Emek ve Özgürlük İttifakı, İstanbul’da Emekçiler Buluşması düzenledi. Kağıthane ilçesinde düzenlenen etkinliğe siyasi parti yöneticileri ve çok sayıda işçi katıldı.

Açılış konuşmasını Türkiye İşçi Partisi (TİP) Parti Meclisi ve Emek Bürosu Üyesi Hakan Koçak yaptığı etkinlikte kapanış konuşmasını ise Birleşik Metal İş Sendikası (BMİS) TİS Uzmanı İrfan Kaygısız yaptı.

TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Sözcüsü Barış Kayaoğlu ve Toplumsal Özgürlük Partisi Sözcüler Kurulu Üyesi Pelin Kahiloğulları’nın partileri adına söz aldığı etkinlikte işçiler adına ise şu isimler konuştu: ETF işçisi Gülşen Balta, atık kağıt işçisi Mesut Aygün engelli emeğini anlatmak üzere Sinan Ok, hâl işçisi Fatih Ethemoğlu, inşaat işçisi Nihat Demir, sağlık emekçisi Fadime Kavak, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden atılan Ömer Bilal Karakaya, turizm işçisi Elif Baysal, market işçisi Murat Sarıboğa, metal işçisi Erdinç Mehmetoğlu, motokurye Mehmet Timurtaş, Sarkuysan işçisi Hüseyin Tolu ve tersane işçisi Serkan Tan.

'SON 6 YILDA MİLLİ GELİRDEN EMEĞİN PAYI YÜZDE 9'U AŞKIN ORANDA GERİLEDİ'

TİP PM ve Emek Büro Üyesi Hakan Koçak, konuşmasında, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nü hatırlatarak maden katliamlarında hayatını kaybeden işçileri andı. Emeğin Türkiye'deki durumuna ilişkin veriler paylaşan Koçak, "Son 6 yılda Türkiye’de milli gelir içerisinde emeğin payı yüzde 9’u aşkın bir oranda gerilemiş durumda. Hatta bu gerileme, cumhuriyet tarihindeki en büyük gerilemelerden bir tanesi. Yani emek ve sermayenin dönüşüm ilişkilerinde terazinin bir kefesi çok fena biçimde aşağı inmiş durumda. Bu demektir ki son 6 yılda yani içinden pandeminin de krizin de geçtiği yıllarda olup bitenler emekçilerin yine aleyhine olmuş, onları yoksullaştırmış ve onların pastadaki payını küçültmüş" dedi. TÜİK verilerine göre söz konusu dönemde yüzde 4,2'lik bir büyüme de yaşandığını belirten Koçak, "Bu demektir ki, pasta büyüyor fakat emekçilerin payı pasta içinde küçülüyor. Reel ücret yine son 6–7 yıl içinde yüzde 15 ile 25 arasında gerilemiş" ifadelerini kullandı.

'PASTANIN NASIL BÜYÜYECEĞİNE DEĞİL BÖLÜŞÜLECEĞİNE DAİR BİR İDDİA VAR EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI'NDA'

Örgütlenme oranının yüzde 13 ve bunların ancak yüzde 7'lik kısmının toplu iş sözleşmesi (TİS) kapsamında olduğunu kaydeden Koçak, "Türkiye’de emekçiler açısından bir cehennem var" diyerek; ittifakın politikalarını hatırlattı. Bu verilerin ortaya çıkışında sermayeden yana sınıfsal tavrın olduğunu ve ittifakın bunu değiştirmek istediğini belirten Koçak, "Pastanın sadece nasıl büyüyeceğine değil, nasıl bölüşüleceğine dair bir iddia var Emek ve Özgürlük İttifakı’nda" sözlerini kullandı.

'EMEK AÇISINDAN TÜRKİYE BİR CEHENNEM AMA İŞÇİ SINIFININ DİRENME İRADESİ VAR'

Kulis: İYİ Parti'de kurultay öncesi iki grup oluştu Kulis: İYİ Parti'de kurultay öncesi iki grup oluştu

İttifakın masa başında değil mücadele alanlarında kurulduğunu vurgulayan Koçak, "Sadece 2021 yılında Türkiye işçi sınıfı bin 500’e yakın eylem gerçekleştirmiş. Evet, emek açısından iyi bir tablo yok, emek açısından Türkiye bir cehennem ama aynı zamanda da Türkiye işçi sınıfının bir mücadele azmi var, bir direnme iradesi var. Bu direnme iradesi ve azminin içinde olan, öncü olan, onu güçlendiren önemlice bir kısmının da şu an temsilcileri bu salonda bulunanlar var. İşte bu ittifak onların ittifakıdır, onların sahada kurduğu ittifakı şimdi siyasi olarak güçlendirmek emekçilerin siyasi temsilini güçlü bir biçimde ortaya koyabilmek bizim meselemiz" diye konuştu. 

'PATRONLAR, BANKALAR HAYATLARININ EN KÂRLI DÖNEMİNİ GEÇİRİYOR

' Emekçiler Buluşması'nda konuşan TİP Sözcüsü Sera Kadıgil ise "Aslında ittifakın adına koca koca harflerle neden 'emek' dediysek tam o yüzden yaptık bu etkinliği" diyerek Türkiye'deki ekonomi, eğitim ve sağlık alanındaki krizleri yalnızca emekçilerin yaşadığını belirtti.

Şirketlerin, patronların, bankaların "hayatlarının en karlı dönemini" geçirdiğini vurgulayan Kadıgil, "Mesela 20 yıldır AKP’den yemlenen müteahhitlerin çocukları var ya, hiç o çocuklardan okulu bırakıp çalışmak zorunda kalan olmuş mudur diye merak ediyorum ben konuşmaları duyunca. Mesela hayatında bir tek gün çalışmamış mirasyediler de düşünüyorlar mıdır dededen kalma yalılarının doğal gaz faturalarını nasıl ödediklerini. Mesela aramızda birçok kadın arkadaşım var. Bugün çocuğumun çantasına beslenme diye ne koyacağım diye düşünen var mıdır bizim paramızla koluna 500 bin dolarlık çanta takıp gezen saraylılar arasından?" ifadelerini kullandı.

'ÖRGÜTLENİP HESAP SORMAK İÇİN KURDUK BU İTTİFAKI'

"Mesela kaç CEO’nun, kaç siyasetçinin ayaklarına ucuz domates bulacağız diye kara sular inmiştir? Var mıdır sizce böyle bir şey? Az önce arkadaşım bahsetti. Kaç tane CEO ofisinde iş kazasında ölmüştür?" sözleriyle konuşmasında devam eden Kadıgil, televizyonlarda konuşan siyasetçilere atıfla, "'Hayat zor’ demek kolay, ‘ekonomi çok kötü’ demek kolay, çıkıp çıkıp ağlamak kolay, şovunu yapmak kolay. Zor olan ne biliyor musunuz? Bu zorluğu kimin yaşadığını adıyla sanıyla ortaya koyabilmekte. İşte biz bu ittifakı tam olarak bunun için kurduk. O bizim emeğimizle beslenen yüzde 1, bizim terimizle, bizim işçi arkadaşlarımızın kanıyla zengin olanlar çıkıp bir de utanmadan ukala edebiyatı yapamasınlar diye kurduk biz bu ittifakı. Bizim ekmeğimize göz dikenlere karşı örgütlenip hesap sormak için kurduk bu ittifakı" diye konuştu. İktidarın sıkça kullandığı "aynı gemideyiz" ifadelerini de hatırlatan Kadıgil, "Aynı gemideyiz masallarını bize anlatırken gemiyi yiyip yine de doymayan o ahlaksızlardan hesap sormak için kurduk bu ittifakı" dedi.