Sakarya Kent Çalışma Derneği'nden yapılan açıklamada, yaşanan facianın bir daha tekrarlanmaması için soruşturmanın etkin bir biçimde yürütülmesi çağrısında bulunularak, "Patlama bölgesinde meslek odalarının inceme yaparak uzman görüşlerini sunmaları sağlanmalıdır" denildi.

Sakarya Kent Çalışma Derneği (SKÇD), patlayan havai fişek fabrikasında çıplak gözle dahi fark edilebilen 'önlem eksikleri' bulunmasına rağmen ve  süreçle ilişkili soruşturma henüz devam ederken  yöneticilerin ‘denetim eksikliği olmadığı’ yönündeki açıklamalarının, soruşturma sürecine dair kamuoyunda soru işaretlerinin oluşmasına neden olduğunu belirtti.  

SKÇD'den, Hendek'teki patlamaya ilişkin yapılan açıklama şöyle:

"Bilindiği üzere 3 Temmuz Günü Hendek ilçemizde bir havai fişek fabrikasında gerçekleşen patlamada 7 işçi hayatını kaybetti onlarca işçi de yaralandı. Öncelikle bu faciada hayatını kaybeden işçilerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyoruz.
Hatırlamak ve hatırlatmak zorundayız ki bu patlama işyerinde yaşanan ilk vaka değil.
Bundan önce gerçekleşen olaylarda;

  • 1 Eylül 2007: Çoşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nın barut üretiminde kullanılmak üzere kömür öğütülen bölümde kıvılcımdan kaynaklanan bir patlama oldu. Patlamada 1 işçi yaralandı.
  • 21 Mayıs 2009: Çoşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nın maytap imalathanesi bölümünde patlama meydana geldi. Üzeri açık tente ile çevrili olduğu belirtilen imalathanedeki patlamada 3 işçi yaralandı.
  • 29 Eylül 2009: Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda meydana gelen patlamada 1 işçi öldü, 1 işçi yaralandı. Yangına maytap fitillerinin kurumadan kesilmesi sebep oldu.
  • 17 Ağustos 2009: Çoşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda Ramazan topları için patlayıcı üretilen laboratuar bölümünde patlama meydana geldi. Üretim tesisindeki binaları yerle bir eden patlamada 1 işçi hayatını kaybetti, 33 işçi yaralandı.
  • 11 Şubat 2011'deki patlamada bir çocuk annesi 33 yaşındaki işçi Hediye Hallaç hayatını kaybetmiş ve 10 işçi yaralanmıştı...
  • 30 Haziran 2013: Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nın laboratuvar bölümündeki patlama sonucu yarı mamul deposuna sıçrayan alevler büyük bir patlamaya neden oldu: 15 işçi yaralandı
  • 14 Aralık 2014'te fabrikada gerçekleşen patlamada 38 yaşındaki işçi Yılmaz Şapoğlu hayatını kaybetmişti...
  • 27 Ocak 2018'de Niğde'deki fabrikada gerçekleşen patlamada 32 yaşındaki işçiler Muharrem Alkan ve İlyas Ünlü hayatlarını kaybetmişlerdi...

Gerçekleşen facianın akabinde; yetkililerin arama kurtarma için devletin tüm olanakları ile seferber olduğunu belirttiğini; işyeri sahibinin, yaşanan katliamdan dolayı ne kadar üzgün olduğunu söylediğini ve üye olduğu, iktidara yakın işveren kuruluşunun, olay gerçekleşir gerçekleşmez işyeri sahibi ile dayanışma için ilimize geldiğini herkes gibi bizler de basından takip ettik.

Tüm bu gelişmeler ışığında öncelikle hatırlatmak zorundayız ki;

Ülkeyi yönetenlerin, yerel yönetimlerin ve mülki idarecilerin öncelikli görevi, bu işyerlerini yasaların kendilerine zorunlu kıldığı şekilde denetlemek ve bu tür faciaların yaşanmasını önlemektir. Yaşanan olay sonrası gerçekleşen özverili arama kurtarma faaliyetleri kendilerini bu sorumluluktan muaf tutmaz.
Yine işyeri sahipleri “Büyük Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmeliğin” ‘İşletmecinin Genel Yükümlülüğü’ bölümünde açıkça belirtildiği gibi, gerçekleşmesi muhtemel büyük kazaları önlemek için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Aynı yönetmeliğin 4. Maddesi gereği işletme sahibi kuruluş dışındaki uzman ve kuruluşlardan hizmet alsa dahi bu işletmenin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.


Bu bilgiler ışığında şu sorular kamuoyu nezdinde cevaplanmayı beklemektedir;

  • -Düzenli denetimleri yapıldığı söylenen işyerinde kaza sonrası çıplak gözle dahi tespit edilebilen depolar arası mesafenin normalden az olması, yine depo yüksekliğinin yetersizliği ve koruma duvarlarının yetersizliği nasıl olmuş da tespit edilememiştir?
  • -Basına yansıyan yasal sorumlu kişi ile yasal ehliyeti olmadığı halde süreci fiilen yöneten kişinin farklı olduğu iddiaları gerçek midir?
  • -Pandemi nedeniyle yapılamayan etkinlikler nedeniyle depolarda bulunan tehlikeli madde miktarının yasal sınırların çok üstünde olduğu ve artan hava sıcaklığı nedeniyle bu maddelerin normalden fazla ısındığının işçiler tarafından fark edilerek yöneticilerin uyarıldığı iddiası doğru mudur?
  • Bu sorularla beraber daha önce aynı işletmede benzer faciaların gerçekleşmesine rağmen, çıplak gözle dahi fark edilebilen tedbirlerinin alınmamış olması ve süreçle ilişkili soruşturma henüz tamamlanmamışken yöneticilerin ‘denetim eksikliği olmadığı’ açıklamaları soruşturma sürecine dair kamuoyunda soru işaretlerinin oluşmasına neden olmaktadır.

Yaşanan facianın bir daha tekrarlanmaması için soruşturma etkin bir biçimde yürütülmeli, patlama bölgesinde meslek odalarının inceme yaparak uzman görüşlerini sunmaları sağlanmalıdır. Biz Sakarya Kent Çalışma Derneği olarak adaletin yerini bulması ve benzer iş cinayetlerinin bir daha yaşanmaması için hem soruşturma sürecinin hem de hukuki sürecin yakın takipçisi olacağız.

ŞAPOĞLU AİLESİNE AÇILAN DAVA

Bu vesile ile 2014 yılında hayatını kaybeden Yılmaz Şapoğlu’nun ailesinin uzlaşmaya razı olmaması sonucu, işletme tarafından, patlamada işyerinin zarara uğradığı gerekçesi ile açılan 1milyon 200bin tl’lik tazminat davası ile karşı karşıya kaldığını üzülerek basından öğrendik. Patlamadan zarar görenler için haklarını aramaları konusunda caydırıcı bir örnek teşkil eden dava sürecinin bundan sonraki aşamalarında Şapoğlu ailesi ile dayanışma içinde olacağımızı ifade ediyoruz.
Benzer bir dayanışmayı üye Avukat arkadaşlarımız başta olmak üzere tüm üyelerimizle, patlamada yakınlarını kaybeden ailelerin Adalet arayışında göstereceğimizi ve kendilerini yalnız bırakmayacağımızı kamuoyu ile paylaşıyor, başta yerel basınımız olmak üzere Sakarya kamuoyuna bu tür vakaların tekrarlanmaması için konunun unutturulmasına izin vermemeye çağırıyoruz.


Son olarak iş cinayetlerinde ölen işçilerin yüzde 98’inin sendikasız olduğu gerçeğini hatırlatarak, ülkeyi yönetenlerin işçilerin sendikalaşması önündeki yasal ve fiili engelleri bir an önce kaldırması çağrısında bulunuyoruz. Bu yapılmadığı sürece facia sonrası yapacakları her açıklamanın samimiyeti tarafımızca sorgulanacaktır.
Bizler Sakarya’nın doğal varlıklarını ve bu kentte emeği ile geçinen her yurttaşın sosyal haklarını korumaya, onlarla dayanışmaya devam edeceğiz.