Jeoloji uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, beklenen İstanbul depremine dair sosyal medyadan açıklamalarda bulundu.

Bilimsel haritalarla desteklediği açıklamasında, en az 7.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelebileceğini söyleyen Görür şunları yazdı:

“Bugün Marmara Denizinin deprem potansiyeli hakkında size bilgi vereceğim. Bu potansiyelin yüksek olduğu bilim dünyası tarafından tartışmasız kabul edilmektedir. En son İTÜ’de 15-28 Ekim 2019 tarihlerinde yapılan ATAG23 toplantısında da bu teyit edilmiştir. Yüksek deprem potansiyeli tarihi kayıtlarda da görülmektedir.

“İstanbul’da Marmara Denizi kaynaklı çok sayıda deprem kaydedilmiştir: 1509, 1719, 1754, 1766, 1894 ve 1999 bazı örneklerdir.

“Yapılan çalışmalar bu denizde KAF’ın kuzey kolunda büyük depremlerin ortalama her 250 yılda bir meydana geldiğini göstermiştir.”

“Bu periyot büyük bir ihtimalle İstanbul için doldu”

“Yine yaptığımız çalışmalar bu periyodun büyük bir ihtimalle İstanbul için dolmuş olduğunu göstermektedir.

“Parson vd. (2000) son 1500 yılda Marmara’da meydana gelmiş olan 12 tarihsel deprem kayıtlarından ve stres transfer hesaplarından yola çıkarak 1999 yılından sonra 10 sene içerisinde Marmara içerisinde büyük deprem riski %32, 22 sene içerisinde olma olasılığı %50, 30 sene içerisinde ise bu riskin %62 yükseldiğini açıklamıştır. Biz şu anda bu hesabın %50 dilimindeyiz.

“Kuşkusuz, bu hesaplar bazı kabullere bağlıdır, mutlak doğru diyemeyiz ama büyük bir olasılıktır.

“Son depremler kırılmaların başladığını gösterdi”

“Bu ön bilgilerden sonra fay sistemine dönüp nerede ne beklediğimizi aşağıdaki haritaya göre anlatacağım.”

“Adaların güneyinden ve Çınarcık Çukurluğunun kuzeyinden geçen fay kilitli. Aynı şekilde çekmece gölleri açıklarından başlayarak Orta Marmara çukurluğuna kadar gelen fay kolu da kilitli. Yani buralarda fazla bir aktivite yok.

“Bizim ilk kırılacağını düşündüğümüz fay Çekmece açıkları ile Orta Marmara Çukuru arasındaki kol. Bu kol yaklaşık 70 km uzunlukta. Kırılırsa en az 7.2 büyüklükte deprem üretir.

“Son 24-26 Eylül depremleri hariç bu kol üzerinde önemli bir deprem yoktu ve kilitliydi. Bu son depremler kırılmaların başladığını gösterdi ve bizi korkuttu.

“Şimdi gözümüz kulağımız bu fayda ama doğa bizi ters köşeye yatırıp Adalar güneyindeki fayı da kırabilir. Bu fay yaklaşık 65 km ve kırılırsa en fazla 7’ler mertebesinde bir deprem üretir.”