Gazetede dün yayımlanan yazısında, tıp doktoru olmayı düşlerken, arkadaşını savunduğu için bir öğretmeninin 'sen onun avukatı mısın' diye çıkıştığı için aklına bu mesleğin düştüğünü anlatan Zafer Kazan, talip olduğu görevin de Serdivan’ın gönüllü avukatlığı olduğunu kaydetti.

Kazan, 'Derdim Nedir?' başlıklı yazısında niçin aday olmak istediğini şöyle anlattı:  

Sevgili dostlarım;

Ülkemizde ve şehrimizde yaşanan sorunlar karşısında her zaman “doğrusu nedir”, “çözümü nedir” diye düşünen bir insan oldum.

Öneriler sundum.

Her düşünceden her fikirden dostlarım oldu.

Hiçbir fikre düşmanlık yapmadım, bilakis anlamaya ve yeni şeyler öğrenmeye çalıştım.

Böyle bir insan olmaktan dolayı çok mutluyum.

Sabit fikirler, takıntılı önyargılar ve saygısızlık sanırım bütün kavgaların en başta gelen sebebidir.

Çünkü herkes anlaşılmak ister, fikirleri sorulsun ister, kendini ifade etmek ister.

Ben bunu önemsiyorum.

Ve hepimizin buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. 

Sakarya’nın küçük bir köyünde doğdum büyüdüm.

Küçücük bir çocuk iken “Sen ne düşünüyorsun bu konuda?” diye fikrimi soran büyükleri çok sevdim.

Lisede kendisine sürekli itiraz ettiğim için adımı “anamuhalefet” koyan ama beni her zaman dikkatle dinleyen öğretmenimi çok özledim.

Sıra arkadaşıma hakaret ettiği için kalkıp “buna hakkınız yok” diye çıkıştığımda “otur yerine, sana ne oluyor, sen arkadaşının avukatı mısın?” deyişini hiç unutmuyorum!

Doğrusunu söylemek gerekirse ilk o gün düştü aklıma avukat olmak!

Çünkü Fen Bölümünde okuyordum ve doktor olmayı planlıyordum. 

Neden olmasındı! Hoşuma gitmişti bu söz.

Bir başkasının avukatı olmak!

Sizin dışınızda olan bir duruma müdahale ettiğinizde çok duyarsınız bu sözü;

“Sana ne oluyor, sen onun avukatı mısın?”

Benim hayatımı değiştiren söz oldu bu!

Evet, bana ne oluyordu! Neden susamıyordum?

Neden kendi işime ve keyfime bakamıyordum?

Ve bugün!

Yine önemli bir karar ile karşı karşıya bulunuyorum.

Kolay bir karar değildi bu ama köşeye çekilip bencillik yapamazdım.

Yeni bir yol açmanın mümkün olduğunu görüyorum ve biliyorum çünkü!

Serdivan’dan Sakarya’ya yepyeni bir kapı açabiliriz.

İşte bu yüzden Serdivan Belediyesi Başkan Adayı olmayı istiyorum.

Derdim nedir?

Aslında “buna hakkınız yok “ dediğim duyguları taşıyorum.

Evim Serdivan’da, bürom Serdivan’da ve ben yine kendimi sınıftaki arkadaşlarıma karşı olduğu gibi şehrimdeki ilçemdeki insanlara karşı sorumlu hissediyorum.

Bir belediye, halkının nasıl yaşadığını görmek zorundadır!

Dünyayı değil belki ama şehrimizdeki insanların hayatını değiştirebilir kolaylaştırabiliriz.

İnsanların işsiz ve aç kalmasına, onay veremeyiz.

Doğamıza, çevremize insanımıza sahip çıkmalıyız.

Yöneticiler de kendilerine oy veren insanların çok büyük kısmı gibi sade, alçakgönüllü bir hayat yaşamalıdır.

Birçok çevreden birçok insanın bu sorumlulukları bana ısrarla hatırlatmaları ve ittifak etmeleri üzerine Serdivan’ın gönüllü avukatı olmaya karar verdim sevgili dostlarım.

Geleceğimiz için hep birlikte yepyeni bir sayfa açmamız gerekiyor.

“Sen bunu söyledin, sen şunu yaptın” demeden kimseyi suçlamadan, tertemiz bir kalp ile yürümek gerekiyor.

Daima ileriye bakmalıyız.

Çünkü geçmişte olanların telafisi yok.

Hepimiz saygı görmeyi insanca yaşamayı hak ediyoruz,

Hepimizin çocukları en iyi okullarda okumayı hak ediyor,

Tüm çocuklar çok güzeldir çünkü.

Bu bir parti meselesi değildir.

Nasıl yaşadığımızı görmek ve birbirimize sahip çıkmak meselesidir.

Derdimiz ‘birlik’ olmaktır.

Birlik olmamız gerektiğini öğrendiğimiz gün,

Beraber yürümeyi öğrendiğimiz gün kazandığımız gün olacaktır.

Farklılıklara saygı duyarak birlik olduk diyeceğiz.

Kazandık, çünkü birleştik diyeceğiz.