Hendek'te 7 işçinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin davada ara karar sonrasında müşteki avukatları Can Atalay ve Gülşen Uzuner, beş gün süren duruşmayla ilgili düşüncelerini açıkladılar.

Av. Can Atalay, davayı 'Türkiye’de işçilere insan muamelesi yapılması davası' diye tanımlayarak, "Bu dava işçi canının en ucuz maliyet kalemi olarak kavranmaması davası, işçi hayatının en ucuz malzeme olarak kabul edilmemesi davası. Buradaki insanlar 2009’da 2 kere, 2010’da bir kere, 2011’de bir kere, 2014’te bir kere patlayan ve aynı şekilde sadece ölecek işçi sayısı hesap edilerek devam edilen bir fabrikada çalışmaya zorlanmışlar. Burada bu insanların hayatlarının sadece bir sayı hesabı olduğu duruşma salonunda bir kere daha çok açık bir şekilde ortaya çıktı. Bu insanlar ya da ölenler canlarını sokakta bulmadılar. Kimse ekmeğini kazanmaya çalışırken öldürülmesin diyedir davamız. 10 Haziran’da buradayız” dedi.

Acılarımızın hesabını sonuna kadar soracağız
Patlamada hayatını kaybeden Muhammet Seyfi Çanakçı’nın yeğeni avukat Gülşen Uzuner de şunları kaydetti:
 “Burada biz yakınlarımızın, ailelerimizin, sevdiklerimizin nasıl öldüğünü konuştuk. Nerede, ne zaman öldüğünü ve ne kadar daha fazla insan ölebilirdi şansını konuştuk. Bu yargılamada 25 kişi ölecekti ama 7 kişi öldü denildi, biz sayıları konuştuk, hepsi bizim canımız. Aileler 5 gün boyunca durdular. İşçinin canını yaka yaka, hiçe saya saya bu ölüm geldi. Bu ölüm bilerek geldi, biz o yüzden kast diyoruz buna. Bilerek, sayı hesabı yaptınız, bize denk geldi, böyle konuşuluyor. Bizim için dosyanın incelenmesi, karartılan delillerin toplanmasına ilişkin çalışmalar yapılması önemli. Yine sanıkların tutukluluk durumlarının devamı bizim için çok önemli, duruşmada gördük ki hem delil karartma ihtimalleri hem de dinlenmeyen tanık ve müştekileri etkileme ihtimalleri oldukça var. Biz asla vazgeçmeyeceğiz bu davadan, kimse de bizi vazgeçiremez. Bu acıları bir daha yaşayamayacağız, acılarımızın hesabını sonuna kadar soracağız. 10 Haziran’da hep birlikte buradayız.”