İstanbul İş Mahkemesi, düzenlemenin iptali için yaptığı başvuruda, 'basın kartı sahibi olan' ve 'olmayan gazeteciler' şeklinde ikili bir ayrımın ortaya çıktığını, bu durumun aynı işi yapanlar arasında sigortalılık hakları bakımından farklı düzenlemelere tabi olma sonucu doğurduğunu, ayrıca basın kartı alabilmek için basın iş sözleşmesi kapsamında çalışma şartının olması nedeniyle çalışanın basın kartı almasının işverenin yetkisine bırakıldığını ve kanundaki eksiklikten kaynaklanan bu durumun çalışma hakkı ve eşitlik hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüxştü.
 AYM, 25 Aralık’ta iptal başvurusu ile ilgili yaptığı değerlendirme sonucunda 'yıpranma payı' ile ilgili düzenlemenin, Anayasa’nın 'temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması' ile ilgili 13 ve 'sosyal güvenlik hakkı' ile ilgili 60’ıncı maddelerine aykırı olduğunu belirledi. Oy çokluğuyla alınan iptal kararına 7 üye karşı çıktı. Bugün Resmi Gazete’de yayımlanan karar 9 ay sonra  yürürlüğe girecek. AYM’nin gerekçeli kararında fiili hizmet zammından sadece basın kartı sahibi kişilerin yararlanabilmesi şartının sosyal güvenlik hakkına bir sınırlama getirdiğine dikkat çekildi.

'BASIN KARTININ VERİLME ŞARTLARI KANUNLA BELİRLENMELİ'

Kuralla, fiili hizmet zammından yararlanacak basın kartı sahibi olanların tespitinin Basın Kartı Yönetmeliği’ne bırakıldığının hatırlatıldığı AYM gerekçeli kararında şu tespitlerde bulunuldu: "Böylece basın kartı sahibi olmak için gerekli şartlar ve dolayısıyla fiili hizmet zammının uygulanacağı basın ve gazetecilik mesleğinde çalışanların belirlenmesinde temel esaslar ve ilkeler kanunla düzenlenmeyerek bu konudaki düzenleme yetkisi, yönetmelik aracılığıyla bütünüyle yürütme organına verilmiştir. Basın ve gazetecilik mesleğinde fiilen çalışanların fiili hizmet zammından yararlanmaları için kuralda olduğu gibi Basın Kartı Yönetmeliği’ne göre basın kartı sahibi olmaları şartının öngörülmesi yeterli değildir. Kanunilik ölçütünün gerçekleşmesi için sosyal güvenlik hakkının sınırlanmasına yol açan söz konusu düzenleme nedeniyle basın kartının niteliği ile ne şekilde verileceği konusunda ve bu kartın verileceği kişilerde aranacak şartları içeren temel ilkelerin anılan hakka keyfi bir şekilde müdahale edilmesini önleyecek şekilde kanunla açık bir şekilde ortaya konulması gerekir. Kanunda söz konusu temel ilkeler ve kanuni çerçeve belirlenmeksizin itiraz konusu kuralla sosyal güvenlik hakkına sınırlama getirilmesine imkan tanınması temel hakların ancak kanunla sınırlanabileceğini öngören Anayasa hükmünü ihlal etmektedir."