Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) öğrencilere yönelik hak ihlallerini araştırdı. TİHV Akademi'nin yaptığı çalışmaya göre 2015-2019 yılları arasında 3 bin 102 öğrenci toplantı, gösteri ve ifade özgürlüklerini kullanırken hak ihlaline maruz kaldı, 23 öğrenci ise bu olaylar sırasında yaşamını yitirdi.

TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin hazırladığı günlük insan hakları raporları incelenerek oluşturulan bilgi notuna göre, 2015- 2019 yılları arasında öğrencilerin ifade, toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerini kullanırken hak ihlallerine maruz kaldığı 342 olay bildirildi.

BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'ın haberine göre, en çok ihlal bildirilen ilk 10 il sırasıyla, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Eskişehir, Adana, Diyarbakır, Mersin, Van ve Kocaeli oldu. Araştırmaya göre 342 olayın 81’i üniversite kampüslerinde gerçekleşirken, kampüs içindeki şiddet sonucu 252 öğrenci yaralandı.

Bu dönemde en fazla hak ihlali bildirimi yapılan 5 kampüs sırasıyla, Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi, ODTÜ ve Akdeniz Üniversitesi kampüsleri oldu. Üniversitede yaşanan hak ihlallerinin yarısına yakınını (yüzde 49) toplantı ve gösteri hakkına yönelik ihlaller oluştururken; ihlallerin yüzde 37’sinin örgütlenme özgürlüğüne, yüzde 14’ünün ise ifade özgürlüğüne yönelik olduğu belirtildi. Bu dönemde 658 öğrenci hakkında ceza davası açılırken, 152 öğrenciye toplam 506 yıl 1 ay hapis cezası verildi.

Açılan davalarda en sık tekrarlanan suçlamalar ise Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme, yasadışı örgüt propagandası, yasadışı örgüt üyeliği, cumhurbaşkanına hakaret oldu.

Raporda şu değerlendirmelerde bulunuldu:

“Akademik özgürlük ve üniversite özerkliği açısından bir 'yumuşak hukuk' belgesi niteliği taşıyan 1988 Lima Bildirgesi de 'öğrencilerin herhangi bir ulusal ve uluslararası sorun hakkında görüşlerini bireysel veya toplu olarak ifade edebilmeleri' için gerekli koşulların sağlanmasını üniversitelerin yükümlülükleri arasında sayar. Ne var ki hükümetlerin insan hakları ve demokrasi değerlerine bağlılıktan açıkça uzaklaştığı ve buna bağlı olarak hem demokratik yurttaşlık alanına hem de akademik özgürlük ve üniversite özerkliğine yönelik baskıcı/otoriter uygulamaların küresel ölçekte yaygınlık kazandığı günümüz koşullarında, öğrencilere yönelik hak ihlallerinde de kaygı verici bir artış söz konusu.”