Banu Güven, DW Türkçe'de yayımlanan yorumunda, kamu görevlisi olmamalarına rağmen İstanbul genelinde daha önce sandık kurullarına atanan 754 kişinin bu kez listelerde yer almadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Ne gariptir ki, bu durum AKP'nin değil, CHP'nin çabalarıyla ortaya çıktı. Yani 31 Mart seçimini sandık kurullarını bahane ederek iptal ettiren AKP, ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, bu kez de hiç oralı olmadı.

Ufak bir hatırlatma. Yüksek Seçim Kurulu YSK'nın iptal kararına şerh koyan üyelerinin gerekçelerinde tane tane anlattıkları gibi, seçim kurullarının yanında partilerin de bazı sorumlulukları var. 31 Mart seçimi öncesinde olduğu gibi partilerin sandık kurullarını inceleyip, belli bir tarihe kadar ilçelerde itirazda bulunma hakkı var. Yani bir partinin "Ben üzerime düşeni yapmadım, sandık kurulu listelerini bana tanınan hak ve süre dahilinde incelemedim, ama şimdi itiraz ediyorum" deme şansı KANUNEN YOK! İstanbul'u kaybetmemek adına "Ya tutarsa" diye her yolu deneyen AKP, YSK'dan iptal kararını bu buz gibi gerçeğe rağmen çıkarttı. Milyonların oylarını bu şekilde çöpe gönderen AKP, ne gariptir ki 23 Haziran seçimi öncesinde yine oralı değil. Sandık kurullarına bu skandala rağmen yine usule aykırı atama yapıldığını CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun paylaşımıyla öğrendi Türkiye. Hem de itirazlar için öngörülen sürenin dolmasına saatler kala.

CHP ilçe örgütleri sandık kurullarına teker teker bakarak zamanla yarışırken, AKP'nin ilgili ismi Ali İhsan Yavuz, Binali Yıldırım paylaşımları yapıyordu. Yıldırım'ın CHP'nin sandık kurullarında usulsüzlük olduğu tespiti sorulduğunda verdiği "İtiraz etsinler, değiştirsinler" cevabındaki umursamazlık da seçmene saygısızlık olarak kayda geçmeli."

Yazının tamamını okumak için tıklayınız