Eğitim Sen Sakarya Şube Başkanı Yücel Kaçar, yeni kanunun öğretmenliği kariyer basamaklarına ayırdığını belirterek, “Ne olduğu belli olmayan bir sınavla uzman, başöğretmen gibi statülere ayırmak öğretmenler arasında bir hiyerarşi yaratarak var olan çalışma barışını bozar” dedi

Kaçar, “Bunun en somut örneği; herkesin bildiği bir sır olan, özellikle merkez okullarında kimi öğretmenlere çocuklarına vermek isteyen velilerin okullara bağış adı altında ödediği ücret; maalesef bu hiyerarşik yapıdan sonra standart hale gelecek” diye konuştu

Son günlerde eğitim camiasını en fazla meşgul eden konulardan biri olan Öğretmenlik Meslek Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi, ancak konu ile ilgili tartışmalar devam ediyor.
Öğretmenlerin tepkisini çeken bu kanunun ne içerdiğini, Eğitim Sen Sakarya Şube başkanı Yücel Kaçar ile görüştük.

Serap Özer

-Öğretmenlik Meslek Kanunu meclisten geçti. Milli Eğitim Bakanı 60 yıllık bir talebin karşılandığını söylüyor. Siz de aynı fikirde misiniz? Değilseniz neye itiraz ediyorsunuz?

Biz, 3 Ocak tarihinde yasalaşmadan önce de Öğretmenlik Meslek Kanunu’na itiraz ediyorduk. Bu itirazlarımızı dört temel başlıkta belirtebiliriz.

Öncelikli olarak bu yasa eğitim dünyasının muhatapları ile görüşülmeden, kapalı kapılar ardında, kiminle görüşüldüğü bilinmeden yazıldı.

İkincisi her zaman söylediğimiz gibi öğretmenlik mesleği çok geniş bir alanı kapsıyor. Öncelikle hangi eğitim ile öğretmen olduğunuz çok önemli. Bildiğiniz gibi farklı eğitim alanlarından geçip pedagojik formasyon alarak bu mesleğe gelenler de var. Sonra öğretmenliğe geçişiniz ve emekliliğe gelene kadar tayin, terfi, yer değiştirme, ödül, ceza gibi pek çok alana ilişkin düzenleme gerekirken yalnızca 13 madde ki bunların bir kısmı amaç, yürürlük gibi standart mevzuat maddesi bunları çıkarınca geriye 9 madde kalıyor. Bu kadar geniş bir alanın böylesine dar bir çerçeve ile düzenlenmesi teknik olarak mümkün değil. Biz 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki hükümleri yetersiz bulurken daha dar bir çerçevede düzenleme kabul edilemez.

ÇALIŞMA BARIŞINI BOZAR

Üçüncüsü bu yasa öğretmenliği kariyer basamaklarına ayırıyor. Öğretmenlik mesleği bazı kişilerin haklarını vermemek için arkasına saklandığı gibi kutsal, doğaüstü bir yapı değil; pedagojinin, öğrenme psikolojisinin, ölçme değerlendirmenin, metodolojinin gereklerini yerine getirmeye dayalı bir uzmanlık mesleğidir. Bu nedenle ne olduğu belli olmayan bir sınavla uzman, başöğretmen gibi statülere ayırmak öğretmenler arasında bir hiyerarşi yaratarak var olan çalışma barışını bozar. Bunun en somut örneği; herkesin bildiği bir sır olan, özellikle merkez okullarında kimi öğretmenlere çocuklarına vermek isteyen velilerce okullara bağış adı altında ödenen ücret; maalesef bu hiyerarşik yapıdan sonra çok daha standart hale gelecek, öğretmenlerin okul yönetimi, okul yönetiminin de veli ile ilişkisini zedeleyecek bir hal alması çok muhtemeldir.

ÖZEL SEKTÖRDEKİ ÖĞRETMENLER GÖZ ARDI EDİLMİŞ

Dördüncü ve en önemlisi de bu düzenlemede özel okullar, dershaneler, etüt merkezleri, rehabilitasyon merkezleri gibi özel sektörde çalışan öğretmenler yok. Buralarda çalışan öğretmenler göz ardı edilmiş. Bunun yanı sıra kamudaki öğretmenlerin de ücretli, sözleşmeli çalışmasını ortadan kaldıran, dolayısıyla iş güvencesi ile ilgili bir düzenleme getirmiyor. Yani ataması yapılmayan öğretmen yine işsiz ya da ücretli ve sözleşmeli çalışmaya mahkum. Bu itibarla söz konusu metin İLO’nun ve Uneco’nun1966 yılında yaptığı tavsiye kararında çok daha geride, iş güvencesini düzenlemeyen bir metin. Bu nedenle kabul etmemiz mümkün değil.

EKONOMİK İYİLEŞTİRMENİN FARKLI YÖNTEMLERİ VAR

Kamuoyuna uzman ve başöğretmene ekonomik olarak iyileştirme yapılacağı söylenerek getirildi. Eğer iyileştirme yapılmak isteniyorsa bunun çeşitli yolları var. Örneğin 5 yıllık öğretmenin maaş katsayısını 2, 10 yıllık öğretmenin 3 ile, 20 yıllık öğretmenin ise 4 ile çarpmak gibi yöntem uygulanabilir. Böylece kariyer basamaklarına ayırmadan da sorun çözülebilir ya da iş barışını bozmayacak başka yöntemler bulunabilir. Bunun tam bir kandırmaca olduğu görülecektir. 3600 ek gösterge ile düzenleme yapılacağı söyleniyor. Öncelikle tüm bu düzenlemelerin yürürlük maddeleri 2023’e bırakılıyor ve tüm diğer düzenlenmelerin nasıl yapılacağının belirsiz olduğu gibi bu ek göstergenin de kime, nasıl, hangi koşullarda verileceği düzenlenmiyor ve bunlar nasıl kurulacağı belli olmayan komisyonlara havale ediliyor ve 2023 tarihine bırakılıyor.

KİMLERLE GÖRÜŞÜLDÜ?

-Siz kimseyle görüşülmedi diyorsunuz ancak Milli Eğitim Bakanı verdiği bir röportajda bu kanunun eğitim ile ilgili çok geniş bir çevre ile görüşüldüğünü belirtiyor. Sizin görüşülmedi dediğiniz sadece Eğitim Sen mi?

Biz bu yasa tasarısı çıkarılmadan önce diğer eğitim sendikaları ile görüştük ve hiçbiri bizimle görüşülüp ortak mutabakat yapıldı demedi. Bakan kimlerle görüştüğünü açıklarsa biz de öğrenmiş oluruz.

Yasa da uzman ya da başöğretmen olmak için belli bir eğitimden geçmek ve ardından sınava girmek gerekiyor, yine yüksek lisans yapmış olan öğretmenin aynı eğitimi aldıktan sonra sınava girmeden yüksek lisans yapan öğretmenin uzman, doktora yapan öğretmenin ise başöğretmen sayılacağını, buradaki temel amacın ise öğretmenlerin kendilerini geliştirmeleri olduğunu belirtmiş. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Öncelikle özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin öğretmenleri dahil yüksek lisans ve doktora yapmış öğretmenler ile ilgili çok iyi ekonomik teşvikler vardı. AKP hükümetleri geldikleri günden bu yana bu hakları geri aldılar. Örneğin özel eğitimde çalışan öğretmenlerle yüksek lisans yapmış öğretmenler %50 ile %75 düzeyinde fazla ek ders ücreti alıyorlarken bunlar %2 ile %25 arasına geriletildi. Bu gerçekler ortadayken söylenenlere inanmamız pek mümkün değil.

Öğretmenlerin geliştirilmesi için bir takım araçlar kullanacaklarını söyleyenler önce var olanları elimizden almamalıdır.

ÖĞRETMENLER SAHADA DENEYİM KAZANIR

Bunun yanında öğretmenlerin gelişmesi için yapılacağı söylenen hizmet içi eğitimler şu anda veriliyor ve biz bunların ne amaçla, yeterliliği olan kimseler tarafından verilip verilmediği, ne kadar faydalı olup olmadığı konusunda öğretmenlerin bir fikri var. Bu eğitimlerle kimlere nasıl yolluk, yevmiye adı altında çıkar sağlandığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Birincisi öğretmenlik mesleği içinde öğretmenler sahada deneyim kazanırlar. İkincisi eğer bu meslekte motivasyon sağlamak istiyorsanız bunun pek çok yolu vardır. Eğitimde çeşitli projelere katılmış, sahada çalışmalar yürütmüş, yerel ya da uluslararası sanatsal, kültürel, sportif, bilimsel çalışmalara katılmış ve öğrencilerinin katılımını sağlamış, kendini geliştirmiş öğretmenleri tercih edebilirsiniz. İlla ki meslektaşlarımızı çeşitli kategorilere ayırmanız gerekmiyor.

-Tüm bu eleştirilerin ışığında şunu sormak istiyorum. Peki sizin talepleriniz nedir?

Madem 2023’e bırakılıyor o zaman tasarıyı geri çekelim bugünden itibaren öğretmenler odasından başlayarak öğretmenler, öğretmen örgütleri, veli örgütleri, sendikalar, akademisyenler hep birlikte tartışalım ve bütün öğretmenlerin mutabık olduğu bir meslek yasasını hep birlikte çıkaralım.

-Bizlere zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Sesimi duyurmamıza yardımcı olduğunuz için biz teşekkür ederiz.