Sonunda ciddi bir şekilde virüse karşı önlem alınıyor... diyeceğim ama, mı acaba? Pek çok insan yangından kaçar gibi Istanbul'u terketti. Nedense şehirden uzaklaşınca virüs de geride kalmış gibi davranan çok. Gittikleri yerlerde marketlere hücum edecekler, hep bir şeyler daha "lazım" olacak, gene alışverişe, gene kalabalık yaratmaya, gene kendini pirüpak sanıp maskesiz dolaşmaya... Daha önce de yaşamadık mı? Birkaç büyük kentten Anadolunun her köşesine yayılmadı mı virüs?

Adamın biri kırk yıl araba kullanmış, hiç kaza yapmamış. "Nasıl başardın?" diye sormuşlar. "Benim dışımdaki tüm araba kullananların deli olduğunu düşündüm," demiş! Bizim de kendimiz dahil her üç kişiden birinin virüs taşıdığını düşünüp ona göre davranmamız gerekiyor!
  
Dün "1 Mayıs - işçinin ve emekçinin bayramı" idi... Buruk bir bayram...Hep olduğu gibi yaşadığımız bu olağanüstü dönemin de faturasını ödemek emeği ile yaşayanlara düştü. Çalışabilenler sağlıksız ve tehlikeli koşullarda çalıştılar; normal dönemden daha çok çalışmak zorunda kalanlara çeşitli bahanelerle daha düşük ödemeler yapıldı; binlerce kişi işsiz kaldı; küçük esnaf, sanatkar çaresizliğe itildi... Göğsünü gere gere "merak etmeyin zincir mağazalar açık olacak," diyen bir mantığa karşı, güçlükleri aşacağız,  alternatif gıda ağlarını geliştireceğiz!
 
Güneşli günleri göreceğiz!