Takvimler 13 Mayıs 2014'ü gösterdiğinde, Manisa'nın Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madenci yaşamını yitirdi. Facia, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti. 
   Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen maden ocağında, patlamaya elektrikli ekipmanların sebep olduğundan şüphelenildi. Vardiya değişimi sırasında meydana gelen patlama ve yangında 787 işçi yer altında kaldı. 4 gün sonra 301 kişinin hayatını kaybettiği ve içeride kimse kalmaması sebebiyle kurtarma çalışmalarının sona erdiği açıklandı.

   Sonra ne oldu ?

   Bölgede yaşamını yitiren madencilerin ailelerinin yarasının sarılması, bölge halkına psikolojik destek verilmesi, ölümler nedeniyle yeni bir ekonomik sıkıntı içine giren ailelere destek olunması ve de ölümlerin sorumlularından hesap sorulması beklenirken, ciddi hayal kırıklıkları yaşandı.

   Ne ekonomik, ne sosyoloji ve ne de psikolojik destek gerektiği gibi veril(e)medi. Bir süre sonra, acılı aileler kaderlerine terk edildi. Onlara destek vermek çalışması yapan dayanışma yapıları da neredeyse terörist ilan edildi.

   Yetmedi, adını anımsamak istemediğim insanlık müsveddesi dönemin Başbakanlık görevlisi uluorta bir kişiyi tekme tokat dövdü. Dönemin Başbakan'ı Recep Tayyip Erdoğan da, inceleme gezisi için gittiği Soma'da halkın tepkisinden nasibini aldı.

   Bu arada, facia sonrası yaşanan hukuki süreçte tutuklanan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, 19 Nisan 2019'da ödül gibi ceza verilerek tahliye edildi.

   Peki, yapılan başka bir şey yok muydu ?

   Elbette vardı...

   Türkiye'de 3 günlük, 

   Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 2 günlük 

   Pakistan'da ise 1 günlük ulusal yas ilan edildi...

   #Unutmayacağız
   #Unutturmayacağız