Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri Kurultayı Bileşenleri kadına yönelik şiddetle mücadele için “Acil Önlem Eylem Planı” kampanyasını yazılı bir açıklama ile duyurdu.

“Salgını bahane olarak kullandılar”

Kadınların pandemi döneminde haklarına erişmekte güçlük çektiklerinin vurgulandığı açıklamada, uygulayıcıların salgını bahane olarak kullandıkları öne sürüldü.

Açıklamada kadınlar için atılması gereken adımlarda, bağımsız kadın örgütlerinin deneyimlerinin dikkate alınması gerektiği belirtilerek, devlet mekanizmaları ve yerel yönetimler harekete geçmeye çağrıldı.

“Devlet kadına şiddetle mücadele sınavından kaldı”

Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri Kurultayı Bileşenleri’nin yaptıkları açıklamada, “Gördük ki Türkiye’nin kadına yönelik şiddetle mücadelesi açısından bir sınav niteliği taşıyan pandemi sürecinde yükümlülükleri olan devlet, bakanlıklar ve yetkili tüm kuruluşlar bu sınavdan kaldı” denildi.

Olağan ve olağanüstü dönemlerde kadına yönelik şiddete dair İstanbul Sözleşmesi’ni temel alan istikrarlı bir politikanın uygulanmasına duyulan ihtiyacın yinelendiği açıklamada “Acil Önlem Eylem Planı” çerçevesinde belirlenen talepler sıralandı.

Talepler:

* Alo 183, sadece kadına yönelik şiddet alanında başvuru alan Acil Yardım Hattı olmalıdır. Kadın örgütlerinin şiddet hattına ilişkin önerilerine de danışılarak kapasitesi ve personelin niteliği artırılmalı, kolayca ulaşılabilir hale getirilmelidir. Alo 183 hattı için kamu spotları hazırlanarak etkili mecralar aracılığıyla kadınlara duyurulmalıdır.

* Sığınak ve acil barınma ihtiyacının karşılanması için sığınak sayısı ve kapasitesi artırılmalı, gerektiği takdirde bunun için uygun kamu binaları ve özel yerleşkeler devreye sokulmalıdır.

* 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi etkin ve eksiksiz şekilde uygulanmalıdır! 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulama konusundaki dirençler ve fiili engeller ivedilikle ortadan kaldırılmalıdır. HSK’nın 6284 ile ilgili kısıtlama kararı geri çekilmeli ve valilik, kaymakamlık, kolluk kuvvetleri arasındaki koordinasyon ivedilikle ve mazeretsiz sağlanmalıdır.

* Telefonla konuşamayacak durumda olan kadınlar için işlevli bir uygulama olan KADES, tüm platformlarda etkin bir şekilde duyurulmalı/paylaşılmalıdır.

* Kadınların şiddet sonrası destek mekanizmalarına erişimi için Pandemi önlemleri çerçevesinde kolaylaştırıcılık sağlanmalıdır. Hastane, karakol ve adliye süreçlerinde gerekli önlemler alınmalıdır.

* Kadına yönelik şiddete karşı sosyal, hukuki ve psikolojik desteklerin online platformlarda gerçekleştirilebilmesi için çalışmalar ivedilikle güçlendirilmelidir.

* Kamu spotu aracılığıyla kamuoyuna, salgın önlemleri süresince kadınların tüm yasal haklarının devam ettiği/var olduğu konusunda bilgilendirme yapılmalı ve kamu çalışanları bu konuda bilgilendirilmelidir.

* Sosyal yardımlar/desteklerin öncelikle erkek şiddetine maruz kalan kadınlara ulaştırılmasının önü açılmalıdır. Ekonomik sorunların kadınları, şiddetle yaşamaya mahkum etmesi engellenmelidir.

* Yerel yönetimler tarafından hazırlanan acil eylem planlarında kadına yönelik şiddet faktörü dikkate alınmalı, stratejik plan revizyonlarında kadınlara yönelik hizmetlere yer verilmelidir.

* Türkiye’de kadınların 10. hafta sonuna kadar gebeliği sonlandırma hakları fiili olarak erişilebilir olmalıdır. Yasal hak olan “istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması prosedürü” mutlaka işletilmelidir.

* Şüpheli kadın ölümleri mutlaka titizlikle incelemeye alınmalı ve aydınlatılmalıdır.

* Her ilde olmak üzere, cinsel saldırı suçuna maruz kalan kadınların, suça dair delil tespitinin, psikolojik desteğin ve hukuki sürece ilişkin etkin erişiminin sağlanması için, cinsel saldırı kriz merkezleri kurulmalı ve faaliyete geçirilmelidir.

* Çocuk istismarına karşı Çocuk İzlem Merkezleri’nin sayısı artırılmalı, her ilde ve büyük ilçelerde hayata geçirilmeli ve etkin biçimde çalışması sağlanmalıdır.

Bizler; devletin almadığı önlemler yüzünden hayatımızdan olmayacağız!

Devlet yükümlülüklerini yerine getirmelidir. İstanbul Sözleşmesi’ne göre kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddete dair önleme, koruma, kovuşturma ve politika üretmekle yükümlü olan ve bunu kadın örgütleriyle koordinasyon içerisinde yapma mecburiyeti olan devletin, kadın örgütlerini muhatap alarak taleplerimizi derhal hayata geçirmesini istiyoruz.