Normal nedir? Bildiğimiz ve normal kabul ettiğimiz ve normal olarak kabul ettiğimiz kadın- erkek ilişkileri dışında ki yönelime sahip insanlar kim peki? Onlar gerçekten hasta ya da ahlaksız mı? Bu bir özenti veya ailenin yanlış yetiştirmesinin acı sonucu mu?

Psikiyatristler ve psikologların baz aldığı Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayınlarından 1973 yılında daha sonra da Dünya Sağlık Örgütü tarafından hastalık tanımlanmasından çıkan bu durum ne yazık ki bizim gibi ülkelerde hala yanlış algılanmakta.

Her ne kadar şanlı şöhretli olanlara ses çıkaramasak da mahallemizde olanları vebalı gibi görmeye devam ediyor ve onları dinlemeyi dahi aklımızın ucundan geçirmiyoruz. Oysa seslerine bir kulak versek her şey nasılda değişecek. F.K de aramızdaki gey bireylerden biri. Ne yazık ki kendisinin ismini ve fotoğrafını güvenliği açısından kullanmıyoruz.

Şimdi söz sırası onlarda.

Serap ÖZER...

-Cinsel yöneliminizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Ortaokul yada lisedeydi sanırım. Baktım kızlardan hoşlanmıyorum. Nelerden hoşlanıyorum derken orda bir farklılık olduğunu hissettim zaten.

-İlk fark ettiğinizde ne hissettiniz ve o günden bu güne düşünsel olarak neler değişti?

Bir tek benim başıma geliyor sandım. Çünkü herkes bunu fark ettiğinde ilk böyle düşünüyor, Türkiye’de gay olduğunu fark ettiğin zaman ilk başta kendine evet ben kadınım ve yanlış bedendeyim diyorsun . Feminenlikler yaşayabiliyorsun. Kırıtmaya başlıyorsun, makyaj yapmaya başlıyorsun, kıyafetlerini değiştiriyorsun, daha kadın gibi konuşmaya çalışıyorsun ama yaş geçtikçe ve kendini fark ettikçe artık bunlar bir şekilde oturmaya başlıyor ve ben bir erkeğim ve erkeklerden hoşlanıyorumu kabul ettikten sonra hayatımızı yaşamaya başlıyoruz. Burda tamamen Türkiye’nin daha muhafazakar oluşuyla alakalı, zaten normal cinsel eğitimimiz bile yok bu ülkede. Kadın-erkek ilişkilerini de bilmiyoruz. Hep gördüğümüz örnek; bir erkek- bir kadın profili var ben de erkeklerden hoşlanıyorsam ben de kadın olmalıyım deyip kendimiz kadın sanıp burdan ilerlemeye çalışıyoruz. Aslında hiç böyle değil. Tabi sonra etrafı araştırıyorsun aslında bunun ne kadar normal bir şey olduğunu görüyorsun. Sonra birden değişmeye başlıyor bugün ile o gün arasında ne değişti derseniz çok şey değişti aslında Bunu kabul edip devam edeceğimi düşünmüyordum. Çünkü ilk başta her gay birey gibi ben de değişmeye çalıştım. Aslında her gay birey gibi demeyeyim çünkü bir kısmı kabul edip devam edebiliyor ama yaşadığım şehirde ve ailede kabul etmek kolay olmadı. Ama sonra kabul edip kendi yoluma bakmaya devam ettim. Aslında hepimiz toplumsal öğretilerin kurbanıyız.

-Siz kendinizi kadın olarak mı görüyorsunuz, yoksa hayır ben bir erkek bireyim ama geyim mi diyorsunuz?

Ben bir erkek bireyim ve geyim. Kadın olmak isteseydim olabilirdim sorun yok herkes olabilir. Evet bedenin yanlış olabilir, bazen ruhunda yanlış bedene girmiş olabilir ama bir şekilde her neyse onu kabul etmeli. Aynaya baktığında kendini kabul edip öyle bakman gerekir.

-Gey olduğunuzu fark edip kabul sürecine kadar, ben yanlışım galiba doktora gideyim falan dediniz mi?

O tarz bi şey denedim. Ailem zaten direkt psikoloğa yolladı. Çünkü ben de ilk başta ne oluyor bana falan dedim. Hormonlarıma da baktırdım.Çünkü her şey olabilir diye düşündüm. Hormonlarında bir problem olabilir, belki bu küçük bir özentidir yada bir şey yaşamışımdır ben hatırlamıyorumdur - tecavüz gibi, bunların hiç biri olmadı- ama bir şeyler yanlış kodlandığında böyle şeyler olabileceğini düşündüm o zamanlar. Çünkü çok yeni, yol yakınken, tam kendini keşfederken hangisi doğru? Kafam karışmış da olabilir. Süreç içinde bunun bir kafa karışıklığı değil hayatımın gerçeği olduğu psikoloğum tarafından söylenip bende içselleştirdiğimde bunu kabul edip sırtlanıp devam ettim.

-Pek çok kişi bunun ailenin yetiştirmesinden kaynaklı bir durum olduğunu düşünüyor. Aileniz sizi nasıl yetiştirdi?

Yok buna asla inanmıyorum. Bunu ben de çocukken ve büyüdüğümde her zaman duydum. Yok kadınların içindeydin, böyle oldu, şöyle oldu falan. Bence onunla alakalı değil, sen öyle hissettiğin için daha çok kadınların içinde kalıyorsun ya da onların seni o şekilde yetiştirmesine izin veriyorsun, onlar sana bir şey yapmıyor.

-Ailenizden ve çevrenizden ne gibi tepkiler aldınız, o günden bugüne ilişkilerinizde neler değişti?

Çevremden genelde hiç kötü tepki almadım şu ana kadar. Ailem de kabul etti. Elbette bunu onların gözüne sokarak yaşamıyorum ama beni bu şekilde kabul ediyorlar. Tabiki üzülüyorlar ama onlarda her aile gibi mutlu olamı istiyorlar, arkadaşlarımda aynı şekilde hepsi her zaman destekledi. Hatta arkadaşlarım sayesinde bu kadar çok kendimi aşabildiğimi düşünüyorum.

Başlarda saklamak zorunda kaldınız mı?

Hep sakladım, niye böyle davrandım bilmiyorum. Keşke daha rahat olsaydım ama güvenliğimizi de düşünmek zorundayız. Belkide toplumdan çok kendimizden korkuyoruz. Şöyle ki; ben bugün bunu kabul edip herkese söylersem bu benim için daha kabul etmem gereken bir şey olacak aslında ve belki bundan geri dönemem. Belki de bir gerçeğin çok açıkta olması kişinin kendisini de kısıtlıyor. Bunun yanında tamam şimdi açıldım bitti şimdi ne yapacağım diyorsun. Çünkü çoğu gey hayatını bir şekilde saklanarak yaşadığı için bir yandan bu onların oyunu ve hayatı oluyor. Bunu açtığın zaman daha garip bir şeye dönüşüyorsun. Eskiden saklayan bir geydim demek ki ben anormaldim, şimdi saklamıyorum normalim. Eee normalsem normal bir şekilde hayat yaşamam gerekir ama ben normal bir hayat yaşamaya çalışırken karşıma çıkacak zorluklar var bunlarla nasıl mücadele edeceğim? Örneğin; nasıl işe gireceğim? Bunlar hep endişe kaynağı. Çünkü biz bir seks objesi değiliz. Bizim de bir kalbimiz olduğunu bu toplumun fark etmesi gerekiyor.

-Pek az insan sizinle ilgili gerçeği biliyor sanırım?

Pek az insan bilmiyor, ben kimseden saklamıyorum ama ben geyim diye bağırmıyorum da. Çünkü bunu herkese ifşa etmeye de gerek yok. Toplum olarak birazcık daha açık olsak bir sorun kalmayacak.

-Şu an yaptığınız iş sizin hayalinizdeki iş miydi yoksa şartlar mı zorladı?

Şartlar zorlamadı aslında kendi işimi yapmak istiyordum zaten çünkü devlet kurumunda ya da özel sektörde kendimi rahat hissetmeyecektim.O yüzden böyle bir iş tercih ettim. Mutluyum.

-Sizce toplumdaki nefret söyleminin temelinde neler yatıyor ve çözüm için neler yapmak gerekir?

Bence herkes homo olmaktan korkuyor ve alışamadık. Bir süre daha alışamayacağız sanırım çünkü burası Türkiye. Gerçi Türkiye deyip bunu sınırlandırmamalı, Avrupa’da da, Amerikada da ve dünyanın bir çok yerinde hala böyle ama biraz daha zaman gerekiyor ki bence diğer şeylerden sonra bize zaman gelecek. Çünkü kadına şiddet ve bir çok sorun var, önce onların aşılması gerekiyor. O nedenle şu anki nefrete çok da garip bakmıyorum. Ama zamanla alışacaklar, ben konuşacağım, o konuşacak, insanlar birbirine destek verecek. Gruplaşma söz konusu olmamalı, bizim de toplumun içine katılıp hep beraber yaşamamız gerekiyor. Bu ayrıma bence gerek yok.

-Kendinizi toplumdan dışlanmış mı hissediyorsunuz?

Bazı topluluklardan evet. Normal bir şey ama bu. Bazen ben kendimi o topluluktan dışlıyorum. Çünkü rahat edemiyorum. Daha rahat bir yaşam sürmek istiyorum. O yüzden kendime farklı bir toplum belirledim diyebilirim ama bu da böyle olmamalı. Biz halkın içinde olmalıyız. Biz-siz diye bir şey olmamalı diye düşünüyorum. Sadece tercihim farklı bu kadar başka hiç bir şey yok.

-Tercihim farklı dediniz, sizce gey olmak tercih mi? Yönelim mi?

Ben böyle doğduğumu biliyorum, bu bir yönelim ancak bir tercihle sonuçlanmak zorunda. Böyle doğdum diye ben bu şekilde yaşamak zorunda değildim. Ama bunu tercih edip bu şekilde yaşamayı seçtim ben. Bence burada tercih oluyor. İnsanlarda tercih meselesini böyle görmeli.

-Peki tercih etmeyenler var mı?

Bence çok fazla var. Ama bunların hepsi elbet bir gün kendi gerçeklerini yaşıyorlar örneğin; evleniyorlar, boşanıyorlar, yıllar geçiyor ve bir anda küçük bir hareket ya da küçük bir aşk, küçük bir hoşlanma içlerindeki o geyi ortaya çıkarabiliyor. Ben bunu yaşadıklarını, biliyorum, görüyorum, duyuyorum. Bunu bastırmamak gerekiyor, ne kadar erken bu baskıyı üzerinizden atarsanız o kadar iyi hissedeceksiniz aslında çünkü kendisi için de çok zor bir süreç bu. Bakıyorsunuz her şey normal ilerliyor- tabi onlara göre normal belkide- bir kadın bir erkek var bunlar evleniyor çok normal aşklarını yaşıyorlar, çocuk yapıyorlar, hayatlarına devam ediyorlar. Diğerleri kendi durumlarına uyum sağlarken onlar bunu başaramıyor. Onlar da hayal ediyor ama yapamıyor çünkü normale uygun değil.

-Peki size göre normal nedir?

Hepimiz normaliz ama inkar edemediğimiz geleneksel normallerde var tabi ki. Örneğin; evilik yaşayamam bu ülkede. Evet bunu belki istediğim yerde istediğim ölçüde yaşayabilirim ama bunu açıkça yaşayamamam bunun normal olmadığını gösteriyor. Aslında yanlış kelimeyi seçiyoruz, gerçek kelime ne olmalı onu da bilmiyorum, ama bu normallik değil yani.

-Ülkeden ayrılmayı hiç düşündünüz mü?

Her gey birey gibi ben de düşündüm. Ama sonra bunun için niye gidiyorum dedim. Bunun için başka bir ülkeye yada başka bir şehire gitmem gerekmiyor. Kendi şehrimde, kendi ayaklarım üzerinde durup bunu yaşayabilirim diye düşündüm. O yüzden gitmeyi tercih etmedim.

-Size göre namus nedir?

Namus klasik bir cevap olacak ama beyinle alakalı bir durum.- Tamam hepimiz cinselliği yaşıyoruz, tek eşliliğede inanmıyorum açık konuşmak gerekirse kimse inanmıyor zaten- çok yanlış anlamışız namusu. Bekaret kavramı, kırmızı kurdele. O nedenle namus dediğiniz şeyde bize gelene kadar o kadar çok şey var ki. Özellikle kadınlar üzerindeki baskılar, bizim tarafa gelemiyor. Biz zaten ütopikiz bu konuda. Bizim zaten namussuz, toplumun çocuklarının ahlakını bozan cehennemlik insanlar olduğumuz sanılıyor da alakası yok. O çocuk onu hissetmiyorsa zaten öyle olmaya çalışamaz. Bunun zaten özenti olup olmadığını anlarsınız. Bence zaten hiç kimse özenti için bunu yaşamaz. Gerçekten hissettiğini yaşarsın.

-Bu şehirdeki diğer gay bireylerle bir araya gelip sorunlarınızın çözümü ile ilgili bir çalışma yapmayı düşündünüz mü?

Düşünüyorum ama şu an değil, daha gelecekte. Çünkü evet kendimi uzun süredir kabul edip yaşıyorum ama bunun bir aktivistliğe dönüşmesi için biraz daha bunun üzerinde çalışmam gerekiyor.

-Kendinizi seviyor musunuz? Kendinizle barışık mısınız?

Kendimi seviyorum ve kendimle barışıkım.

-Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.