Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sakarya İl Örgütü, 1 Mayıs Emek, Mücadele ve Dayanışma Günü salgının gölgesi altında geçtiğini, halkın büyük çoğunluğunun ücretsiz izin, işsizlik veya çalışarak koronavirüse yakalanmak arasında bir sarmala hapsedildiğini  belirtti.

TİP Sakarya Örgütü'nün 1 Mayıs Emek Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı yaptığı yazılı açıklamada, üresel boyuttaki salgının birinci yılını geride kalırken, insanlığın zor bir dönemden geçtiği ne işaret edildi. Şirketlerin sürekli büyüme eğilimi ve kâr hırsı ile doğanın sınırlı kaynaklarını yağmaladığı, çevremiyi katlettiği ifade edilerek, "Ve yine bu kâr hırsı ile "salgın koşullarına rağmen" işçi sınıfı fabrikalarda, atölyelerde, ofislerde, kalabalık ortamlar içinde çalışmaya zorlanıyor. Şirketlerin kâr marjı üst seviyelere çıkarken iş cinayetleri gittikçe artıyor" denildi.

Aşının insanlığın ortak birikimi olduğu ve dünya çapında bir planlama yapılarak tüm insanların aşılanması mümkünden kâr odaklı patent uygulamaları nedeniyle salgının giderek yayıldığı vurgulanan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

SALGININ FATURASI EMEKÇİLERE

"Bu sene de 1 Mayıs Emek, Mücadele ve Dayanışma Günü salgının gölgesi altında geçiyor. 1 Mayısların böyle sessiz, tenha bir atmosferde anılmasına elbette alışkın değiliz. Ne var ki iktidarın tam kapanma kararlarında bu kadar gecikmiş olması ve yapılan “lebaleb” kongreler halk sağlığını ciddi bir riske sokmuşken salgının faturası yine emekçilere kesiliyor. Sosyal ve ekonomik destekten yoksun bir vaziyette 18 günlük kapanma kayıt dışı, güvencesiz, gündelikçi olarak hayatını idame ettiren emekçileri açlığa mahkûm etmektir. Patron örgütleri işsizlik fonundan aldıkları destekler ve “istihdam-yatırım” yaptıkları gerekçesiyle devletten elde ettikleri teşvik primlerine rağmen hala pişkince kamuoyu önüne çıkıp yardım talebinde bulunuyorlar. Hayır! İktidar bugüne kadar hayata geçirdiği ekonomik politikalarla patronları yeterince destekledi. Artık sıra emekçilerdedir!
Şunu da hatırlatmakta fayda görüyoruz: İktidar salgını bahane ederek toplumdaki tüm hak arama faaliyetlerini, en temel anayasal haklardan biri olan ifade özgürlüğünü ve basın açıklaması girişimlerini şiddet kullanarak bastırmaktadır. İşçi direnişleri, adalet talepleri için sosyal mesafe kurallarına uygun vaziyette yapılan gösteriler bile şiddet ile engellenmektedir. Sözde işten çıkarma yasağı boyunca Kod-29 olarak adlandırılan ve patronlar tarafından “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymama” gerekçesiyle işten çıkarılan emekçi sayısı 177 bin civarındadır.
Halkın büyük çoğunluğu ücretsiz izin, işsizlik veya çalışarak koronavirüse yakalanmak arasında bir sarmala hapsedilmiştir."

İŞ CİNAYETLERİ

Türkiye’de emekçilerin hangi koşullarla, geçimlerini nasıl sağladıklarını anlamak için Hendek’teki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’na göz atmak yerinde olacaktır. İşçiler sadece koronavirüse yakalanmıyor, 3 Temmuz 2020’deki patlama nedeniyle iş cinayetlerine de kurban gidiyor. Devlet tarafından “çok tehlikeli iş yeri” statüsündeki denetimler savsaklanıyor, işçiler belirli sayılarda üretim yapmak amacıyla sürekli baskı altında tutuluyor, depolarda haddinden fazla bekletilmemesi gereken patlayıcı maddeler patron daha fazla ihracat yapsın da servetine servet katsın diye orta yere seriliyor ve sonunda 7 işçi hayatını kaybederken onlarca yaralı patlamanın acı sonucunu bizlere gösteriyor. Tüm bunlara rağmen yapılan yargılamada patron Ali Rıza Ergenç Coşkun tutuksuz yargılanıyor, oğlu sanık Yaşar Coşkun ise patlamadan hemen sonra Cumhurbaşkanı’nın kendisini arayıp teselli ettiğini söylüyor, üstelik duruşma esnasında olayın aydınlatılmasını önlemek için diğer sanıkları ve işçileri tehdit ediyor. Başta iktidarın kanatları altında zenginleşen beşli şirket grubu olmak üzere tüm patronlara sesleniyoruz: Türkiye İşçi Partisi iktidarında işçilerin canına kasteden, emeğini çalan düzeninize son verip emekçiden çalanların malını emekçiye vereceğiz."

Son olarak salgın ve tam kapanma şartlarında yapılması gerekenler şunlardır:

  •  İş yeri kapanan yurttaşlar tam ücretli sayılsın.
  •  Tüm faturalar iptal edilsin.
  • Kredi ve kira borçları ertelensin.
  •  Yurttaşlara ekonomik destek sağlansın.
  •  Yaygın aşılama yapılsın."