Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilerek yerine Topçu Kışlası ve alışveriş merkezi yapılmasına karşı başlayan, daha sonra da tüm Türkiye'ye yayılarak büyük kitlelere ulaşan Gezi Direnişi’nin üzerinden tam 8. yıl geçti.

Direniş kısa bir sürede milyonlarca kişinin adalet, demokrasi, özgürlük talebiyle büyüyen bir harekete dönüştü. İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre 79 ildeki eylemlere 2.5 milyon kişi katıldı. 

Direniş sırasında 11 yaşındaki Berkin Elvan, 21 yaşındaki Hasan Ferit Gedik, 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş İstanbul’da, 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz Eskişehir’de, 26 yaşındaki Ethem Sarısülük Ankara’da, 22 yaşlarındaki Abdullah Cömert ve Ahmet Atakan Antakya’da, 18 yaşındaki Medeni Yıldırım ise Diyarbakır’da kolluk kuvvetleri ve dolaylı yaşanan olaylarda yaşamını yitirdi.

Mehmet İstif ve Elif Çermik de maruz kaldıkları gaz nedeniyle yaşamını yitirdi. On bine yakın kişi ise polis saldırısıyla yaralandı. Erdoğan “Polise talimatı ben verdim” dedi.

Kısa bir kronoloji

Olaylar 28 Mayıs’ta Gezi Parkı'nın Asker Ocağı Caddesi'ne bakan duvarının 3 metrelik kısmı yıkılması ve 5 ağacın yerinden sökülmesiyle başladı. Taksim Dayanışması’yla birlikte parkın yıkılmasına karşı çıkan yaklaşık 70 kişilik grup iş makinelerinin önünde durarak yıkımı engellemek istedi.

Dönemin Barış ve Demokrasi Partisi Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de parka gelerek dozerlerin önüne geçti ve ağaçların sökülmesine engel olmaya çalıştı.

Sosyal medyadan yapılan Gezi Parkı'nda toplanma çağrıları sonrasında park ve çevresinde sabahkinden daha büyük bir kalabalık vardı. Eylemciler çadırlar kurarak parkta kalmaya, parkı korumak için nöbet tutmaya başladı.

29 Mayıs sabahı polis parkta kalan eylemcilere yeniden müdahale etti ve çadırları sökülerek ateş verdi. Yıkım çalışmaları yeniden başlayınca daha çok insan gezi parkına geldi. İş makinelerinin önüne geçerek yıkım çalışmalarını engelledi ve nöbet tutmaya başladı. Polis müdahalesiyle sökülen çadırların yerine yenileri kurdu.

30 Mayıs’ta polis sabahın çok erken saatlerinde parkta çadırlarda nöbet tutanlara tekrar saldırdı. Polisin saldırısı kısa sürede parka daha fazla kişinin gelmesine neden oldu. Polisin biber gazlı saldırısı sonucunda eylemcilerden bazıları yaralandı.

31 Mayıs sabahı da polis yine parka baskın düzenledi. Çadır kuran eylemcileri fiziksel müdahaleyle dağıtmaya çalışan polisin şiddetli saldırısı nedeniyle üç kişi gözünü kaybetti; onlarca kişi de yaralandı.

Ana akım medya Gezi’de yaşananları saatlerce görmedi. Dönemin İBB Başkanı Kadir Topbaş ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen kısa açıklamalar taleplere cevap verecek nitelikte değildi. Dönemin Başbakan’ı Erdoğan da konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Gelen tek açıklama da Topçu Kışlası’nın ne olursa olsun durdurulmayacağı yönündeydi.

Sosyal medyada yayılan bilgilerin ardından tüm Türkiye’de halk sokaklara, meydanlara dökülmeye başladı. Protestolar şehirlere yayılarak büyüdü.

Sloganlar ölümsüzleştirdi

Gezi’de polis saldırılarıyla birlikte artan kalabalık, direnişi “Her yer Taksim her yer direniş” sloganıyla ölümsüzleştirdi. Park, 15 Haziran’a kadar toplumun adalet, demokrasi ve özgürlük taleplerinin yükseldiği yer oldu. Bu tarihte yine bir polis saldırısıyla park boşaltıldı.

Saldırıda yüzüne biber gazı sıkılan ‘Kırmızılı kadın’ sembollerden biri haline geldi. Alman Piyanist Davide Martello piyanosuyla Taksim Meydanı ile çevresindeki inşaat alanında konser verdi. Martello’yu birçok sanatçı takip etti.

Polis saldırılarında yaralanan direnişçilerine ilk yardım yapan gönüllü doktorlara, “yasadışı gösterilerde yaralananlara tıbbi müdahalede bulunmaktan” soruşturmalar açıldı.

Erdoğan eylemler boyunca direnişçilere saldıran polis için İçişleri Bakanı’na, İstanbul Valisi’ne ve Emniyet Müdürü’ne teşekkür etti.

Eylemlere katılanlara davalar açıldı

2013'ün sonuna kadar İstanbul’da 40 ayrı iddianame ile 308 kişi hakkında dava açıldı. Bezmi Alem Valide Sultan Camii’ne "ayakkabılarıyla girdikleri ve camide bira içtikleri" iddiasıyla yaklaşık 200 kişi yargılandı.

Açılan davalar bununla sınırlı kalmadı. Türkiye’nin dört bir yanında eylemcilere açılan davalar yıllarca sürdü, bir kısmı da devam ediyor.

Açılan davaların sonuncusu ise Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku, Mine Özerden, Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’ye direnişten 6 yıl sonra açılan dava oldu. Hak savunucularının davası beraatle sonuçlandı fakat İstinaf Mahkemesi beraat kararını bozarak tekrardan yargılama istedi.

Topçu Kışlası yapılmadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan çeşitli defalar Taksim'e Topçu Kışlası yapılacağını söyledi ama aradan geçen 8 yılda bu konuda somut bir adım atılmadı. Bunun yerine Taksim’e bir cami yapıldı. Erdoğan caminin açılışını Gezi’nin yıl dönümde yaptı.