Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Temsilcisi Hassan Mohtashami, bu yıl Kasım ayına kadar dünya nüfusunun 8 milyara ulaşacağının tahmin edildiğini belirtti, “2011 yılında 7 milyar nüfusa ulaşılmasından yalnızca 11 yıl sonra bu gerçekleşiyor. İnsan nüfusu son birkaç on yılda çok hızlı büyüdü” dedi.

Dünya nüfusunun 5 milyara ulaştığı 11 Temmuz 1987'den beri 11 Temmuz her yıl BM Nüfus Fonu’nca (UNFPA) “Dünya Nüfus Günü” olarak kutlanıyor.

BM Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı'nın “Dünya Nüfus Beklentileri 2022” raporuna göre dünya nüfusu 15 Kasım 2022'de 8 milyara ulaşacak.

Montashami, “İnsan nüfusunun yüzyılın ortalarında yaklaşık 9 milyar ve bu yüzyılın sonunda 10 milyar civarında olacağını tahmin ediyoruz. Tahmin ettiğimiz rakamlar bu, ancak gelişecek koşullara bağlı olarak inişler ve çıkışlar olabilir” dedi.

2080’lerde 10,4 milyar nüfus

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı, “Dünya Nüfus Beklentileri 2022” raporunu açıkladı. Buna göre, dünya nüfusunun 15 Kasım 2022’de 8 milyara ulaşacak.

Raporda, dünyanın 2030’da 8,5 milyar, 2050’de 9,7 milyar, 2080’lerde 10,4 milyar nüfusa ulaşacağı ve 2100'e kadar bu seviyede kalacağı tahmini yer aldı.

Raporda yer alan bilgilere göre ülkelerin yaş ortalaması 19’dan (Sahra Altı Afrika) 42’ye (Avrupa ve Kuzey Amerika) kadar çeşitlilik gösteriyor.

Küresel yaşam süresi beklentisi 72,8 yıl

Küresel yaşam süresi beklentisi, 1990'dan bu yana neredeyse 9 yıllık bir iyileşmeyle 2019'da 72,8 yıla ulaştı.

2050'ye kadar Afrika kıtasının, dünyadaki tüm gençlerin (15-24) üçte birine ev sahipliği yapacağı tahmin ediliyor.

Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 60'ı kadın başına doğum sayısının 2,1'in altında kaldığı ülkelerde yaşarken diğer ülkelerde çok büyük genç nüfus var ve hızla büyümeye devam ediyor.

İnsanlık tarihi boyunca en hızlı artış

UNFPA Türkiye Temsilcisi Hassan Mohtashami, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya nüfusunun son 10 yıllık dönemde insanlık tarihi boyunca en hızlı artışa sahip olduğunu söyledi.

Bu yıl kasıma kadar dünyanın 8 milyar nüfusa ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Mohtashami, “Aslında sadece 100 yıl veya 200 yıl önce dünyada genelinde bir milyar nüfusa ulaşılmıştı fakat son 100 yılda, 200 yılda nüfus önemli ölçüde arttı” dedi.

Meselenin sayılarla ilgili olmadığını belirten Mostashami, “İster 8 milyar, ister 7 milyar veya daha az olsun, konu bireylerle ilgilidir. 8 milyar insanın her biri saygıyı ve saygınlığı hak ediyor. Tüm toplumlarda 8 milyar daha sağlıklı, daha üretken insana sahip olmaya çalışmalıyız yani sayılar ikinci önceliktir” diye konuştu.

“Hakları ve seçimlere odaklanmalıyız”

Mohtashami, bu konuda yayımlanan raporlar sonucunda ortaya çıkan nüfus artışı ya da düşüşünün aşırı ifadelerle olumlu ya da olumsuz değerlendirilmesinin doğru olmayacağını söyledi:

“Bunların hiçbiri uygun ve profesyonel politika oluşturacak düzeyde bir söylem değildir. Mesele şu ki eğer yeryüzünde yaşayan insanların hayatını kolaylaştırmak istiyorsak insanların kendilerine, haklarına ve seçimlerine odaklanmalıyız ve sonra sayılar içinde bir alan yaratabilir ve onu herkes için müreffeh bir dünya haline getirebiliriz.

“Daha fazla veya daha az insanın varlığı mutlak olarak daha fazla veya daha az müreffeh veya fakir nüfus anlamına gelmez. Bütün mesele, program ve politikaları herkese fayda sağlayacak şekilde düzenlemektir. Tüm programlardan elde edilecek faydaların herkes için eşit olmasını sağlamaktır.”

“Her birey önemlidir”

Mohtashami, “Eşitliksiz bir dünyada yaşıyoruz. Bu, yeni bir olgu değil. Hiçbir zaman herkes için eşitlik mevcut olmadı. O halde bizim tercihimiz, mümkün olduğunca dünyadaki tüm nüfus için bir denge ve eşitlik yaratmaya çalışmak olmalıdır. Her birey önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.

Artan nüfusa karşılık hükümetlerin nasıl adım atması gerektiğine ilişkin soruya da “Hükümetler politikalarını eşitsizlik, hizmete erişim, sağlık, eğitim, istihdam gibi konuları ele alacak şekilde tasarlarsa kaynaklar yetersiz olmayabilir ve sonuç olarak herkes bundan faydalanacaktır. Aşırı nüfusla ya da nüfus azalmasıyla karşı karşıya olduğumuz şeklindeki panik yaratıcı söylem doğru değil. Odak noktası, insanların toplam sayıları değil, bu sayıların insanlar için nasıl çalıştığıyla ilgili olmalıdır. Sayıların sistemler için çalışmasını sağlamak yerine sistemleri sayılar için işlevsel hale getirmelisiniz” yanıtını verdi.