Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da hayat normale dönmeye başlasa da seks işçilerinin kendilerini sergiledikleri vitrinleriyle tanınan ünlü caddesi 'Red Light District' sessizliğini koruyor. Koronavirüs salgını, ülkede 19'uncu yüzyılın başından bu yana ilk kez seks işçiliğini yasaklattı; sektör çalışanları durumdan rahatsız.

Euronews muhabiri Valerie Gauriat, Amsterdam'da karantina döneminde çalışamayan ya da geçimini sağlamak için merdiven altı fuhşa yönelen kadınlarla konuştu.

Seks işçileri ağır para cezası öngören yasağın hayatlarını riske attığını söylüyor.

Onlardan biri de kentin belediye binası önünde "Çalışmak istiyorum, yasal ve güvenli bir şekilde işimi yapmak istiyorum" sloganlarının atıldığı eyleme katılan Stella.

"Devlet yardımı bin euro, kiram bin 500"

Amsterdam'ın ünlü vitrinli genelevlerinden birinde çalışan Stella, çok az sayıda kadının alabildiği aylık bin euro ile geçimini sağlamaya çalıştığını ancak zorlandığını söylüyor. Devlet yardımının vergileri, sağlık sigortasını ve diğer faturaları karşılamadığını söyleyen Stella, ev sahiplerinin seks işçilerinden daha fazla kira talep etmesinde de yakınıyor:

"Benim kiram, sadece bir stüdyo daire için bin 500 euro. Kirayı karılayabilmek, yasa dışı bir işe bulaşmadan hayatta kalabilmek için başkasıyla dairemi paylaşmak zorunda kaldım."

Vitrinlerin kapatılmasının genç kızları karanlık bir alana ittiğini belirten seks işçisi kadın, "Yasak devam ederse benim de başka çarem kalmayabilir" deyip tehlikelerine rağmen kuralları ihlal etmeyi göze alabileceğini söylüyor.

Stella ile konuştuğumuz sırada yanına karantina olmasına rağmen çalışıp çalışmadığını soran biri yaklaşıyor. Yasağı deldiğini itiraf eden bu adam, bir keresinde ücreti öder ödemez kadının parayı alıp kaçtığını aktarıyor.

"Sektörü bitirmek için karantina bir bahane"

Fuhşun yasal olduğu Hollanda, Avrupa genelinde bu sektörü en çok denetleyen ve sistematik bir biçimde işleten ülke. Seks işçiliğinden toplanan yüksek vergiler gayri safi yurt içi hasılaya da katkıda bulunuyor. Buna rağmen salgından dolayı faaliyetleri duran genelevlerin devlet yardımını alabilmesi için çok katı kriterleri karşılaması gerekiyor. Vitrinlerde, kendilerini sergileyen kadınların yerini hükümet karşıtı afişler almış.

Genelev işletmecisi Jon Broers'e göre yönetim salgını bir fırsat olarak görüp fuhşu bitirmeye çalışıyor. Neredeyse yarım asırdır bu sektörün içinde olan Broers, "Salgın yeniden yayılmaya başlarsa daha uzun kapalı kalma ihtimalimiz var. Hükümette bizi daha uzun süre kapalı tutmak için karantinayı bahane ediyor. Para kazanamadığınız zaman bizden kurtulacaklarını düşünüyorlar" diyor.

"Biz vergi öderken başkaları kolay para kazanıyor"

Karantina, devlet yardımı alamayan çok sayıda seks işçisi için maddi sıkıntılar doğurdu. Neon ışıklarıyla tanınan caddede 20 yılı geçen Samantha, kuaför ve masaj salonları gibi mekanların açılıp, kendilerinin çalışmasına izin verilmemesine öfkeli. Dahası, sektörün de kontrolden çıktığı görüşünde.

Samantha tepkisini şu sözlerle ifade ediyor: "Kabul edin ki turistler Amsterdam'a bizi görmeye geliyor. Herkes iş başı yapıp parasını kazanırken bize yasak getirmeleri haksızlık. Ayrıca öğrendiğime göre dışarıdan kadınlar gelip, bir iki hafta çalıştıktan sonra memleketlerine dönüyorlarmış. Biz yüksek meblağlarda vergi ödemeye devam ederken başkaları kolay yoldan para kazanabiliyor. Biz çalışma hakkımızı geri istiyoruz".