HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sivas katliamının tüm yönleriyle aydınlatılması, sorumlularının bulunması ve cezalandırılması ile bu katliamla ilgili yüzleşme süreçlerinin işletilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılması talebiyle Meclis'e önerge verdi.

Sivas katliamının üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen katliamı planlayanlar, siyasi destek sunanlar ve katliamda rol alanlar açığa çıkarılmadı ve katliamla yüzleşilmedi. HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, bu nedenle Alevilere yönelik nefret saikiyle gerçekleşen Sivas katliamının tüm yönleriyle aydınlatılması, sorumlularının bulunması ve cezalandırılması ile bu katliamla ilgili yüzleşme süreçlerinin işletilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılması talebiyle Meclis'e önerge verdi.

Koçyiğit, önergesinin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"1993 yılında Sivas'ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından düzenlenen ve 4 gün sürecek olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri planlanmıştır. Şenliklere katılmak için çok sayıda aydın, yazar, sanatçı ve şair, ozan Sivas Valisinin davetiyle kente gelmiş ve ağırlanmıştır. Ancak günler öncesinde kente gerici bildiriler dağıtılmış, katliam çağrıları yapılmıştır. Katliam hazırlığını günler öncesinde yapan ve örgütleyenler cami cemaatiyle birlikte; şenliğin ikinci günü 2 Temmuz 1993 tarihinde Cuma namazından çıkarak 'Sivas laiklere mezar olacak' şeklinde sloganlar atarak yürüyüşe geçmiştir. Saldırgan grubun bir kısmı Kültür Merkezi önüne yeni dikilen 'Halk Ozanları' heykelini yıkıp, yerde sürüklerken; bir kısmı ise valilik önüne gelerek dönemin Sivas valisi Ahmet Kara Bilgin'i protesto etmiştir. Kültür Merkezinin yakınında bulunan Aziz Nesin ve arkadaşlarının konakladığı Madımak Oteli'ne önüne gelen 15 bin kişilik saldırgan grup ise; oteli taşlamaya camlarını kırmaya ve ateşe vermeye başlamıştır. Olaylara müdahale etmeleri için sevk edilen güvenlik güçleri hem geç gelmiş hem de olaya müdahale etmemiştir. Saldırganlar otelin önündeki arabaları ters çevirip, araçlardan aldıkları benzinle oteli tutuşturmuş ve otelin kırık camlarından içeri benzinle ıslatılmış bez parçaları atarak oteli tamamen yakmıştır. Bu şekilde yakılan Madımak Oteli'nde 33 aydın, yazar, sanatçı ve 2 otel çalışanı olmak üzere 35 kişi yangında yaşamını yitirmiştir. Dönemin mülki amirlerinden ve merkezi hükümet yetkililerinden defaten yardım istenmiş ve yetkililer tarafından 'Korkmayın her türlü önlem alındı' denmiş ancak hiçbir önlem alınmamıştır. Katliamdan sonra görevden alınan Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner'e olayların büyüdüğü haberi verilmiş ancak Öner'den 'Müdahale etmeyin' emri alındığı iddia edilmiştir. Söz konusu müdahaleler ve önlemler zamanında alınmış olsaydı böylesi bir vahim olayın yaşanmayacağı aşikârdır. Nitekim 12 saat sonra saldırgan gruba müdahale edilmiş ve yangın söndürülmüştür. Daha sonra dava sürecinde çeşitli mahkemelerde başlatılan soruşturmalar o dönem kapatılan Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) son bulmuş, Mahkeme ise görevsizlik kararı vererek dosyayı Yargıtay'a göndermiştir. Yargıtay da dosyaya bakması gereken yerin Ankara DGM olduğuna karar vererek dosyayı geri göndermiştir. Ankara 1 Nolu DGM'ye sunulan iddianamede ise olayların nedenini, 'şenliklere katılanlar' olarak gösterilmiş, yazar Aziz Nesin'in varlığı 'eylemin hazırlayıcı sebepleri' arasında sayılmıştır. 20 yıl devam eden yargı sürecinin sonunda 2014 yılında dava zaman aşımına uğrayarak dosya kapatılmıştır.

"Dönemin Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel, katliamla ilgili 'Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş.' …Yine dönemin başbakanı Tansu Çiller ise; 'Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir' açıklamasını yapmıştır. Katliamın yaşandığı dönemde devletin üst düzey yetkilileri ve görevleri yaşananlarla ilgili yaptıkları açıklamalarla katliamın arkasında derin bir devlet gücünün olduğunu da açıkça itiraf etmişlerdir. Başta Alevi yurttaşlar olmak üzere, tüm demokratik kamuoyunun beklentisi bu katliamı gerçekleştirenlerin, katliam emrini verenlerin ve bütün sorumluların yargı önüne çıkartılıp hak ettikleri cezalara çarptırılmasıydı. Fakat katliamın üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen Sivas katliamı ile yüzleşilmemiş, perde arkasındaki derin güçler açığa çıkarılmamış ve adalet sağlanmamıştır.

"Bu nedenle 2 Temmuz 1993 yılında özellikle Alevi yurttaşlara yönelik nefret saikiyle gerçekleşen Sivas katliamının tüm yönleriyle aydınlatılması, sorumlularının bulunması ve cezalandırılması ile bu katliamla ilgili yüzleşme süreçlerinin işletilmesi ve katliamda yakınlarını yitirenlerin acılarının azda olsa dindirilmesi için özür dilenmesini ve bu hususta bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz."