3 Temmuz 2020 gerçekleşen, 7 işçinin ölümü, onlarca işçinin yaralanmasıyla sonuçlanan patlamaya ilişkin davanın dördüncü duruşmasında, fabrikanın sahibi Yaşar  Coşkun ve diğer saanıkların tutukluluğunin devamına karar verildi.

Davanın görülmesine 25 Ekim'de devam edilecek.

Sakarya 1. Ağr Ceza Mahkemesi'nin Ferizli Yerleşkesi'ndeki salonundaki duruşmayı mağdurlar ve ailelerinin yanı sıra Eğitim Sen, Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Emek Partisi ve İşçinin Kendi Partisi temsilcileri de izledi.

Tarafların yoklaması yapıldıktan sonra müşteki Oktay Tarım'ın dinlenilmesi ile duruşmaya başlandı. Kendisi, şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtti.

Sanık Yaşar Coşkun Müştekiye, fitil bölümünde çalışırken yanmaz kıyafet verilip verilmediğini sordu. Müşteki "Evet veriliyordu ama o bez parçası bizi korumuyordu ki.." dedi.

Özdemir OSGB'nin sahibi Tanık Remzi Özdemir dinlenilmek üzere kürsüye çağrıldı, ancak bir kısım müşteki vekilleri, sanık olma ihtimali bulunduğundan yeminsiz dinlenilmesini talep etti. Mahkeme talebi kabul etti. Tanık Remzi Özdemir, denetimlerde sağlık kısmında görev aldığını, dosyaların kendisine ibraz edildiğini, Aslı Bozkurt'un istifa dilekçesini 28 Mayıs'tan sonra verdiğini belirtti. 
Özdemir: "Aslı Bozkurt bana denetlerken karşılaştığı olumsuzlukları belirttiğini, yaptığı uyarılara karşı terslendiğini söylemişti. Hasan Ali Velioğlu bizim asıl muhatabımızdı."

Sanık Yaşar Coşkun Müdafii Abdurrahim Burak Tanık'a, öneri tespit defterinin kendine teslim edilirken Aslı Bozkurt'un eksiklik ve önleme dair hususları belirtip belirtmediğini sordu. Tanık, eksikliklerin mutlaka yazıldığını ve yazıldıktan sonra işverenin imzalanmasının zorunluğu olduğunu belirtti.

Sanık Müdafiinin sorusu üzerine tanık, iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verildiğini, çoğu zaman işçilerin çalıştıkları yerde bizzat Aslı Bozkurt ile birlikte eğitim verdiklerini belirtti.

Sanık Müdafiinin sorusu üzerine tanık, fabrika kendileri ile çalışmaya başladıktan sonra iş güvenliğine ilişkin kıyafetlerdeki eksiklikleri giderdiklerini ancak kullanılmadığını belirtti.

Sanık Müdafii Abdurrahim Burak tarafından sunulan tanık listesinde yer alan 5 tanığın dinlenilmesi ile duruşmaya devam ediliyor.

Tanık Muhsin Gürler'in yemini alındı ve beyanında; Fitil bölümünde çalıştığını, ekipmanların verildiğini, usta başından emir ve talimat aldığını, O'nun da üstünde Erşan Öztürk'ün olduğunu, personel müdürü Hasan Ali Velioğlu olduğunu belirtti.

Sanık Müdafii Abdurrahim Burak'ın sorusu üzerine tanık, işyerinde fazla mal üretimi konusunda kendi bölümünde herhangi bir baskı olmadığını, iş sağlığı güvenliği eğitimi aldığını, sorumlu fabrika müdürünün kim olduğunu bilmediğini belirtti.

Tanık Remzi Yılmaz'ın yemini alındı ve beyanında; Sarma/kağıt bölümünde çalıştığını, işyerin hiç bir olmsuzluğun olmadığını, ekipmanların verildiğini, Müdür Asiye Hanım, Erşan Öztürk ve Hasan Ali Velioğlu'ndan emir ve talimat aldığını belirtti.Tanık devamında; Sorumlu müdürün Asiye Hanım olduğunu belirtti.

Bir kısım katılanlar vekili Evren İşler'in sorusu üzerine tanık beyanında; denetimlerden bir kaç gün önce haberimiz oluyordu, dedi.

Yaşar Coşkun'un sorusu üzerine tanık beyanında; patlayıcı bölümünde çalışmadığını, makinelerle sarma yaptıklarını belirtti.

Asiye Angın'ın sorusu üzerine tanık beyanında; kendisinden doğrudan emir ve talimat almadığını belirtti.

Tanık Aynur Semizoğlu'unun yemini alındı ve beyanında; volkan bölümünde çalıştığını, işyerinde hiç bir olmsuzluğun olmadığını, Sorumlu Müdür'ün Asiye Hanım, personel müdürünün Hasan Ali Velioğlu olduğunu, emir ve talimatları Erşan Öztürk'ten aldığını belirtti.

Başkan, tanığın ilk ifadesinde yer alan fazla üretim baskısının olduğuna dair beyanlarını tekraren kendisine sordu. Tanık beyanında bu baskının sadece 1 iş için olduğunu söyledi.

Bir kısım müştekiler vekili Gülşen Uzuner'in sorusu üzerine Tanık:"Normalde günlük üretim 80-90 civarındaydı. Fitilleme bölümünde daha uzun sürüyordu ve 60 koli üretebiliyorduk. Denetimlerden önceden haberimiz oluyordu. Erşan Öztürk söylüyordu. Tedbirli çalışıyorduk zaten"

Bir kısım müştekiler vekili Gülşen Uzuner tanığa verdiği ilk ifadesindeki beyanlarının değiştirilmesi konusunda bir baskı bir olup olmadığını sordu. Tanık, olmadığını belirtti. İlk ifadesini savcı karşısında heyecanla verdiğini söyledi.

Bir kısım müştekiler vekili Evren İşler'in ilk ifadesinin kendisine ait olup olmadığı sorusu üzerine tanık, ifadenin kendine ait olduğunu söyledi.

Tanık devamında, o günkü beyanında psikolojisinin iyi olmadığını, stresli olduğunu belirtti.

Bir kısım müştekiler vekili Emrullah Polat'ın eğitimlerin düzenli olarak alınmadığına ilişkin ifadesine yönelik sorusu üzerine tanık, sık sık eğitim aldıklarını belirtti.

Sanık müdafii Abdurrahim Burak'ın sorusu üzerine tanık, işçilerin akrabalarını da burada çalıştırdıklarını belirtti. Müdafii bir isim listesi vererek bu kişilerin SGK bildirgelerini dosyaya sundu.

Sanık Yaşar Coşkun'un sorusu üzerine tanık, sabah 8, akşam 5 olarak çalıştıklarını, press bölümünde 4 saat çalıştıklarını belirtti.

Tanık İsmail Sevinç'in yemini alındı ve beyanında; 11 yıl çalıştığını, emir ve talimatları Erşan Öztürk'ten aldığını, sorumlu müdürün Asiye Angın olduğunu, Hasan Ali Velioğlu'unun personelden sorumlu olduğunu belirtti.

Müşteki Vekili Buğra Ökten'in sorusu üzerine tanık beyanında; Eski tarihte iş güvenliği eğitimi aldığını, aşağıda barut üretimi yapıldığını, barut kırmanın ise yukarıda yapıldığını, torpil bölümünde çalıştığını belirtti.

Sanık Müdafii Abdurrahim Burak'ın sorusu üzerine tanık beyanında; Sıfırdan barut üretimi yapılıyordu, ded

Sanık Müdafii Yusuf Kantar'ın sorusu üzerine tanık beyanında;Erşan Öztürk'ün üstünde kim olduğu bilmiyorum.Hasan Ali Velioğlu personellerle ilgileniyordu. Erşan Öztürk'ün çin mahallesinde bir sorumluluğu olup olmadığını bilmiyorum,dedi

Sanık Ahmet Çağırıcı'nın sorusu üzerine tanık beyanında; Formulasyonu çinli ustadan alıyorduk,dedi.

Tanık Şenol Coşkun beyanında; top bölümünde çalıştığını, işyerinde hiç bir baskı olmadığını, eski tarihte eğitim aldığını belirtti.

Tanık devamında; çin mahallesinden sorumlu kişinin Ahmet Çağırıcı olduğunu, Hasan Ali Velioğlu'unun personelden sorumlu olduğunu, fazla mal üretimine ilişkin bir bilgisinin olmadığını belirtti.

Sanık Müdafii Mustafa Güçlüer'in sorusu üzerine tanık; çin mahallesi hakkında bir bilgisinin olmadığını, çin mahallesindeki işleri Ahmet Çağırıcı'nın yürüttüğünü bildiğini, barut yapıldığını bilmediğini belirtti.

İddia makamı mütalaasında; tutuklu sanıklar Yaşar Coşkun ve Hasan Ali Velioğlu'unun tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini kamu adına talep etmiştir.

Bir kısım katılanlar vekili Can Atalay bugünkü tanıklardan Remzi ve İsmail'in beyanları çok önemli. Remzi Özdemir defter bizde değildir. Bizim elimizde değildir. İmzasız bana gelemez, aksi halde ceza yerim dedi.

Can Atalay devamında, "Tanık İsmail ise, barut üretiliyordu dedi. Barut üretiminin üste kapatılmaya, delil karartılmaya çalışıyor. Savunma tanığı üretimin yapıldığını, patlamanın detaylarını açık açık anlattı."

Can Atalay devamında, "Bu dava olası kast davası. Savunma tanıkları bunu detaylarıyla açık açık bir kez daha anlattı. Can Atalay devamında, sabotaja ilişkin en ufak bir delilin olmadığının belirtti.

Bir kısım katılanlar vekili Evren İşler "Delillerin karartılması noktasında patlama günü bilgisayarların olay yerinden kaçırıldığı sanık tarafından ikrar edilmiş olup sanık, siyasi iktidarın da onayının olduğunu açıkça söylemiştir"

Bir kısım katılanlar vekili İlknur Ebiz Yıldız "Bu davada suç vasfı ile değişen hiç bir şey yok. Mevcut delillerle de zaten suçun başından beri olası kast olduğu barizdir."

Verilen aranın ardından sanık vekilleri dosyada isim vererek müşteki vekillerini hedef gösteriyor.

Sanık Yaşar Coşkun Müdafiileri emniyet ve istihbarat teşkilatlarından gelen herhangi bir sabotaj ve ihbar bilgisi olmadığına ilişkin açık evraklara rağmen;" biz sabotaj var değil sabotaj iddiamız var" savunması yapıyorlar.

Sanık Yaşar Coşkun mahkeme heyetine karşı, "Ben MÜSİAD başkanıyım" diyerek sözlerine başladı. Sanık avukatları buna rağmen mahkemenin kamuoyu baskısı ile etkilendiği iddiasında bulundular.

Sanık Yaşar Coşkun müdafii Abdurrahim Burak “15 ay çok uzun bir tutukluluk süresi. Terör suçu, buyrun tutuklayın. Ancak müvekkilim ticari hayatına devam etmelidir. Bu insanların tazminatı ödenecek ama neyle ödenecek?

Mahkeme heyeti, ara karar için duruşmaya ara verdi.

Ne olmuştu?

Sakarya Hendek’te 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020'de saat bir patlama yaşandı, patlama çevre şehirlerden de hissedildi. Faciada 7 kişi hayatını kaybetti, 127 kişi de yaralandı.

Patlamaya ilişkin daha sonra gözaltına alınan aralarında fabrika sahibinin de bulunduğu 5 kişi tutuklandı. Soruşturmayı yürüten Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı hazırladığı fezlekeyi, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı da aralarında fabrika sahiplerinin de bulunduğu 7 şüpheli hakkında 27 sayfalık iddianame hazırladı.

İddianamede, sanıkların "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Tutuklu yardılanan iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt ikinci duruşmada kontrolle tahliye edildi.

Mahkeme Heyeti, fabrikanın sahibi Yaşar Coşkun ve diğer tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına ve bir sonraki duruşmanın 25 Ekim'de yapılmasına karar verdi.