Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'nin yüzde 75'i iki doz aşı olmasına rağmen vaka sayıları düşmüyor, aksine artıyor ve ölüm sayısı da her geçen gün yükseliyor.

Gazete Duvar'dan Müzeyyen Yüce, bunun nedenini Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala'ya sordu. Pala vaka sayılarının düşmeyişinin nedenini şöyle açıkladı:

“Sağlık Bakanlığı haritasına baktığımızda iki doz aşı yapılma oranı yüzde 75 olarak görünüyor. Ama bu gerçek bir rakam değil. Çünkü 18 yaş ve üstüne göre bu oran hesaplanıyor. Üstelik iki doz aşı yapılanlar içerisinde 6 milyon kişi sadece Sinovac aşısı yaptırmış. Oysa Sinovac aşısını iki doz yaptırmanın tam koruyuculuk sağlamadığını biliyoruz. Şu ana kadarki verileri eğer nüfusa göre oranlayarak aşılar üzerinden hesaplayacak olursak iki doz Sinovac aşısı olmuş 6 milyon kişiyi tam aşılı sayamayız. Buna göre de Türkiye’deki tam aşılı diyebileceğimiz nüfusun oranı yaklaşık yüzde 50 civarında. Yani yalnızca iki kişiden birini henüz bağışık kılmışız. Dolayısıyla Bakan Koca’nın söylemi ile Bakanlığın yayınladığı veriler üzerinden bizim hesapladıklarımız arasında büyük farklılıklar var.” 

15 MİLYONUN BİRAZ FAZLASI HİÇ AŞILANMAMIŞ’ 

Vakaların düşmemesini aşı seçimi ve uygulaması üzerinden değerlendiren Pala şöyle devam etti:
“Aşıların koruyuculuğuyla ilgili bakanlığın açıkladığı net veri yok. Biz iki parametre üzerinden değerlendiriyoruz: Aşı etkinliği ancak sınırlı sayıda insanın katıldığı araştırmalardan elde edilir. İkincisi ise aşı etkililiği… Halk sağlıkçılar ve aşı politikası açısından henüz toplumda veri yokken ilk önce aşı etkililiğini bilmemiz lazım. Türkiye’de 112 milyonun üzerinde aşı yapıldı. İlk doz aşı uygulanan yaklaşık 54 milyon insan var. Şu anda 10 yaş üzerindeki 70 milyon insanla kıyaslandığında en az 54 milyonu bir doz aşı almış, geri kalan 15 milyondan biraz fazlası hiç aşılanmamış. Bunlara ilişkin verileri bakanlığın yayınlaması lazım. Sağlık Bakanlığı’nın bu güne kadar aşı etkililiğini açıklamamasının arkasında ilk aşı tercihinin Sinovac olması ve Sinovac’ın da koruyuculuğunun çok yüksek olmaması yatıyor olabilir mi diye bir tartışma kamuoyunda yapılıyor. Geçen haftaki Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre Türkiye, en fazla olgu görülen ABD ve İngiltere’nin ardından gelen üçüncü ülke. Ayrıca Türkiye’de ölüm oranları çok yüksek.”

‘ÖLEN ÖLÜR, KALAN SAĞLAR BİZİMDİR STRATEJİSİ…’ 

Pala’ya göre aşılama oranlarının henüz istenilen düzeyde olmamasında temel sorun Sağlık Bakanlığı’nın sağlık iletişimi. Topluma ne Covid-19 hastasıyla ilgili ne de aşılarla ilgili tatmin edici açıklamalar yapılmadığına dikkat çeken Pala “Bir buçuk yıldır vakaların cinsiyet, yaş dağılımlarının açıklanması çağrısında bulunuyoruz ama bakanlık bunu ısrarla açıklamıyor. Düzenli test politikamız yok, antijen testlerini Türkiye’de uygulamaya koymadık, filyasyon durma noktasında. Geniş kapsamlı problemli bir zincir söz konusu. Bu koşullarda ‘ölen ölür, kalan sağlar bizimdir’ stratejisi benimsenmiş görünüyor. Önlenebilecek ölümlere her gün seyirci kaldığımız döneme tanık oluyoruz. O yüzden Sağlık Bakanlığı’nın sağlık iletişimini ön plana çıkarması, halkı doğru bilgilendirmesi, sorumluluğu da yurttaşın üzerine atmaktan vazgeçmesi gerekiyor” çağrısında bulundu.