Hendek’te faaliyet gösteren Büyük Coşkunlar Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020’de meydana gelen ve 7 işçinin ölümü, 127 işçinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlamayla ilgili yargılanan fabrika sabihi Yaşar Coşkun, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. 

Büyük Coşkunlar Fabrikası’nda 3 Temmuz 2020’de meydana gelen ve 7 işçinin ölümü, 127 işçinin de yaralanmasıyla sonuçlanan davanın ikinci duruşması, Ferizli Kampüsü’nde yapıldı.

Duruşmaya, ailelerin yanı sıra DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Bağımsız İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, EMEP MYK Üyesi Arzu Erkan, TİP Sakarya İl Örgütü, EMEP Sakarya ve Kocaeli Örgütleri, Eğitim Sen, İSİG Temsilcisi Selçuk Karstarlı da katıldı.

UYAP Sistemindeki sorunlar ve SEGBİS kayıtlarının olmayışı nedeniyle yaklaşık 1 saat 20 dakika geç başlayan duruşmada kimlik tespitlerinden sonra fabrika sahibi Yaşar Coşkun’un savunmasına geçildi.

Yaralı sayısına itirazını ‘ayılan bayılan herkesi yazmışlar’ diyerek dile getiren, bilirkişiyi bu işten hiç anlamamakla itham eden ve havai fişek işini kendilerinden başka bilen olmadığını savunan, fabrikanın mevzuata aykırı olduğu iddialarını tümüyle reddedip, ‘olayda en küçük sorumluluğum yok’ demeye getiren Coşkun’un, savunmasından öne çıkan bölümler şöyle:

►“2. Fabrikamızdır burası. 200-250 dönüm arazi. 50 yıldır bu işteyiz tecrübeliyiz. Basında her gün kaza oluyor gibi lanse edildi. 2011 senesinde en son kaza oldu 2014’te olan kaza bize göre iş kazası değildir. Ruhsat firma ismi değişirse değişmesi gerekir.  Benim için terörist gibi muamele yapıldı, saygın bir iş adamıyım.”

►“Kazayı yaşadım ordaydım. Savcılıkta da belirttim soyluya da belirttim. Bu olayın sabotaj olabileceğini, kazanın nasıl nerde olacağını anlayacak bilgideyiz. Birinci ve ikinci patlama arasında 500-600 metre mesafe vardı. İlk patlama 15-20 m yüksektedir. Gözaltına alındığım güne kadar fabrikadaydım ayrılmadım oradan. Ankara’dan gelen bomba imha uzmanlarına da söyledim. 2009-2010 yıllarında Türkiye’nin sabotaj listesinde olan ihbar alan bir yerdi, Temmuz PKK’nın kuruluş yıldönümü nedeniyle güvenlik vardı.  Çukurdaki yere sıçraması çok zor,  oradan patlama şansı çok zor.”

►“Bilirkişi havai fişek işinden anlayan biri değildir. Bu işi bizden başka bilen yoktur. 2005 te yapıldı mevzuata uygun yapılmıştır. 3 senede bir gözden geçirip yenilenir ruhsat. Mevzuata aykırı fabrika nasıl çalışır. Fabrika seferberlikte görevli fabrikadır. Çok stratejik konumdadır. Çin Mahallesi laboratuvarların olduğu yerde, ayrı bir yer değildir. 3 tane kaçak yapı halinde yer var. 30- 40 metrekare yerler. Miskette aşırı yoğunluk oldu tehlikeyi azaltmak için yaptık. İşi bilmeyenlerce yazılmış raporlar abartılarla dolu.”

►Fabrikanın barutu Almanya ve Polonyadan geliyor. İki tip barut var. Toz barut misketleri kaplamada, Çin mahallesinde kullanılıyor. Tanecikli barut erime yapıyor. 16 tonun 15 tonu tanecikli barut oluyor. Patlama miskette oldu, baruthanede olmadı.

►“Havalandırma istediler,  17 bin 500 TL ödemeyecek kadar aciz mi kaldı fabrika,  kaç katı işçi parası ödüyor. Pervane bulunmaması gerekir patlar diye çıkardık havalandırma sistemini. Eski iş güvenliği uzmanı Faruk ifadesinde atıf yaptı. O zamanki yönetmelikte değişen şeyler oldu ona göre yaptık (gibi bişi dedi). Fabrikanın başlama noktası toplanma bölgesi.  Herkes kazadan sonra toplanma bölgesinde toplandık diye ifade vermiş. Sığınak ruhsatı aldık ama zorunlu olmadığı için yapmadık.”

►“Bomba imha müdürü bizi sıkıntıya düşürdü. Damperli kamyonla taşınmaz bunlar ama bize sormadılar bu kamyonlarla taşıdılar. Mağdurum. Siyasi biri değilim. Pandemi sürecinde iş yapamıyorduk. 60 70 kişi eksik ile çalışıyorduk. Burada çalışanlar işsiz kaldı. MUSİAD başkanı olduğum için hepsini işe sokacaktım ama tutuklanınca kaldı. Biz Sakarya’dan ileriyiz. İnsanlara sorulmalıdır aile ortamı çalışması var mıydı?”

►İş Güvenliği Uzmanı Aslı Bozkurt’un fazla mal tutulmaması uyarısını yazmama izin verilmedi beyanına karşı, “Üretim baskısı talimatımız yoktu. Olayı çarpıtmayalım. Deftere yazdırılmıyordu diyor. Üniversite mezunu, yani öyle yapılıyorsa çalışmasaydı. Aslı işi bırakacağım, başka şirket başına geçeceğim, MÜSİAD’tan iş paslar mısınız? Diye sordu, “Üye olman lazım” dedim, “olurum” dedi.”

►“Belgeler kayboldu demedim. Mağdurum dikkatli olsunlar, çoğu eski işçiler doğruları konuşsunlar istedim. Çalışanlarım dikkatli olsunlar. 2011 kazasından sonra o gün çalışma bakanlığından gelen müfettişler vardı onlar gidince kaza oldu. Eksik vardı tamamlanana kadar kapatıldı. Pazar günü çalışmadığımız bir gün kaza oldu 2014 teki bu şekilde. 2014 te ölen işçi parke taşlarını yapıyordu. Kendi kafasına göre iş yapmış. Yılmaz aileden biri idi. 127 kişi yaralandı deniliyor, ayılan bayılan herkesi saymışlar.