İstanbul Suadiye'deki evinin önünde 7 Mart 1990'da uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden gazeteci Çetin Emeç, ölümünün 30. yıl dönümünde Zincirlikuyu'daki kabri başında anıldı.

Anma törenine Çetin Emeç'in eşi Bilge Emeç, kızı Mehveş Emeç Birol, oğlu Mehmet Emeç, damadı Özalp Birol, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ve meslektaşları katıldı.

Hakan: "Emeç'le kurduğum bağ güçlü"

Emeç'in mezarı başında okunan duaların ardından anma töreninde Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan konuştu. Emeç'in kendisi için üç şeyi temsil ettiğini söyledi. Hakan, şöyle dedi:

"Birincisi gazetemiz Hürriyet geleneğinin çok önemli bir parçasıdır kendisi. Hürriyet'in uzun yolculuğunda her zaman adı anılan, o geleneğin oluşmasında ve sürdürülmesinde rol alan en önemli aktörlerden biridir. İkincisi de Türk basın tarihinde suikastlere kurban giden, öldürülen gazeteciler içinde yer almaktadır. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu gibi Çetin Emeç de hayatını basın özgürlüğü uğruna feda etmiştir. Bir büyük bedel ödemiştir. Büyük bedel ödemiş bir gazetecidir.

"Bu açıdan da önemlidir. Yine benim açımdan Çetin Emeç dendiğinde üçüncü husus da şudur; bugün benim işgal ettiğim makamda vaktiyle onun oturuyor olması önemli. Çetin Emeç ile benim kişisel olarak kurduğum bir bağdır bu. Ve bu bağ sanılandan çok daha güçlü bir bağdır. Bu üç açıdan Çetin Emeç benim için önemlidir. Kendisine bir kez daha Allahtan rahmet diliyorum. Ruhu şad olsun diyorum. En başta da belirttiğim gibi ben gerçekten Çetin Emeç'i tanıma fırsatı bulamadım. O nedenle Çetin Emeç'in kişiliğinden, tarzından, yaklaşımlarından söz etme şansına sahip değilim."

Ne olmıuştu? 

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç 7 Mart 1990'da işine gitmek üzere İstanbul Suadiye'deki evinden çıktığı sırada şoförü Sinan Ercan'la birlikte öldürüldü.

38 yıllık gazeteci olan Emeç, Hürriyet Gazetesi yönetim kurulu üyesi ve yazarı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Uluslararası Basın Enstitüsü ile Uluslararası Gazetecilik Basın Enstitüleri Federasyonu üyesiydi.

Emeç'i, şoförü Sinan Ercan, yazar Turan Dursun ve İranlı rejim muhalifi Ali Akbar Gorbani'yi öldürdükleri gerekçesiyle yargılanan İslami Hareket örgütü yöneticisi İrfan Çağrıcı ve dört arkadaşı ağırlaştırılmış müebbetten, çeşitli hapis cezalarına mahkum edilmişti.