Adatıp Sağlık Grubu Sakarya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hacı Koç,  glokomun, göz içi basıncının yükselmesi sonucu optik sinirde (göz sinirinde) hasara sebep olan, giderek görme alanında daralmaya ve kalıcı görme kaybına yol açan bir hastalık olduğunu söyledi.

Göz tansiyonu olarak da bilinen glokomun, erken dönemde hiçbir belirtiye ve şikayete yol açmayabileceğini ifade eden Koç, "Sadece göz içi basıncı çok yükseldiğinde gözde kızarıklık, ağrı ve bulanık görmeye yol açabilir. Glokom çoğu kez belirti vermediği için, sinsi seyreden bir hastalık olduğundan hasta tarafından hastalığın son dönemlerinde, görme alanının çok daralmasıyla ya da görme kaybının çok fazla olmasıyla fark edilir“ dedi.

Glokom hastalığının, 60 yaş üzerindeki körlüğün en önemli sebeplerinden birisi olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Hacı Koç, şunları kaydetti:

“Glokom sinsi seyreden bir hastalık olduğu için tanı konulduğunda geri dönüşsüz görme alanı ve görme kaybı oluşmuş olmaktadır. Bu yüzden, glokomda erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Erken tanı konulan hastaların çoğunda tedavi ile hastalığın ilerleyişi durdurulabilmektedir. Rutin göz muayeneleri bu yüzden çok önemlidir. Özellikle 40 yaş üzeri ve ailesinde glokom hikayesi bulunan kişiler düzenli göz muayenelerini önemsemelidir. Glokom tanısında en çok kullanılan yöntemler göz tansiyonu ölçümü, gözün biyomikroskopla incelenmesi, kornea kalınlığı ölçümü, göz dibi muayenesi, görme sinir lifi analizi (OCT) ve görme alanı taramasıdır. Glokom tedavisi, glokomun tipine, hastalığın derecesine ve hastanın uyum sağlayabileceği yönteme göre düzenlenir. Glokom tedavisinde kullanılan yöntemler, damla tedavisi, ağızdan veya damardan ilaç alımı, lazer ve cerrahi tedavidir. Özellikle tekrar belirtmekte fayda var. Glokom körlük yapan hastalıklardan birisidir. Ama erken tanı ve tedaviyle çoğunlukla önlenebilir bir hastalıktır.”