TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Gezi Direnişi’nin 9. yılına ilişkin yaptığı açıklamada “Gezi dünümüz, bugünümüz, geleceğimizdir” dedi. Baş, dün n köprüye Gezi pankartı asmalarının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı “Suç duyurusunda bulunacağız” açıklamasına ise “Hazır savcılığa gitmişken, kol kola olduğun çeteler hakkında da ifade vermeni bekliyoruz” şeklinde yanıt verdi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, partisinin İstanbul İl Binası’nda açıklamalarda bulundu. Baş’ın gündeminde 9. yıl dönümündeki Gezi Direnişi ve aradan geçen sürede yaşananlar vardı.

TİP Genel Başkanı’nın açıklamaları şöyle:

Bugün 31 Mayıs 2022. Bugün Türkiye tarihinin en şanlı halk direnişlerinden biri olan Gezi Direnişi’nin 9. yıl dönümü. Tam dokuz yıl önce bir ağaç için, özgürlüğümüz için, memleketimiz için direndiğimizde ne güzel olduğumuzu gördük. Tek adam zorbalığına, onun baskıcı politikalarına, hukuku ayaklar altına alan uygulamalarına, halkı küçük gören anlayışına, polis şiddetine karşı; ağaçlara, kuşlara, böceklere, kentimize, kamusal alanlarımıza rant için saldıranlara karşı bu ülkenin yurttaşları olarak hep birlikte karşı durduk. Tam dokuz yıl önce, paylaştık, dayanışmayla, el ele tutuşarak bir halk olduğumuzu anladık. ‘

GEZİ DÜNÜMÜZ, BUGÜNÜMÜZ, GELECEĞİMİZDİR’

31 Mayıs 2013, bir halkın “Bu memleket bizim” dediği gündür. Gezi, bu ülkenin güvencesidir. Halkın umududur. Gezi dünümüz, bugünümüz, geleceğimizdir. Bu vesileyle Gezi Direnişi sırasında aramızdan koparılan kardeşlerimizi bir kez daha sevgiyle anıyoruz. Onların düşlerini gerçek kılmak için inatla mücadeleye devam ediyoruz. Gezi, diktatör bozuntusunun kabusudur. Siyasal İslamcı, patron adamı, doğa düşmanı, kadın düşmanı, genç düşmanı bir çakma diktatöre 9 yıldır kabus yaşatan direnişe selam olsun. Selam olsun direnen milyonlara. Selam olsun Kırmızılı Kadına, Duran Adama, çapulculara, Atatürk Kültür Merkezi’ne, POMA’ya, kepçelerin önünde direnen Sırrı Süreyya’ya, Bezmi Alem Camisi imamına, Gezi’nin marjinal beşlisine… Selam olsun direnişi Gezi’den memleketin tüm parklarına yayanlara… İstanbul’a, İzmir’e, Ankara’ya, Antalya’ya, Bursa’ya, Diyarbakır’a, Van’a... “Her yer Taksim, her yer direniş” diye yeri göğü inleten milyonlara. Ve elbette yürekten koskocaman bir dayanışma selamını da uyduruk Gezi davasında tutsak ettiğiniz arkadaşlarımıza yolluyoruz…

‘MİLYONLARCA YURTTAŞIMIZIN SESİNİ DUYURDUK’

Değerli yurttaşlar, dostlarım, kardeşlerim… “Gezi dün değil bugündür, Gezi gelecektir” diyoruz. Bugün bu sözü aklında, yüreğinde taşıyan milyonlarca yurttaşımızın, sizin sesinizi Boğaz Köprüsü’nden bir kez daha tüm dünyaya duyurduk. O pankartı biz astık ama oradaki çığlık bu ülkenin tüm onurlu insanlarının sesidir. Biz yalnızca aracı olduk. Ayrıca bugün TİP’li Öğrenciler, Beşiktaş’taki Cumhurbaşkanlığı ofisinin önünde Berkin’i hatırlattı Saray’a. O vurulma emrini verdiği Berkin’in arkadaşları şimdi mücadeleyi üniversite üniversite, mahalle mahalle büyütüyorlar. Gezi’de belki ilkokul sıralarında olan gençler bu iktidarın sonunu getirecekler, bugün ülkenin dört bir yanından yükselen sesleriyle inancımızı büyüten tüm gençleri sevgiyle selamlıyorum. ERDOĞAN’A: 'GENÇLER SENİ İKTİDARDAN İNDİRECEK' Erdoğan’a sesleniyorum: Hayatlarını çaldığın, özgürlüklerini ellerinden aldığın, bu ülkeye küstürmek için elinden geleni yaptığın gençler seni iktidardan indirecek Erdoğan. Pankart asmakla işimiz bitmedi. Bunu da çok iyi biliyoruz. “Bu daha başlangıç” demiştik. Daha işimiz var. Daha bu iktidarı tarihin çöp sepetine göndereceğiz. Yeri gelmişken bulduğu her fırsatta kendini göstermek için kırk takla atan “suçişleri bakanı”na da bir çift laf edelim. Aslında ciddiye almaya değmediğini biliyoruz ama meydanı boş bulup bomboş şeyler söyleyip kendisini nimetten saymasına da gönlümüz elvermiyor…

‘SENİNLE DE İŞİMİZ VAR SÜLEYMAN’

Seninle de işimiz var Süleyman Soylu. Neymiş, hukuksuzca bizi fiilen engellemeye çalışan polisleri ödüllendirecekmişsin. Bizim hakkımızda suç duyurusunda bulunacakmışsın. O polisleri vereceğin ödül ile eve giderken iki kilo zeytinyağı alamayacağını bilir misin sen Süleyman? Sözde cırt cırt sesleriyle başlayan servetini, iç çamaşırının bile parasını yönettiği partiye ödetiyormuş gibi yapıp doldurduğun kasaların, 2010 referandumunda “evet” oyu çıksın diye Pensilvanya’dan gelen paraları yetmeyen Süleyman, her türlü kara para, rüşvet, uyuşturucu çetesi ile kol kola yaşayıp milyonlar kazanan Süleyman, emrindeki memurlara suç işletip bir de devletin parasından iki kilo zeytinyağı alamayacağı ödül dağıtıp kendi reklamını yapıyor, bunu geçiyorum… Beyefendi bizimle ilgili suç duyurusunda bulunacakmış! Hiç bekleme!

‘KOL KOLA OLDUĞUN ÇETELERLE İLGİLİ DE İFADE VER’

Hazır savcılığa gitmişken, kol kola olduğun çeteler hakkında da ifade vermeni bekliyoruz. Mafyadan ayda 10 bin dolar maaş alan milletvekilini de anlatacaktın. Her biriyle ayrı ayrı fotoğraf çektirdiğin suç örgütü liderlerinin hesabını da bir ver hele. Sen ancak ödül alınca çalışırsın, ödülünü Saray’dan alırsın. Biz ödülümüzü halktan alıyoruz. Milyonların sesi olmak en büyük ödülümüzdür. Gezi’nin 10. yıl dönümünde işlediğin suçların hesabını vermeye başlayacaksın. Ahmet Şık ve gazeteci arkadaşlarımızın Duvar adlı kitabını şimdiden okumaya başla. O senin iddianamendir Süleyman.

‘FETHULLAHÇILARLA AYNI ŞEYİ YAŞAYACAKSINIZ’

Polis kayıtlarına göre Türkiye’nin 80 ilinde yurttaşlarımızın katıldığı bir büyük direnişi suçmuş gibi göstermeye çalışmak kimin haddine? Bunlar kendini ne sanıyorlar? Bugün köprüde o polislere de hatırlattık. Kanun dışı emirleri uygulamak da suçtur. Bakın Fethullahçı polislere… Aynı şeyi yaşayacaksınız. Halka karşı suç işliyorsunuz. Bunun karşısında olacağız. Bir korku imparatorlu yaymaya çalışıyorlar. Devirlerinin bittiğini görüyorlar. Saldırmalarının nedeni korkudur. Her gün yeni bir suç dosyası ortaya çıkan, paralel eğitim yapıları, silahlı gruplar kuran bu siyasileri çok yakında sanık sandalyesinde göreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. ‘

GEZİ’DEN SUÇ DEĞİL; UMUT, DAYANIŞMA, ADALET, EŞİTLİK ÇIKAR

Gezi’den suç değil; umut çıkar, dayanışma çıkar, adalet, emek, eşitlik çıkar. Bu akşam Taksim’de olacağız. Oradan bir kez daha haykıracağız. “Her yer Taksim her yer direniş!”, “Karanlık gider Gezi kalır!, “Zorbalar gider Gezi kalır!” diyeceğiz. Değerli basın emekçileri, sevgili yurttaşlar; Gezi’nin yıl dönümünde intikam operasyonları da devam ediyor. CHP İl Başkanı, arkadaşımız Canan Kaftancıoğlu da bugün Silivri Cezaevi’ne götürüldü. Sevgili Canan için verilen bu karar, hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti. Aynı, Gezi Davası’nda verilen cezalar gibi. AKP iktidarında adalet kalmamış, yargı bir çetenin elindeki bir araca dönüşmüştür.

‘SARAY REJİMİ’NİN HEDEF ALDIĞI HİÇBİR ARKADAŞIMIZI YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ’

Buradan bir kez daha söz veriyoruz! Saray Rejimi’nin hedef aldığı, saldırdığı hiçbir arkadaşımızı yalnız bırakmayacağız. Hiçbiri yalnız değildir. Arkalarında milyonların direnişi var. Ne diyorduk, “Hukuk biterse Haziran başlar”. Hukuk yoksa biz varız, halk var! ‘

METİN HOCA ÖLÜMSÜZDÜR’

Konuşmamı yine bu iktidarın memurları tarafından katledilen bir öğretmeni anarak bitirmek istiyorum. Bundan tam 11 yıl önce Hopa’da yine ağacını, denizini korumak isterken, polislerin hedef gözeterek nişan aldığı ve katlettiği Metin Lokumcu’yu sevgiyle, özlemle anıyorum. Gezi Direnişi’nin de işaret fişeğini verenlerden biri olan Metin Hocamız ölümsüzdür. Hedef gözeterek onun ölümüne neden olan iktidar memurlarının hak ettikleri cezayı almaları için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz. Metin Hoca’nın hayallerindeki dünyayı kurmak için mücadeleye devam edeceğiz.