Demokrasi ve Atılım 8DEVA) Partisi Sakarya İlKadın Çalışmaları Başkan Yardımcısı Melike Seçgin, "Türkiye’de siyasette kadının temsil ve rolünün artması gerektiğine dair tartışmalar sürerken Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye bu alanda diplerde yer alıyor." dedi.

Melike Seçgin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 86. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımlarını artırarak eşit fırsatlardan yararlandıkları ve eşit muamele gördükleri bir ülke hedefiyle tüm kadınların 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’nü kutluyoruz" dedi.

Açıklamasında üç konuya özellikle dikkat çekmek istediklerini ifade eden Seçgin, şunları kaydetti:

KADIN VEKİL ORANINDA AVRUPA'DA SONDAN ÜÇÜNCÜ

Türkiye, kadın milletvekili oranında Avrupa’da 37 ülke içinde sondan üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye’de 100 milletvekilinden sadece 17’si kadın ise Avrupa Birliği’nde bu oran ortalama yüzde 32. Kadın bakan oranında da Türkiye son sıralarda bulunuyor. Türkiye’de siyasette kadının temsil ve rolünün artması gerektiğine dair tartışmalar sürerken Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye bu alanda diplerde yer alıyor. AB İstatistik Ofisi’nin açıkladığı 2019 yılı verilerine göre Türkiye’de ulusal meclisteki kadın milletvekili oranı sadece yüzde 17,3. Kadınların siyasette yer alması ve temsili konusunda gidecek çok yolumuz var. Kadınların sosyo-ekonomik olarak desteklenmesini, çoğulcu demokraside eşit miktarlarda yer almasını hem aile hem çalışma hayatında daha iyi yerlerde olmasını kadın girişimlerinin çoğalması için finansal olarak desteklenmesini ve ayrıca en önemli unsur olan kadına şiddetin her türlüsünün önüne geçilmesini sağlamak amacıyla kadın haklarına çok önem veriyoruz.

DEVA'NIN KADIN POLİTİKASI

2. Partimizde her kademede kadınların asli unsur olduğu bir yapımız var. Kurucularımızın %30’u kadın, 90 kurucumuzdan 27’si kadın. Parti tüzüğümüzde %35’lik bir kota var. Mesela Genel Merkez Yönetim Kurulumuzda 20 Genel Başkan yardımcımızdan 7’si i kadın. Bütün il ve ilçe yönetimlerimizde de bu durum böyle. Kadınlarımızın siyasete güvenini ve ilgisini arttırmak için proaktif bir tutum gerekiyor. Klasik bir kadın kolları kurmayacağız partimizde. Kadınların her kademede asli unsur olmasını sağlayacak bir yapı oluşturuyoruz. Sakarya’da da kadınlarımızın siyasetin tam merkezinde yer alması ve kadınlarımızın haklarının temsilinin en iyi şekilde yapılmasını sağlayacak çalışmalar yürüteceğiz. DEVA partisi olarak kurduğumuz çalışma gruplarından biri tamamen kadının sorunları ile ilgili.

Kadın istihdamının genişletilmesi, kadın ile erkek arasında fırsat eşitliği ve eşit işe eşit ücret uygulaması kesin önceliğimiz.

Kadının eğitimde yer alması, yükseköğretimde kadın ağırlığının artması için özel çaba gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yönetim kurullarında kadın ağırlığının artmasını, kadın yöneticilerin firmalardaki varlığının daha yukarılara tırmanmasını teşvik etme yöntemlerini geliştirmek istiyoruz.

Bunun yanı sıra kırsal alandaki kadınların da gelir düzeyinin yükseltilmesini, emeklerinin parasal karşılık bulacak şekilde organize edilmesini planlamaya uğraşıyoruz.

Kadına yönelik şiddet konusu ise zaten kabul edilebilir, konuşulabilir bir şey değil. Biz kadının toplum içindeki yerinin sağlamlaşmasını sağlayarak şiddetin her türlüsünü de daha net bir şekilde önleyebileceğimizi umuyoruz. Psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, moral şiddet, sosyal şiddet en az fiziki şiddet kadar yaralayıcı. Bunlarında üstesinden gelmek gerekiyor.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KESİNLİKLE MUHAFAZA EDİLMELİ

3.İstanbul Sözleşmesi tamamen kadını şiddetten korumaya odaklı Avrupa Konseyi düzeyinde yapılan bir sözleşmedir. Bizde DEVA partisi olarak kadına yönelik şiddetle mücadelede Türkiye’nin imza attığı bütün uluslararası antlaşmaların arkasındayız. İstanbul sözleşmesi kesinlikle muhafaza edilmelidir. . Dünyada kadın hakları, her şeyden önce insan haklan olarak ele alınmalıdır. İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi’nin ilk maddesi “tüm insanların özgür, onur ve haklar bakımından eşitliğini” ikinci maddesi de cinsiyet ayıranına karşı önlem alınması gerektiğini vurgular. Kadın haklan, uzun ve çetin mücadeleler sonucu kazanılmaktadır. Bu mücadelenin boyutları her ülke için farklılık göstermiştir.

5 Aralık 1934’te Atatürk, bir kez daha tüm dünyaya örnek olacak bir karara öncülük etti. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı için harekete geçti ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklik ile Türkiye kadınlar, Fransa ve İtalya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara, en demokratik hakları olan seçme ve seçilme hakkına kavuştular. Ne var ki, Türkiye adına çok önemli olan bu tarihi gelişme aynı heyecan ve başarı ile günümüze dek sürdürülememiştir. Bizim çabamız kadınların tüm haklarını ve özgürlüklerini koruyarak her alanda hakettiği değerin verilmesini sağlamak olacaktır.