Kocaeli Derince’de Merkim Endüstri ÜrünleriA.Ş. firmasına ait bir depoda 2000-3000 ton arasında olduğu tahmin edilen HCH (hekzaklosiklohekzan) ve DDT (Dichlorodiphenyltrichloroethane) atığı var.

HCH ve DDT karsinojenik, doğada kalıcı kirliliğe yol açan ve canlılarda birikim yapan (vücuda alındıklarında dokularda biriken) toksik kimyasal maddelerdir. Bu kimyasallar 1950’li yıllardan 1980’li yılların sonlarına kadar ülkemiz dahil pek çok ülkede tarımsal üretimde pestisit olarak kullanılmışlardır.

HCH ve DDT kalıcı organik kirletici (KOK) olarak nitelenmektedir. KOK’lar çevreye bulaştıklarında giderilmesi çok zor, olumsuz etkileri çok ağır bir kirliliğe neden olurlar.

HCH Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından ‘insanlar için karsinojenik (Grup 1)’ olarak, DDT ise ‘insanlar için muhtemel karsinojenik (Grup 2A)’ olarak sınıflandırılmıştır.

Bu toksik kimyasalların hormonal sistem ve sinir sisteminin çalışması üzerinde toksik etki gösterdikleri de belirtilmektedir.

HCH ve DDT kullanımı ülkemizde 1985 yılında yasaklanmıştır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri depolarda tutulan HCH ve DDT miktarının yaklaşık 2010 ton civarında olduğunu belirtiyor.

Ancak gerçek rakam bundan çok daha fazla olabilir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2014 yılında yayınlanan “Türkiye'de Kalıcı Organik Kirleticilerin (KOK) Yönetimi Ulusal Uygulama Planı – Ekler” başlıklı yayının Ek 5’inde özetle şu açıklamalar yer alıyor:

“Yaklaşık olarak 2700 ton HCH (hekzaklosiklohekzan veya γ-HCH) ve DDT variller içerisinde, Derince-Kocaeli’deki depo binasında muhazafa edilmiştir. Beyaz toz halindeki bu kimyasallar tarımda kullanılmak üzere 50 kg'lık naylon torbalarda ve varillerde saklanmıştır… Merkim Endüstri Ürünleri A.Ş.’nin depolarında torbalar ve variller içerisinde bulunan yaklaşık 2700 ton HCH‟nin mevcut depolarda bulunmasının insan ve çevre sağlığı açısından tehlike arz ettiğinden dolayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 2006 yılında bertarafına karar verilmiştir. Stoğun bertarafı amacıyla, Kocaeli Sanayi Odası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile koordineli olarak 24.11.2006 tarihinde sorumlu taraf olarak Merkim A.Ş. ile bir anlaşma imzalamıştır.

Anlaşmada belirtildiği üzere, Kocaeli Sanayi Odası fonların ve bağışların yöneticisi ve koordinatörüydü ve Merkim Endüstriyel Ürünler A.Ş. sürece yardımcı olacaktı ve sanayiciler ve İZAYDAŞ AŞ. ise teknik danışmanlıktan sorumlu idi. Daha önceki çalışmalar sonucunda, Alman AVG firmasıyla ve 03.04.2007 yılında Kocaeli Sanayi Odası arasında imzalanan bir anlaşma ile HCH'nin Almanya'da bertarafı uygun bulunmuştur. Ancak yaşanan zorluklar neticesinde stokun sadece 500 tonu bertaraf için yurtdışına gönderilebilmiştir. Bu sebeple Türkiye GEF’e ilgili stokların bertaraf edilmesi amacıyla bir proje sunmuştur. Söz konusu projenin 2014 yılında başlaması ve 3 yıl sürmesi beklenmektedir.”

Yukarıdaki açıklama depolarda sadece HCH olmadığını DDT olduğunu da teyit ediyor. Atık miktarı ise 2700 ton olarak belirtilmiş.

2017 yılında CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na konuyla ilgili olarak bir soru önergesi vermiş. Önergeye verilen yanıtta, 515 ton HCH ve DDT atığının bertaraf edilmek üzere Almanya’ya gönderildiği, geri kalan 2500 ton atığın bertaraf edilme işleminin ise 2018 yılında tamamlanacağı açıklanmıştı.

2018 yılı geçti ama atıkların bertarafı hala sağlanamadı.

Kocaeli Çevre Mühendisleri Odası eski şube başkanı Sait Ağdacı HCH ve DDT atıklarının bertaraf işleminin tamamlanmadığını ve atıklarının yerli yerinde durduğunu belirtiyor. Ağdacı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerinin atıkların bertarafı işleminin İtalyan ortaklı bir firma ile İzaydaş tarafından yapılacağı ve bu işleme önümüzdeki yıl başlanacağı bilgisini verdiklerini söylüyor.

Özetle tahminen 2000 ile 3000 ton arasında son derece yüksek zehirli etkiye sahip bir toksik atık en azından 30 yıldır bertaraf edilmeyi bekliyor. Bu işi hangi firmanın üstlendiği, nasıl yapacağı ve ne zaman bitireceği soruları yanıt bekliyor.

HCH ve DDT atıklarının toplam miktarının ne kadar olduğu ancak bütün atıklar ve atıkların bulaştığı bütün inşaat malzemeleri, ambalajlar ve toprak toplandığında belli olacak. HCH ve DDT’nin bulaştığı her şeyi yüksek derecede tehlikeli atık olarak görmek gerekir ve bu durumda da atık miktarı çok fazlalaşacaktır.

Bir depremde, yıkıma yol açabilecek ciddi bir afette ya da atıkların bertarafı işleminin özensizce yapılması durumunda derme çatma depolarda tutulan HCH ve DDT’nin çevreye yayılma riski vardır. Bu durum çok ciddi bir çevre felaketine yol açacaktır. HCH ve DDT atıklarının deniz suyuna karışması ise çözümü imkânsız ve kalıcı bir çevre kirliliğine neden olacaktır.

(bianet.org)