Son birkaç yıldır Macaristan’daki yeni yasalar ve yasal düzenlemelerle temel haklarının kademeli olarak ellerinden alındığından yakınan LGBTİ+ topluluğu, 2022 yılı yürüyüşüne  “Geleceğini geri al!” sloganı altında bir gövde gösterisi yapmak için hazırlandı. 

Muhafazakar ve milliyetçi kesim ise Onur Yürüyüşü katılımcılarını şehrin ana meydanlarına sokmamak için hazırlık yapıyor.

Pride düzenleme komitesi, şehrin merkezindeki Andrássy caddesi boyunca gerçekleştirmeyi düşündüğü geleneksel yürüyüş güzergahını elde edebilmek için başvuruda bu yıl da geç kaldı.

Geçen sene olduğu gibi bu yıl da o bölgede etkinlik  hakkı, aynı güzergah için başvuran milliyetçi aşırı sağ “Mi Hazánk” (Bizim Vatan) partisinin oldu.

Ancak Bizim Vatan partisi rezerve ettiği bölgede bugün hiçbir etkinlik düzenlemeyeceğini duyurdu. Açıklamada, “Biz şehrin merkezini normal vatandaşlarımıza bırakıyoruz” ifadeleri yer aldı. Diğer muhafazakar ve milliyetçi kesimle birlikte radikal sağın, Onur Yürüyüşü'ne katılanları rahatsız edebilmek için, göstericilere yakın köşe başlarında “karşı gösteriye” hazırlandıkları sır değil.

Macaristan’daki miting ve gösteri yasalarına göre, herhangi bir toplumsal derneğin, partinin, hatta şahsın şehrin herhangi bir yerinde gösteri yapmak için izin alması gerekmiyor. Sadece resmi makamlara nerede ve ne zaman gösteri düzenlemek istediğini bildiriyor. 

Ancak bu bildirimin de bir süresi var. Bir toplantı ya da yürüyüş için başvuru, gösteri tarihinden en erken 3 ay, en geç de 48 saat önce yapılabiliyor. İşte milliyetçi radikal Bizim Vatan partisi de bu olanağı kullanarak, geçen yıl olduğu gibi bu yıl için de, gösteri tarihinden 3 ay önce, bildirim yapma periyodunun başladığı ilk dakikalarda Pride Yürüşü güzergâhında, Pride ile aynı tarihte bir etkinlik yapacağını ileri sürerek o bölgeyi rezerve etti.

Pride Komitesi de zorunlu olarak yürüyüş için başka bir bölge saptadı. Tuna kıyıları boyunca devam edecek olan Pride yürüyüşü, anlamlı bir yerde “Özgürlük Meydanında” (Szabadsgág tér) son bulacak.

Eşcinsel hakları ne durumda?

Son birkaç yıldır Macaristan’daki gelişmeler LGBTİ+ kesimini oluşturan vatandaşların haklarının tırpanlanması olarak nitelendiriliyor ve Macar hükümeti bu nedenle eleştiriliyor.

Geride kalan yıl, bir masal kitabı, toplumsal sosyal ve cinsel farklılıklar içeren masalları çocukların gündemine getirdiği için önce Bizim Vatan partisi sempatizanları tarafından toplanıp yakılmış, sonra da resmi kurumlarca masal kitabının kütüphanelerden çıkarılması ve  “poşette” satılması kararı alınmıştı.

Ardından  LGBTİ+ hakları daha ciddi bir darbe aldı: Aile ve çocukları daha iyi koruma gerekçeleriyle, eşcinsel kişilerin oluşturduğu ailelerde çocuk evlat edinme ve çocuk büyütme hakları yasal düzenlemelerle olanaksızlaştırıldı. “Aile bir anne ve bir babadan oluşur” cümlesi anayasaya kadar girdi.

En son darbeyi ise, Nisan ayında anayasaya da girmesi için halk oylamasına sunulan, ancak yeterli oy kullanma oranına ulaşılamadığı için anayasal bir madde haline gelmeyen yeni “Aile ve Çocukları koruma yasası” vurdu.

Bu yasa muhafazakâr kesimlere göre toplumun "sağlıklı" aile yapısını ve çocuk haklarını korumayı hedefliyor. LGBTİ+ kesimler için ve toplumda temel hakların korunmasını savunanlar açısından ise yasa tartışmasız bir şekilde eşcinselleri ve diğer LGBTİ+gruplarını görünmez kılmaya, toplum dışına itmeye çalışıyor.

Avrupa Parlamentosu ve AB Komisyonu bu yasayı toplum içinde bazı kesimlerin haklarını tırpanlayan bir yasa olarak görüyor ve AB temel mevzuatını ve temel insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle yasanın derhal geri çekilmesini talep ediyor.

Ancak Macar hükümeti yasayı geri çekmek bir yana, Anayasal bir madde haline de getirmeyi deneyince AB komisyonu da tartışmada karara varması için konuyu Lahey Adalet Divanı'na havale etti. 

18 Temmuz'da ise Budapeşte’de ABD’den Uruguay’a kadar 42 büyükelçilik ve yine Budapeşte’de faaliyet gösteren 11 uluslararası kültür merkezi ortak bir deklarasyon yayınlayarak LGBTİ+ haklarını ve Budapeşte Onur Yürüyüşü'nü desteklediklerini açıkladılar.