Metal sektöründeki uyuşmazlık sonrasında 5 Şubat için grev kararı alan Birleşik Metal İş Sendikası, işveren örgütü MESS'in hafta başında yaptığı yüzde 10 teklifin işçilere hakaret olarak nitelendirdi.
41 işyerindeki yaklaşık 10 bin işçi adına pazarlık masasına oturan Birleşik Metal İŞ Sendikası, örgütlü olduğu işyerlerinde uyarı eylemlerini sürdürdü. Eylemlerde okunan bildiride 5 Şubat'ta grevin başlayacağı ifade edilerek,  "Fabrikalar ayakta. Bu yangını söndürmek istiyorlarsa ne yapılacağı bellidir. Metal işçilerinin talepleri karşılanmalıdır. Karşılanmadığı takdirde Anayasal hakkımızı kullanacağız" denildi.

Türk Metal ve Özçelik-İş Sendikası %26, Birleşik Metal-İş ise %34 zam talebinde bulunmuştu. İşveren kanadının temsilcisi MESS ise önce yüzde 6, ardından yüzde 8 ve son görüşmede yüzde 10 düzeyinde ücret artışı teklif etti, işçi sendikalarından da tekliflerini revize etmesini istedi. Fakat işçi sendikaları MESS'in koşullarını kabul etmedi ve görüşmeler kesilerek grev kararı alındı. Birleşik Metal-İş Sendikası bu sabah grev tarihini ve nedenini belirten bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

5 ŞUBAT’TA GREVDEYİZ!

Ekim ayında başlayan görüşmeler boyunca ve sonrasında işverenlerin sergilediği uzlaşmaz tutum bugün de sürüyor.

MESS’in daveti üzerine dün yeni bir görüşme yapıldı. Toplantıda MESS, daha önce önerdiği yüzde 8’lik teklifini yüzde 10’a yükseltti. Diğer altışar aylık dönemler için de enflasyon oranında artış teklif etti. Ayrıca, MESS Sendikamızın teklifini revize etmesi talebinde bulundu.
Sendikamız bu ciddiyetsiz teklifi değerlendirmeyeceğini söyledi ve toplantıdan ayrıldı.

MESS işçilerin taleplerini görmezden gelen tutumunu sürdürmeye devam ediyor. Yüzde 10 teklifi de metal işçilerinin taleplerini karşılamaktan uzaktır.
MESS metal işçilerinin haklarını budamak ve ücretleri düşürmek istiyor. MESS, krizi gerekçe ederek fırsatçılık yapmak istiyor.

Toplu sözleşmeler işçilerin haklarını koruyup geliştirdiği kazanımlardır. Toplu sözleşmeler patronların işçilerden sürekli yeni fedakârlıklar talep ettiği gündemler değildir.
Ama MESS bunu yapıyor. Toplu sözleşmeyi kendi dayatmalarıyla tıkıyor. MESS toplu sözleşmenin iki değil, üç yıllık olmasını dayatıyor.

MESS, esnek çalışma istiyor. İkramiyelerden kurtulmak istiyor.
Ve MESS sefalet ücreti öneriyor. Şu ana kadar önce yüzde 6, sonra yüzde 8 ve son olarak yüzde 10 zam teklif etti. İşçilere hakaret sayıyor, tartışmaya bile değer bulmuyoruz.

Bu ekonomik şartlarda, bu hayat pahalılığında, bu işsizlik ve yoksulluk ortamında patronların metal işçisine yaptığı dayatmalar en hafif deyimiyle vicdansızlıktır. Aç gözlülüktür. İşçiyi yok saymak, ne halin varsa gör demektir.

Taleplerimiz ülke gerçekliğine uygun değilmiş! Son iki yılda elektriğe yüzde 71 zam geldi.
Dört yıl içinde 14 milyon kişinin elektriği, 5 buçuk milyon kişinin doğalgazı kesildi. Doğalgaza art arda yapılan iki zammın ardından, işçilerin ısınma gideri son üç ayda yüzde 30 pahalandı.

Patronlar işçilerin içinde bulunduğu bu gerçekliğe gözlerini kapatmaya devam edeceklerse kendileri bilir.

Ve artık bıçak kemiğe dayandı. Sabrımız taştı: GREV kapıda!

MESS’in önerdiği ücret artışı, iktidarla birlikte işçi ücretlerini en düşük düzeyde sürdürme politikasının parçasıdır. Ama unuttukları bir şey var. Dayatmayı örgütsüz işçilere yapabilirsiniz ama örgütlü işçilere sökmez.

Patronlar bir de hükümetin grev erteleme uygulamasından cesaret alıyorlar. İktidar grev söz konusu olduğunda da patronların bir dediğini iki etmiyor.

Grev anayasal bir haksa, Bu hak aynı zamanda devletin altına imza koyduğu uluslararası sözleşmelerde tanınmışsa, işçilerin bu hakkı kullanması değil, bu hakkın engellenmesi milli güvenliği tehdittir. Yasa tanımazlıktır.

Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. 2015’de, 2017’de, 2018’de grup sözleşmelerimizde grevlerimizi bu şekilde engellemeye çalıştılar. Bu yasaklara uymadık. Çünkü bu yasaklar Anayasa'ya aykırıdır.

Grev yasağına rağmen grev hakkımızı kullandık ve kazandık. Üstelik bu yasaklama Anayasa Mahkemesi tarafından da mahkûm edildi.

2015 yılında Bakanlar Kurulu'nun ertelediği MESS grevleri nedeniyle hükümet, Anayasa Mahkemesi tarafından suçlu bulundu ve metal işçilerine 50 bin lira maddi tazminat ödemekle cezalandırıldı.

Grevimizi ertelemeye kalkmayın.

Grev istemiyorsanız işçilerin içinde bulunduğu gerçekliğe uygun bir teklif verin. Biz grev meraklısı değiliz. Ama greve de her koşulda hazır olduğumuzu bilin.

Grev eğitimlerimizi tamamladık. Birleşik Metal-İş’in üyeleri greve hazır. Ama bunun yerine grev erteleyerek istediğinizi elde etme yoluna giderseniz, bizim tavrımız çok net olacak:

GREV YASAĞINI TANIMAYACAĞIZ!

Anayasa'dan ve uluslararası sözleşmeden doğan grev hakkımızı her şart ve koşulda kullanacağız.

Fabrikalar ayakta. Bu yangını söndürmek istiyorlarsa ne yapılacağı bellidir. Metal işçilerinin talepleri karşılanmalıdır. Karşılanmadığı takdirde Anayasal hakkımızı kullanacağız.

Sendikamız, şayet metal işçilerinin beklentisini karşılayan bir adım görmez, dayatmalar sürerse

5 ŞUBAT TARİHİNDE GREVDEYİZ!

Mücadelemiz kutlu olsun.

Metal işçilerinin kazanımı Türkiye İşçi Sınıfının kazanımı olacaktır.