Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu,  aşı sağlayamadığı için toplumsal aşılamaya başlayamamış onlarca ülke bulunduğuna dikkati çekerek, "Bu durum insanlık suçudur" dedi.

Artı TV'de yayımlanan Söz Sırası programına konuk olan  Hamzaoğlu'nun koronavirüs salgınına ilişkin görüş ve değerlendirmeleri şöyle: 

İKTİDAR SALGINLA MÜCADELE ETMİYOR

  • Öncelikle altını çizelim Türkiye'de salgının birinci dalgası hala sönümlendirelemedi. Yalnızca birinci dalga içinde yükselişler ve bu yükselişte azalmaları izliyoruz ya da artmaları. Çünkü iktidar salgınla mücadele etmiyor. Salgınla mücadlee etmek istemiyor, salgını kendi belirlediği sınırlarda kontrol altında tutmaya çalışıyor. Önelenebilir olmasına karşın acı ve ölümlerin daha da artacağını bilerek salgınla mücadeleyi tercih etmiyor. Öyle ki 21 Nisan 2021 tarihi itibariyle son bir hafta içinde günlük ortalama doğrulanmış hasta sayısı 3 ay önceki tarihe göre tam 9 kat arttı. Ölümler de 2 kat arttı. Ölümlerdeki bu durum kimseyi yanıltmasın. Yaklaşık 2 hafta sonra malesef hasta sayısındaki artışa benzer bir hale gelme riski taşıyor. 

YAYGIN VE SÜREKLİ TEST

  • Peki ne yapmalıyız? Nasıl yapmalıyız? Buna da hep birlikte yanıt vermeliyiz. Hastalığa yakalanan 10 kişiden 8'inde herhangi bir belirti görülmüyor. O nedenle bu kişiler aracılığıyla hastalığın yayılmasının önüne geçmek gerekiyor. Risk altındakilere öncelik vererek toplumsal düzeyde çok yaygın ve sürekli test yapmak gerekiyor. Testi pozitif çıkanların hasta olmayanlardan ayrılması, kamusal olarak izole edilmesi gerekiyor. Bu kişiler arasında destek tedavisine gereksinimi olanların da salgın için ayrılmış hastanelerde kamusal olarak yatırılması ve tedavisi gerekiyor.

NÜFUSUN YÜZDE 67'Sİ AŞILANMALI

  • Fabrikalar, toplu taşıma alanları, madenler, okullar, üniversiteler, bürolar başta olmak üzere tüm çalışma ve toplu yaşam alnalarının özel-devlet ayrımı yapılmaksızın bilimsel bilgiye dayalı olarak salgınla mücadelenin gerektirdiği biçimde düzenlenmesi ve denetlenmesi gerekiyor. Kişilere parasız maske ve fiziksel mesafeyi koruyabilmenin koşullarının sağlanması gerekiyor. Risk altındaki kişiler öncelikli olmak üzere nüfusun en az yüzde 67'sinin en kısa sürede aşılanmasının tamamlanması gerekiyor. 

AŞILAMADA HEDEFİN GERİSİNDEYİZ

  • Sağlık Bakanı 14 Ocak 2021'de başlanan aşılama çalışmalarından önce günlük aşılama kapasitesinin 1 milyon doz olduğunu ifade etmişti. Buna göre 20 Nisan tarihi itibariyle 97 milyon doz aşının uygulanmış olması gerekirdi. Oysa yalnızca 20 milyon 420 bin doz aşı uygulanabildi.  Bakanın hedef olarak  belirttiğininden 76 milyon 580 bin doz gerideyiz. 20 Nisan 2021 tarihiyle yalnızca 7 milyon 871 bin kişinin 2 doz aşısı yapılabildi. Bu durum kabul edilemez.

AŞILAMAYA BAŞLAYAMAMIŞ ONLARCA ÜLKE VAR

  • Bugün itibariyle aşı sağlayamadığı için toplumsal aşılamaya başlayamamış onlarca ülke var. Bu durum insanlık suçudur. İnsanlığı, yaşamı tehdit eden ve bu tehditin karşısında mücadele için en önemli araç olan aşının parası olanın ulaşabileceği, bir avuç sermaye grubunun insanların ölümü pahasına kar peşinde koşması kabul edilemez. 

KEŞKE DEMEMEK İÇİN...

  • Aşı çalışmalarının ve üretimlerinin mülkiyeti toplumsallaştırılmalıdır. Covid-19 aşısının toplumsal mülkiyetinin sağlanması için sosyalist ve enternasyonal perspektifteki kitlesel girişimlere bir an önce başlamalıyız. Keşke dememek, iyi ki diyebilmek için yapmamız gerekenler bir ödev olarak önümüzde duruyor. Covid 19 hastalığı riski taşıyanlar, dünyanın işçileri, halkları bir araya gelelim ve bunu sağlayalım. Gelecekte "iyi ki yapmışız" diyebilelim.