Üreticiler bu yaz fiyatların geride kalan kış ayındaki yüksek fiyatlara göre düşük ancak 2021 yazına göre de yüksek olacağını söylüyor.

Havalar ısındı, gözler sebze ve meyve fiyatlarına çevrildi. Zira bu kış hem artan girdi maliyetleri hem de don gibi hava olayları nedeniyle tüketiciler oldukça pahalı fiyat etiketleri ile karşı karşıya kaldı. Nisan ayının sonuna gelindiğinde yüksek fiyatlarda bir gevşeme gözlense de tüketicilerin gözü hep daha önce alışılan yaz etiketlerinde.

Fiyatlardaki yükseliş resmi istatistiklere de yansıdı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından mart ayına ilişkin açıklanan yıllık tüketici enflasyonu yüzde 60,14, üretici enflasyonu ise yüzde 114,97 olarak gerçekleşti. Böylece kasım ayından itibaren hızla yükselen üretici fiyatları da şubat ve mart aylarında tüketici enflasyonunda kendini net şekilde hissettirmeye başladı. Önümüzdeki süreçte üretici fiyatlarındaki yükselişin bir süre daha tüketici fiyatlarına yukarı yönde etki etmesi bekleniyor.

TÜİK verilerine göre sadece mart ayında motorinde yüzde 32,67, kömürde yüzde 23,47, kuru soğanda yüzde 20.56, otobüs biletlerinde yüzde 20, kıvırcıkta yüzde 17,51, beyaz lahanada yüzde 17,10 fiyat artışı kaydedildi. Listenin sonuna kadar bakıldığında özellikle gıda tarafında çok sayıda üründe yüzde 10'un üzerinde artış olduğu görülüyor. Ayrıca bu veri sadece bir önceki aya göre artışını gösteriyor. Yani yıllık bazdaki toplam artış tüketici için oldukça yüksek.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından açıklanan Ücretliler Geçinme İndeksi'nin mart verilerine göre ise perakendedeki fiyat artışı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 63,25 oldu. Böylece 2002 yılından bu yana bu alanda en yüksek yıllık enflasyon kaydedildi.

Durum böyleyken tüketicinin gözü de havaların ısınmasıyla birlikte tarla ve seralardaki üretimin bollaşmasına çevrildi. Peki üretim bölgelerinde ve hallerde durum ne? Tüketici yaz ucuzluğunu bu yıl hangi oranda hissedebilecek?

Türkiye'nin hem meyve hem de sebze ihtiyacının önemli bir bölümü Mersin'den karşılanıyor. Mersin Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz, havaların ısınması ile birlikte her yıl fiyatlarda bir düşünün yaşandığını, bu yıl da bir düşüşün gerçekleşeceğini söylüyor. Ama Yılmaz'a göre artık hem meyvelerde hem de sebzelerde her yıl alıştığımız ucuz fiyat etiketlerini görmek pek mümkün değil. Yılmaz, bu yıl düşüşün sınırlı olacağını ve bunun temel nedeninin artan girdi maliyetleri olduğunu belirtiyor.

 hem sebze üretimi hem de halcilik yapan Ali Uçak ise nisan ayının son bölümlerinde fiyatlarda keskin bir düşüş yaşandığını anlatıyor. Buna göre Antalya'da hallerde kabak 10 liradan 3.5 liraya, domates 20 liradan 10 liraya, sivri biber ise 30 lira seviyelerinden 12 liralara geriledi. Hallerdeki fiyatlarda önümüzdeki 20 günde yüzde 30 oranında bir gerileme daha yaşanacağını ifade eden Uçak, "Mayıs ayının 15'inden sonra üretimde havaların etkisini göreceğiz. Bir bolluk olacak, bu da fiyatlara yansıyacak. Ancak girdi maliyetlerindeki artış bu düşüşü sınırlayacaktır. Çünkü havalar ısınınca maliyetlerin hepsi azalmıyor. İlaç, gübre gibi maliyetler hala çok yüksek" diyor.

Kışa göre ucuz, yaza göre pahalı

Girdi maliyetlerinin geçtiğimiz üretim dönemine göre en az yüzde 300 artış gösterdiğini belirten Antalya Ticaret Borsası Meclis Üyesi Ergin Civan, şöyle devam ediyor: "İlaç, gübre, nakliye, plastik, kağıt ve işçilik. Her bir girdi maliyetinde çok yüksek artışlar oldu. Havaların ısınması ve üretimin bollaşması kış fiyatlarından yavaş yavaş kurtulacağımız anlamına geliyor. Haziran ayına girerken yaz üretimi çok güçlü olacak. Ancak kimse geç yazın yazılan etiketleri beklemesin. Fiyatlar kış ayına göre ucuz olacak ama bu yaz geçen yaza göre pahalı olacak. Hem girdi maliyetleri hem de üretim sürecine etki eden iklim olayları bunun temel sebebi."