Okulların bir an önce açılması gerektiğini savunan Eğitim Uzmanı Turgay Polat, yüz yüze eğitimin aksamasının yoksul ailelerin çocukları için dezavantajlı bir duruma neden olduğunu ve genel anlamda çocukları okuldan soğuttuğunu öne sürdü

Bahçeşehir Üniversitesi (BAÜ) Rektör Danışmanı ve Eğitim Uzmanı Turgay Polat, İndependent Türkçe'den Lale Elmacıoğlu ile yaptığı söyleşide, okulların açılmayışının 5 yıl sonra milli gelire yüzde 11 kayıp olarak yansıyacağını söyledi.

"Almanya'da okulların açılmasından sonra vaka sayılarının artmadığı görüldü"

- Okullar açılmalı mı açılmamalı mı?

- Hemen haftaya açılmalı! İngiltere, Almanya, Fransa, ABD gibi ülkelerde, salgının başladığı zamanlarda okulların nasıl açılabileceğini düşünmeye başladılar. Dünya Bankası ve OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) de ülkelere, eğitimi öncelemelerini söylüyor. Almanya'da bir aylık durum raporlandı ve okulların açılmasından sonra vaka sayılarının artmadığı görüldü. Hatta küçük yaş grubunda maske takmayı bile kaldırdılar.

"Okullar sokaktan, AVM'den, dışarıdan daha güvenli"

- Çocukların enfekte olup virüsü yayabilme ve eve taşıma riskine ilişkin neler söylersiniz? Özellikle evde kronik hastası ya da yaşlısı bulunanların durumu da sözkonusu... 

- Okullar açıldığı zaman pandemi yayılacakmış hissi oluşturuldu ancak bu durum doğru değil. Okullar, sokaktan daha güvenli. Şuanda da çocukların sosyal hayatın içinde olmadığını söyleyemeyiz. Sokaklarda, alışveriş merkezlerinde (AVM), metrolarda, kafelerde çocuklar. Pek çok kurum açıkken okulların bu sistemin dışında kalması çok düşündürücü. Pek çok ülke okulları açmayı başarmışsa, Türkiye de bunu başarabilir. Mart ayından bugüne, okulların durumu bir türlü planlanmadı. Biz kurgularımızı yapmadık. Okulu, eğitimin başlaması gerektiğini önceliklendirmedik ve salgında da vaka sayısı yüksek gidince okulların açılması ertelendi. Ama artık hedef, okulları açmak olmalı.

"Bugün okulları açmazsanız, bu durum 5 yıl sonra milli gelirimizden yüzde 11 kayıp anlamına gelir"

Dünya Bankası raporunda da yer alıyor, bugün okulları açmazsanız, bu durum 5 yıl sonra milli gelirimizden yüzde 11 kayıp anlamına gelir. Geçen sene ilkokula başlayan çocuğu düşünün, mart ayında çat pat okumaya başladı. Bu sene de böyle geçecek, seneye üçüncü sınıfa geçecek ama aslında birinci sınıf gibi olacak. Hele hele anasınıfı ve ilk 4 sınıfın daha kritik ve hassas olduğunu ve acilen açılması gerektiğini söyleyebilirim.

"Anadolu'nun birçok ilinde devlet okulu binalarında hafta sonu kurs yapılıyor"

- Mevcut durumda kurslara ilişkin neler söyleyeceksiniz?

- Şuan Türkiye'de kurslar açık, çocuklar sınavlara çalışmak için buralarda eğitime devam ediyor. Anadolu'nun birçok ilinde devlet okulu binalarında hafta sonu kurs yapılıyor. Okul, öğretmen, bina aynı! Hafta sonu ders yapılabiliyor ama hafta içi yapılmıyor! Biz neden hâlâ okulları açmıyoruz?

"Milli Eğitim Bakanı'nın yerinde olsam..."

- Okulların açılmasına ilişkin önerileriniz neler?

- Dört farklı plan önerim var. Birincisi, vakaların düşük seyrettiği, yüz yüze eğitim için hazır olan iller ve ilçelerde okullar açılsın, hazır olmayanlarda hedefler konulsun. Bulaştırıcılık değerlerine baktığınızda il bazında verileri görebiliyorsunuz, illerde var olan pandemi kurullarının il ve ilçe bazında davranması gerektiğini düşünüyorum. Bulaştırıcılık değeri düşük olan yerde açılsın, örneğin Artvin'de düşük, burada okulları açmayarak, çocuklara haksızlık yapmış oluyoruz.

İkinci önerim şu, Milli Eğitim Bakanı'nın (Ziya Selçuk) yerinde olsam, her sınıfı 3'e bölerim. Örneğin, 30 kişiyse 10'ar kişilik üç grup olur. Bir ay okulda, bir ay online olacak şekilde her çocuk yüz yüze eğitim alır. Her ay 3'te biri okula göndeririz, tüm yılı kullanırız.

"Çocukları okuldan soğuttuk"

Üçüncü önerim, bin kişilik bir okulunuz varsa 5'e bölün, hiç olmazsa çocuklar bir gün okula gitsinler, okuldan soğumasınlar. Çocukları okuldan soğuttuk. Bir an önce çocukları bir gün de olsa okula almamız gerekiyor. Dördüncü önerim ise haftalık eğitim günlerini 5'ten 6'ya çıkarırız, sınıfları 2'ye böleriz. Toplumun daha fazla zarar görmemesi için okullar hemen haftaya açılmalı. Evde kronik hastası, yaşlısı olanların durumu ayrı elbette...

"Uzaktan eğitim, zengin ve yoksul çocukların arasındaki makası açıyor"

- Uzaktan eğitim, farklı sosyo-ekonomik gruplardaki çocukları nasıl etkiliyor?

- Ülkede şöyle bir hata yapıyoruz. "Eşitlik" adını koyarak mağduriyet yaratıyoruz. Eşitlik, yoksullukta olmaz. Eğer siz, 18 milyon çocuğunuzun yaklaşık 16 miyon 400 binin her türlü eğitime erişimi varsa online'ı açın. Ama ekonomik durumu düşük olan çocukların erişimi de düşük. Uzaktan eğitim, zengin ve yoksul çocukların arasındaki makası açıyor. Mağduriyeti büyütüyorsunuz. Özel okullardaki çocuklar şuanda çok zarar görmüyor, telafi edilebiliyor, özel ders yapabiliyorlar. Varlıklı olmayan ailelerin çocuklarının 40 yıl önceki açık öğretim dersleriyle bu iş olmaz. EBA TV destekleyici faktördür, yadsımıyorum ama yeterli değil.

"Eğitim konusunda endişelerimiz var"

- Son olarak neler söylemek istersiniz? Yetkililere bir mesajınız var mı?

- Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir an önce yatırımını, gücünü buraya (yüz yüze eğitim) göre kullanıp, daha agresif bir tavır takınması gerekitğine inanıyorum. Biz aynı gemideyiz, bu çok zor bir süreç. Hiçbir zaman tam başarılı ya da tam başarısız değiliz. Türkiye, pandemi sürecini çok iyi yönetti ama eğitim anlamında daha hızlı hareket etmemiz gerekiyordu. Eğitim konusunda endişelerimiz var. Geleceğimize ilişkin yatırımlarımızı doğru yapmamız lazım, tek yatırımımız da eğitim.