Barış Tosun, yaptığı açıklamada doğal afet ve salgın hastalık gibi toplumsal krize sebebiyet verecek olaylarda en dikkat edilmesi gereken faktörlerden birinin de “Panik” durumu olduğuna işaret etti. 

Kişilerin aile içinde, günlük olağan yaşamında, iş yaşamında, trafikte, sosyal yaşamında ve hayatın herhangi bir alanında herhangi bir sebepten dolayı kaygı (endişe) duyabileceğini vurgulayan Tosun, “Fakat; içinden geçtiğimiz bu salgın sürecinde de kaygılar artış gösterebilir” dedi. 

AŞIRI ÜZÜNTÜ
Hafif kaygının baş edilebilir düzeyde olduğunu vurgulayan Tosun, şunları söyledi:
“Kaygı, yaşamın olağan etkilerindendir. Fakat; kişinin, bu kaygılar sebebiyle günlük faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirememesi ve sürekli olması durumunda biz bu duruma anksiyete bozukluğu diyoruz. Bu sorunu yaşayan kişilerde kaygılar o kadar şiddetlidir ki, işlerinde üstlenecekleri sorumluluklar, maddi sorunlar, çevresindeki kişilerin sağlık durumları ve karşılaşabilecekleri kaza durumları, evde yapılan günlük temizlik, vs. gibi sıradan olaylar karşısında aşırı üzüntü yaşarlar.”


BİLGİ KİRLİLİĞİ
“Özellikle; doğal afet ve salgın hastalık gibi toplumsal krize sebebiyet verecek olaylarda en dikkat edilmesi gereken faktörlerden biri de “Panik” durumudur. “Panik” durumu bizim hata yapmamıza neden olabilir ve diğer insanları da aşırı bir kaygı durumuna itebilir. Belirsizlik, bilgi kirliliği, ne yapacağını bilememe, kulaktan dolma haberler kaygıya ve kaygı ise “Panik” durumuna neden olur. Panik durumu da bulaşıcıdır. Bu sebeple, öncelikle hastalıkla ilgili bilimsel bilgiyi ve bireysel önlemi almak, kendi kendimizi bu konuda bilgilendirmek gerekir. Böylelikle kaygımızı azaltabilir, toplumsal panik durumunu önleyebilir ve bilgi kirliliğinin verdiği korkuyu azaltabiliriz.”