İklim değişikliği üzerinde çalışan uzmanlar, uzun zamandır bize 2070 yılına gelindiğinde dünyanın önemli bir kısmının neredeyse 'yaşanmayacak kadar sıcak' hale geleceği uyarısını yapıyor. 

Fakat Science Advances adlı akademik dergide yayımlanan yeni bir araştırma, aşırı sıcakların şimdiden yaşanmaya başladığını ortaya koydu. 

Aşırı sıcaklıklarla rutubetin biraraya geldiği tehlikeli iklim koşulları dünyanın çeşitli yerlerinde şimdilik bir kaç saat süreyle de olsa yaşanmaya başladı ve bilim insanları bu durumun giderek daha sık oluşmaya başladığını söylüyorlar.

Uzmanlar bu çalışma kapsamında 1980 ile 2019 yılları arasında 7 bin 877 ayrı meteoroloji istasyonundan saat saat gelen verileri topladılar. 

Sonuçlar aşırı sıcaklık ve rutubet bileşimi havaların bu dönem boyunca subtropikal (tropik altı) sahil bölgelerinde iki misli sıklıkla oluştuğunu ortaya koydu.

Bu iklim olaylarının her biri uzun sürdüğü takdirde ölümcül olabilecek bir ısı ve rutubet bileşimine neden oluyordu. 

Bu iklim olayları nerelerde yaşanıyor?

Hindistan, Bangladeş, Pakistan, kuzey-batı Avustralya, Kızıldeniz kıyıları ve Meksika-California Körfezi'nin büyük kısmında sıcaklık ve rutubetin potansiyel olarak ölümcül koşullara yol açtığı iklim olayları yaşanıyor. 

Bu koşulların şimdiye kadarki en ölümcül örnekleri Suudi Arabistan'ın Dahran, Katar'ın Doha ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Ras el Haime kentlerinde 14 kez yaşandı. Bu bölgelerde toplam iki milyonu aşkın insan yaşıyor.

Aynı şekilde güney-doğu Asya, Çin'in güneyi Afrika'da sahra altı ve Karayip adalarında da bu koşulların giderek sıklıkla yaşandığı görülüyor. 

ABD'nin güney-doğusu, özellikle Texas'ın doğusunda Körfez Sahili'ne yakın bölgeler, Louisiana, Mississippi, Alabama ve Florida'da da bu aşırı iklim olayları 12 kez görüldü. New orleans ve Biloxi en fazla etkilenen kentler oldu. 

Sıcaklık kaç derecede ölümcül olabiliyor?

Dünyanın dört bir yanındaki meteoroloji istasyonlarının çoğu ısıyı iki termometre ile ölçüyor. 

Bunların "kuru hazneli termometre" denilen birincisi doğrudan havanın sıcaklığını ölçüyor. Hava durumu uygulamaları ya da radyo-televizyonlardaki hava durumu programlarında verilen sıcaklık bu. 

"Islak hazneli termometre" denilen bir diğer ölçüm aleti ise havadaki görece rutubeti de hesaplıyor. Bu, bir termometreye ıslak bir bez sarılması suretiyle sağlanıyor ve bu termometre kuru termometreye göre sıcaklığı genellikle daha düşük gösteriyor. 

İnsanlar açısından dünyanın iklimi giderek ısınırken, sıcaklıkla rutubetin bileşimi ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. Islak termometrenin verdiği ve hava durumu tahminlerinde "hissedilen sıcaklık" olarak ifade edilen ısı bu bakımdan çok önemli. 

Vücudumuzun içindeki sıcaklık 37 santigrat derece olmakla birlikte, cildimizin ısısı genellikle 35 derece civarında oluyor. Bu ısı farkı bize terleme yoluyla vücudumuzu serinletme imkanı veriyor. Vücuttan atılan su aşırı ısının atılmasını sağlıyor, buharlaştığı zaman da ısıyı alıp götürüyor. 

Bu yüzden eğer havadaki ruhubet artar ve ıslak termometremizdeki ısı 35 dereceye kadar çıkarsa, terimizin buharlaşması yavaşlıyor, dolayısıyla vücudumuzdan fazla ısıyı hızla atamamış oluyoruz. 

En aşırı durumlarda vücudumuzdan fazla ısıyı atamayabiliyoruz. Bu durumda eğer çekilebileceğimiz havalandırmalı bir kapalı mekan yoksa vücudun sıcaklığı hayatta kalınabilecek dar marjinlerin ötesine geçmeye başlıyor. Bu da yavaş yavaş organların işlevlerini yerine getirememesi ve ölüme sebep olabiliyor. 

Vücut ısısının normal düzeyin üzerine çıkması durumunda en sağlıklı insan bile ancak 6 saat dayanabiliyor, ve ölümler bu noktada meydana geliyor. 

Şimdiye kadar dünyada ıslak termometre ısısının 31 derecenin üzerine çok nadiren çıktığı düşünülüyordu. 

2015 yılında İran'daki Bender Mehşehr kentindeki meteorologlar ıslak termometrede ısının 35 dereceye çok yaklaştığını gördüler. O anda kuru termometredeki sıcaklık ise 43 dereceydi. 

Fakat haberin başında söz ettiğimiz 1980 ile 2019 arasındaki verileri ele alan son araştırmaya göre Körfez bölgesindeki bazı şehirlerde bu dönem içinde ıslak termometre sıcaklığı 12 kez 35 dereceye ulaştı ve bu sıcaklık bir ila iki saat devam etti. 

Son araştırmanın baş yazarı Columbia Üniversitesi'nin Lamont-Doherty Dünya Rasathanesi'nden Colin Raymond, "İran Körfezindeki ıslak sıcaklık esasen ısıdan ziyade rutubetten kaynaklanıyor ama olabilmesi için ısının da ortalamanın üzerine çıkması gerekiyor. Konuştuğumuz en yüksek değerler, hala bir eğilimden söz etmek için çok nadir nadir fakat hepsi 2000'li yıllarda meydana geldi" diyor.

En çok tehlikede olan bölgeler hangileri?

İnsan yaşamını tehlikeye atan, ıslak sıcaklığın 35 dereceye yaklaşması olaylarının çoğu daha çok iç denizler, körfezler ve boğazlar gibi, deniz suyunun buharlaşmasıyla sıcak havanın birleştiği kıyı şeritlerinde meydana geliyor. 

Araştırmalar Hindistan, Pakistan ve Bangladeş'te 2100 yılına kadar insanların hayatta kalmasını zorlayacak ısı düzeyleri oluşacağına işaret ediyor.