker fabrikası yalnızca Sakarya'daki çiftçilerin değil, Yalova'daki hayvancılıkla geçinenlerin de geçim kaynağıydı. Bir insanın vücudunda bir uzuv fazla büyürse, ortaya ucube çıkar. Hepsi birlikte yani Türkiye'de sanayi gelişirken, tarımın gelişmesi, tiyatroların artması, fabrikaların tütmesi, tarlalardan bereket fışkırması lazım. Eğer bir parçası eksik olursa olmaz" dedi.

'BEDAVA KEK İSTEYENLER ERDOĞAN'A, İŞ İSTEYENLER BANA OY VERSİN'
Kıraathane isteyenlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, fabrikada iş isteyenlerin kendisine oy vermesini isteyen İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben meydanlarda geziyorum. Hukuk devleti, özgürlük, gelecek, nano teknoloji, kuantum diyorum, bizim beyefendi de kıraathane açacağım diyor. Biri diyor ki; 'İnce benim projemi çalma' diyor. Ey diyor 'Gençler ben size iş bulamam, atanamayan öğretmenler ben sizi atayamam, sağlıkçılar iş beklemeyin' benden diyor. Her mahalleye açacak, kek koyacak, kekliyor milleti. Ben kıraathane açmayacağım, ben fabrika açacağım fabrika. Aş, iş, özgürlük, demokrasi diyorum. Açacağı kıraathaneye de internet de bağlamıyor. Bedava kek isteyenler Erdoğan'a oy versin, fabrikada iş isteyenler bana oy versin. Erdoğan eğer çok istiyorsa, ona Ankara'da eski cumhurbaşkanları için bir kıraathane açarım, keklerde benden. Son günlerde şaşkınım bir cumhurbaşkanı adayı bu açıklamaları nasıl yapıyor. Yanında FETÖ'cüler mi var? Bu herhalde bıktı, gitmek istiyor. Diyor ki Muharrem'e vereyim bu işi diyor. Bir insan şöyle der mi ? Şehir hastaneleri çok güzel oldu, müşterisi çok olacak diyor. Çünkü yüzde 70 garanti verdiler. Hastalanmaya mecbursunuz diyor. Bu mu Türkiye'yi kalkındıracak. Dün de rahmetli İnönü FETÖ'cüymüş, arkasından söylediği laf şu; 'Gelsinler konuşalım' diyor. Erdoğan, Erdal İnönü gelemez, istersen sen gidebilirsin oraya. İstiyorsan git. Ayrıca İnönü ailesi beni aradı. Dedi ki 'Erdal Bey rahmetli oldu gelemez, aile adına sen gidebilirsin' dediler. Sakarya'dan Recep Erdoğan'a sesleniyorum. Erdoğan ben Erdal İnönü adına seninle konuşmaya varım. İstediğin televizyon, istediğin kanalda, yüreğin varsa, cesaretin varsa çık karşıma, çık. Bana diyor ki geometrik olarak da pek de ince değil diyor. Ona anatomik derler. Burada da çaktı gene. 'Seçimde birinci çıkamazsan siyaseti bırakacak mısın?' diyor. Erdoğan, söz bırakacağım, ama benim de bir isteğim var. Seninle bir televizyon kanalında ekonomi tartışmak istiyorum. Gel karşıma gel. Sen yüzde 51,79'la seçildin. Sen 51,79'un altında oy aldığında sen siyaseti bırakacak mısın? Madem meydan okuyorsun, ben de sana okuyorum. Meydan boş değil, unutma her kuşun eti yenmez."

'ERDOĞAN OTOMOBİLİN KAPORTASINA, BEN BEYNİNE TALİBİM'
Muharrem İnce, Erdoğan'ın otomobilin kaportasına, kendisinin ise beynine talip olduğunu belirterek, "Türkler tarım devrimini kaçırmadı. Ama sanayi devrimini kaçırdık. Yeni bir dönemle karşı karşıyayız. Süte mayayı çaldık, şimdi akıllı makineler yapacağız. İnsanoğlu önce suyun gücünden yararlandı, buharı keşfetti, elektriği buldu, elektroniği buldu, şimdi endüstri 4.0 dönemindeyiz. Bunu kaçırırsak 100 yıl yoksul oluruz. Erdoğan otomobil yapacağız diyor, kaportasına talip, ben otomobilin beynine talibim beynine. Şimdi yine diyor ki; meydanları geziyor, bizle FETÖ arasında bağlantı kuruyor. Geçen gün 'Biz gelmeden önce ambulansları köpekler çekiyor' diyor. Herhalde Sibirya ile ilgili bir şeyler izledi. Buzdolabı, medeniyet göstergesi dedi. 40 sene önce bizim evimizde buzdolabı vardı. Erdoğan bir şey yaptı, buzdolabının içini boşalttı. Sosyal medyada bir şeyler yapıyorlar. Cami ile benim fotoğraflarımı üst üste çakıştırıyorlar. Montaj fotoğrafları gösteriyorlar" diye konuştu.

'VATANDAŞ ASLA KEMER SIKMAYACAK'
Türkiye'nin sorunlarını yorgun bir adamın çözemeyeceğini söyleyen Muharrem İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İktidara gelmeden önce MR, tomografi mi vardı? diyor. Doğru, biz fal baktırıp kurşun döktürüyorduk. Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye'de cari açık 55 milyar dolar, işsizlik yüzde 20, mutfaktaki enflasyon yüzde 30'un üzeri. Dolar 5 lira, ithalat 250 milyar dolar ve eğitimde de son sıradayız. Zihniyet şatafat, savurganlık, israf. Bizim yapmamız gereken sadece seçim değil, bir zihniyeti yok edeceğiz. İsraftan, insan ekonomisine geçeceğiz. Cumhurbaşkanı olduğumda asla vatandaş kemer sıkmayacak, devlet kemer sıkacak devlet. 24 Haziran'da bu büyük değişimi gerçekleştiremezsek, Erdoğan yeniden gelirse daha karanlık bir Türkiye, daha yüksek enflasyon, daha fazla işsizlik, faizlerin ne kadar yükseleceğini kimse bilemiyor. Gençler bu ülkeden kaçacaklar ve gelin Türkiye'nin büyük sorunlarını yorgun bir adam çözemez. Taze kan lazım Türkiye'ye, taze kan. Umutlarınızı sakın yitirmeyin, umutlarınızı yeşertin el ele verelim."

'BİR YILDA DÜZE ÇIKARACAĞIZ'
Türkiye'yi bir yılda düze çıkaracaklarını ifade eden Muharrem İnce, "Ekibim hazır. Donanımlı ekiple Türkiye'yi bir yılda düze çıkaracağız. Hukuk, adil mahkemeler, yatırım, üretim, bereketli topraklar, bacaları tüten fabrikalar ve çağdaş hesap veren yönetim, geleceği kurgulayan eğitim, bunları yapabiliriz. Bu arada çiftçimizi unutacak halimiz yok. Çiftçiye mazot 3 lira, fındık 15 lira olacak. Asgari ücret 2 bin 200, en düşük emekli maaşı bin 500 olacak. Türkiye'nin çok ciddi sorunları var ama, son 15 yılda 865 milyar dolar vergi topladılar. 60 milyar dolar özelleştirme 323 milyar dolar borç yaptılar. Arada 30-40 milyar dolarlık iş, peki kalan para nerede. Kalan para hırsızlığa gitti hırsızlığa. Erdoğan Sakarya'da dört parmak gösterdi mi? Ben anlatayım bir, Erdoğan döneminde yolsuzluk var mı? Yoksulluk var mı? Yasaklar var mı? Yalan var mı? Aha sana dört işte. Benim projem 3B projesi. Bir barışacağız, iki büyüyeceğiz, üç bölüşeceğiz" dedi.

'ÜLKENİN NASIL SOYULDUĞUNUN EN BÜYÜK GÖSTERGESİ KÖPRÜ OLAYI'
Köprü tartışmasına değinen İnce, şu ifadeleri kullandı:
"Size bir köprü hikayesi anlatayım. Türkiye'nin nasıl soyulduğunun en büyük göstergesi köprü olayıdır. Boğaz Köprüsü'nü Demirel yaptı, ikinci köprüyü Özal yaptı. Üçüncü köprüyü Erdoğan yaptı. Dedim ki köprüyü yapmak kolay, demir, beton para bas yap. Dördüncü köprüyü de İnce yapar dedim. 'Sen yapamazsın' dedi. Kardeşim Demirel'in yaptığı köprüden gidiş geliş 11 lira. Erdoğan'ın yaptığı köprüden 114 liraya bir gidiş, 228 liraya gidip geliyorsun. Beni dinleyen Ak Partili kardeşlerimize sesleniyorum. Bu memleketi soyuyorlar demektir, soyuyorlar. Mübarek Ramazan ayındayız, önümüz bayram. Bayram'da Demirel'in yaptığı köprüden bedavaya geçeceksiniz. Erdoğan'ın yaptığından parayla geçeceksiniz. Demirel'in yaptığının geliri hazineye, Erdoğan'ın yaptığı köprünün geliri yabancı şirketlere gidiyor. Çocuğun bezinden yüzde 18 KDV alan bir devlet var. Erdoğan meydanlara gelip 3-5 çocuk yap diyor. Senin görevin çocuk sayısını belirlemek değil, görevin çocuk bezindeki KDV'yi düşürmek. Evinize gittiğinizde yüzünüzü yıkayacaksınız, kaç çeşit vergi ödüyorsunuz. Çevre temizlik, atık su, katı atık bertaraf vergisi, katık atık toplama vergisi ve KDV ödüyorsun. Allah'ın suyuna 5 çeşit vergi ödüyorsun. Musluklardan akan sudan 5 çeşit vergi alındığını biliyor mu bu millet."
İnce, seçimi birinci turda kazanacağına inandığını belirterek, "Türkiye'de en önemli sorunlardan birisi liyakatın olmamasıdır. En önce partililerle başlıyor onları yerleştirelim, sonra askerlik arkadaşı, çocuklar, damatlar, dünürler. Seçimi kazanacağımı Erdoğan'ın damadı milletvekilliğine müracaat etti, yani bakan olamayacak demek ki; seçimi kaybedeceğini düşünüyor. Binali Yıldırım milletvekilliğine müracaat etti. 4 Mayısta kampanyaya başlarken ben de 'ikinci tura kalır bu iş' dedim. Ama gördüm ki birinci turda bitiyor bu iş" diye konuştu.