Üniversite öğrencisi M.K'nın, bindiği minibüs sürücüsünün cinsel saldısırına uğramasına tepkiler sürüyor. Önceki gün Eğitim Sen Sakarya Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısıyla olayı tepkisini dile getiren Sakarya Kadın Platformu, Adapazarı Kültür Merkezi önündeki gerçekleştirilen kitlesel basın açıklamasıyla olayı bir kez daha lanetledi ve mağdur kadınlara 'Asla yalnız yürümeyeceksiniz' mesajı verdi. 

ANNE KOYUNCU: ADLİ SİCİL KAYDI NEDEN SORULMADI?

Basın açıklamasına saldırıya uğrayan üniversite öğrencisinin annesi Sevgi Koyuncu da katıldı. Konuşması sırasında gözyaşlarını tutumayan Koyuncu, sözlerine olay sonrasında Sakarya Valiliğinin verdiği desteğe ve yanında olanlara teşekkür ederek başladı. 21 yaşında güzeller güzeli bir evlat yetiştirdiğini ifade eden Koyuncu, "Topluma güzel bir evlat kazandırdığımı da biliyorum. Olayla ilgili yetkililere şunu soruyorum, olayın faili 7 günönce cezaevinden çıkmış, 30 suç dosyası var. Böyle bir insana, 50 insanın biindiği minibüs teslim ediliyor. Teslim edilirken neden sorulmadı, adli sicil kaydı var mı? Neden sorulmadı" ifadelerini kullandı.

"YETKİLİLERDEN VAHİM AÇIKLAMA"

Sakarya Kadın Platformu Sözcüsü ve Eğitim Sen Sakarya Şubesi Kadın Sekreteri Yasemin Hacıeyüpoğlu'nun okuduğu basın açıklamasında da şöyle denildi:

"Gün geçmiyor ki kadınlar erkekler tarafından tacize, istismara uğramasın. Gün geçmiyor ki kadınlar şehir meydanlarında, evlerinde, dolmuşlarda fiziksel, cinsel, psikolojik şiddete maruz kalmasın. 28 Kasım akşamı İstanbul’daki bir üniversitede eğitim gören M.K. isimli genç kız Sakarya’da yaşayan ailesinin evine geldikten sonra Erenler İlçesinde ailesinin yaşadığı eve gitmek için bindiği minibüs sürücüsü S.S.Y’nin cinsel amaçlı saldırısına uğramıştır. M.K. isimli genç kızın ellerini bağlayıp cep telefonunu elinden alan S.S.Y. kıza tecavüz etmek istemiş genç kız karşı koyunca feci şekilde darp edildiği minibüsten kaçarak ailesinin evine sığınmış ve yaşadıklarını anlatmasının ardından fenalaşıp hastaneye kaldırılmıştır. Adapazarı’ndan kaçmak üzereyken polisler tarafından yakalanan şüpheli şoförün 30 ayrı suç kaydı olduğu hırsızlık nedeniyle girdiği hapisten 6 gün önce çıktığı ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yetkililer sorumluluğu almayarak ‘’Ailenin yanındayız, bu davanın takipçisiyiz’’ gibi sıradan bir vatandaşın yapacağı vahim açıklamalarda bulunmuşlardır."

SORULAR

"Biz kadınlar soruyoruz;

Kanunen yüz kızartıcı suçları işlemiş birinin toplu taşıma aracı kullanması yasal değilken nasıl oluyor da bu şahıs toplu taşıma kullanıyor?

Denetimleri düzenli olarak yapılmıyor mu?

Bu suç makinesi o şoför koltuğuna kim oturttu?

Yetkililer bu vakada sorumluluğu üstlenmeyerek yeni vakalara davetiye çıkarmoyor mu?

Bu şehirde bu kaçıncı toplu taşıma şoförünün yaptığı taciz, tecavüz vakası?

Cinayetler, tacizler bu keşmekeş sistemde son bulur mu?

Şiddet gösteren erkeklere caydırıcı cezaların verilmesi önünde ne duruyor?"

Kadın adaylar 'Ortak mücadele' dedi Kadın adaylar 'Ortak mücadele' dedi

CESARETİNİN KAYNAĞI...

"6 gün önce hapisten çıkmış bir insanın yeniden suç işleyecek kadar cüretkar olmasının altında yatan gerçek cezaların caydırıcı olmaması, yetkililerin denetimlerini yetkin bir şekilde yürütmüyor ve sorumluluk kabul etmiyor olmasıdır.

Biz, kadınları kanunlar koruyamayacaksa kim koruyacak derken, mevcut kanunların bile uygulanmadığını görüyoruz. Bu ülkede her gün en az 4 kadın katledilmektedir. Kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından fiziksel, psikolojik, cinsel şiddete uğramakta, intihar denilerek son derece şüpheli ölümlerle yaşamları çalınmaktadır. Cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle kadına yönelen şiddet konusundaki istatistikler, dünya genelindeki bir insan hakları felaketini ortaya koymaktadır.Kadınların insanlık dışı yöntemlerle, vahşice, toplumun, devletin gözü önünde öldürülmesi ve kadına yönelik şiddetin faillerinin, eril yargı ile “tahrik” adı altında indirimlerle serbest bırakılması, şiddeti ve kadın cinayetlerini körüklemektedir.

Öfkeliyiz…

Öfkemiz kendi adımıza geleceğimiz olan çocuklarımız adına… Bu şehirde çocuklarımız, biz kadınlar kendimizi güvende hissetmiyoruz…

Kendi sesimizi duyurmaya ihtiyacımız var.

Güvende olmaya ihtiyacımız var.

İşte bu yüzden İstanbul Sözleşmesinin uygulanması hayati bir önem taşıyordu. Biz biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi kadını, çocuğu, erkeği herkesi şiddet mağduru olmaktan koruyan bir sözleşmeydi.

İstanbul Sözleşmesi tam ve etkin olarak uygulanabilseydi kadınlar kendilerini güvende hissedeceklerdi. Her birimiz dolmuşta evde sokakta huzurlu bir yaşam içinde olacaktık.

Sakarya Kadın Platformu olarak bu davanın takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyor ve tacize istismara uğramış kadınlara asla yalnız yürümeyeceksin diyoruz.

Yaşasın kadın dayanışması.."